Bundan yaklaşık 15yıl önce bir yönetici yüzünden Beşikdüzüspor’u gündemimden çıkarmıştım. O yıllar Karadeniz Gazetesi Büyükliman Bölge Temsilcisi idim. Tepki gösterdiğim davada haklıydım.
Beşikdüzüspor’la ilgili bir haber yapmıştım. Beşikdüzüspor’dan bir yönetici (ismi bende kalsın) gelip bana “sen bu haberi kime sorarak yazdın diye tutturdu. Ben de,“haberde bir yanlışlık mı var. Varsa düzeltelim” dedim. Bana, “Yok. Haberde bir yanlışlık yok. Haber doğru ama kime sordun” diye tutturmuştu. Ben de, “Bu davranışınla Beşikdüzüspor’a zarar veriyorsun. Bak bugün maç var. Şuan fındık toplama zamanı. Millet fındık günlüğüne gidiyor, elli lira alacak. Ben bu haberden 5 lira alacağım. Bunu da bana haberi yazarsam verecekler. Yazma mecburiyetim de yok” dedim. Bu kez yönetici, “yazarsan şerefsizsin demez mi?”
Bu söz üzerine derhal sahayı terkettim. Hemen durağa giderek Trabzon’a gazeteye gittim. Durumu spor müdürümüz olan Osman Diyadin Beye anlattım. Bundan böyle Beşikdüzüspor’un “B”si ister Trabzon’dan olsun, ister Beşikdüzü’nden olsun gazetede çıkar, o saatten itibaren anlayın ki, ben gazeteden ayrıldım” dedim.
Bunun üzerine o sezon Beşikdüzüspor A genç takımı ikinci ligde Yavuz Selim’de şampiyon olarak birinci lige çıkmasına rağmen gazeteye bir kelime yazamadılar. Sebebi kim, o yönetici. Kime zararı oldu, Beşikdüzüspor’a. Dolayısıyla da Beşikdüzü’ne. Beşikdüzü’nün reklamını engelledi.
Daha sonra yönetim el değiştirdi. Fakat ben ne kongre olduğundan haberim var, ne de kimin seçildiğinden. Tamamen Beşikdüzüspor’dan ilişkimi kesmiştim. Beşikdüzüspor’un varlığından, yokluğundan haberim yoktu.
Birgün Kuyumcu Harun Topal’ın dükkanının önünden geçerken Harun Bey, “Ahmet Bey, müsait olduğun bir gün haberim olsun. Senle bir şey konuşacağım” dedi. Ben de tamam dedim. Aradan iki gün geçti, “bugün müsaidim” dedim. Falan saatte Sait Çağlar’ın kahvesinde buluşalım, senle önemli bir şey konuşacağım” dedi. Ben de “tamam” dedim.
Ben, kendisinden önce kahveye gidip oturdum. Az sonra kendisin 5-6 kişi ile kahveye geldi. Yanındakiler kimler, neden yanındalar diye düşünürken, Harun Bey, “seni fazla merakta bırakmak istemiyorum” dedi. Biz Beşikdüzüspor yönetimini devraldık. Ben başkan, bunlarda yönetim kurulu üyelerimizden bir grup. Senin Beşikdüzüspor’a kırgın olduğunu biliyoruz. Senin haklı olduğunu da inanıyoruz. Biz bundan böyle beyaz bir sayfa açarak seninle çalışmak istiyoruz. Bizi kırmayacağını umuyoruz” dedi.
Bu konuşması beni çok etkiledi. Biraz düşündükten sonra, “Beşikdüzüspor’a kırgınlığıma sebep olan o yönetici bu yönetimde de var mı?” dedim. Harun Bey,” yok” dedi. “Tamamen yeni bir yönetimiz” deyince, ben de , “madem ki, bana yanlış yapıldığını gördünüz, bana geldiniz. Ben de bundan sonra sizin yanınızdayım” dedim.
Göreve geldiler, ikinci amatörde olan takımı şampiyon yaparak birinci amatör kümeye çıkardılar. Ben de Yeşilkıyı gazetesinin eki olarak “Beşikdüzüspor” logolu şampiyonluk gazetesi yaptım. Daha sonra takım birinci amatörde şampiyon oldu, BAL Ligine çıktı, yine “Beşikdüzüsporlogolu” şampiyonluk gazetesi yayınladım. Beşikdüzüspor BAL’dan üçüncü lige çıktı, bu kez 8 sayfa renkli şampiyonluk gazetesi yaptım. Hepsi Harun Beyin zamanında oldu. O canlı şahit. Yeşilköyspor şampiyon oldu, keza aynısını ona yaptım. Yeşilköyspor Başkanı Alparslan Gündoğdu şahit.
Beşikdüzüspor ikinci amatöre düştü, iki yıl önce şampiyon oldu,500 adet renkli şampiyonluk posteri yayınladım. Geçen yıl Alparslan Gündoğdu ile birlikte Kuzeyses Tv üzerinden canlı programlar yaptık. Bunları yaparken Beşikdüzüspor veya Yeşilköyspor yönetiminden bir kuruş talebim olmadı. Bu yaptıklarımın bir değeri yok mu ki, kongreye davet edilmedim? Ben daha ne yapabilirim!.. Varsa bir bildiğiniz söyleyin yapalım.
Birinci kümeye çıkıldıktan sonra yeterince ne geçen yıl, ne de bu yıl bizi bilgilendiren, haber veren olmadı. Bu hafta olağan genel kurul yapıldı, haber veren yok. Haberi siteden okuyorum. Adı Kuzeyses olan ilçenin Web sitesi var. Dördüncü yılını dolduruyor. Yoksa bu yöneticiler, her şeye rağmen Beşikdüzüspor’dan yazdığımız haberlerden haberdar değiller mi?
Beşikdüzü’nün sesinin kısılmasına, basında Beşikdüzü adının çıkmamasına ne hakkınız var? Bu mu idarecilik. Yanı başımızda Görelespor, 50 bin liranın üzerinde para vererek gazeteciye Görelespor’un haberlerini yaptırıyor. Ben 1985 yılından buyana gazetecilik yapıyorum. Kimseden daha bir kuruş almadım.
İlçe, bedava dahi haberini yaptıramayan idareci ve yöneticilerle dolu. Beşikdüzü bu kafayla bir yere varamaz. Etrafa biraz bakmak yeterli. Siyasetçi olan olmayan hiç kimseden ses çıkmıyor. Yazık bu ilçeye!..