GÖRÜNÜŞ
Ahmet SARAÇ
Bu yıl 22.yapılan Tonya Tereyağı Kültür ve Sanat Festivali 23-24 Ağustos tarihleri arasında muhteşem bir kalabalıkla gerçekleştirildi. Özellikle gurbetten gelen insanlar için bu festival yılda bir kez de olsa buluşma, hasret giderme, horon oynama ve yöresel sanatçıları dinleme günü.
Belediye Başkanı Osman Beşel, Büyükliman’da hiçbir belediyenin yapmaya cesaret edemediği bir organizasyonu gerçekleştirdi. Güzel bir etkinliğe imza attı.
İlk gününe katıldığım festivalin son gününü fındıkta oluşum sebebiyle Çay Televizyonu’ndan seyrettim. İnanın ömrümde bu kadar kötü bir yayın izlemedim desem yanlış söylemiş olmam. Yaptıkları yayına bir bakalım.
Sahne ışıklandırması yayın için yeterli değil. Sahneye çıkanın hiçbirinin yüzü tanınmıyor. Giydiği elbisenin rengi dahi belli değil. Bazen insanları çift gösteriyor. Sanki yayla dumanının arasında yayın yapılıyor. Festivali izleyen kalabalığa da ışıklandırma yapılmamış. Sokak lambasının ışığından ve kameranın kendi ışığından yararlanma yoluna gidilmiş. Kamera, ışığa karşı görüntü çekildiği için genelde bembeyaz çıkıyor. Sahne tarafından televizyon ışıklandırma yapması lazımdı. Sokak lambasının ışığına karşı çekim yapılmış. Lambanın ışığı kameranın ışığından daha baskın çıktığından ekrana berbat bir görüntü yansıyor. Kalabalık gösteriliyor, net görünen bir kişi yok. Bunu anlayamayacak kadar ya acemiler, ya da duyarsızlar. Hiç mi yayın arabasında bu yayınları görmüyorlar. Üstelik bu rezil yayından da güzel bir iş yapmış gibi paralarını alıp gittiler. Bu yayına verilen paraya yazık.
Festivalde sahne alan sanatçıların yüzde doksanı aynı türküleri söyledi. Bu durum bütün yayla şenliklerinde de aynı. Aynı türküleri dinlemekten bıktık. Kendilerinin söylediği doğaçlama bir türkü yok. Birilerinin zamanında söylediği doğaçlama türküleri ezberlemişler, aynı türküleri biz değişik sanatçıların sesinden dinlemiş oluyoruz. Belki horon oynayanlar farkında değiller ama, televizyon başında insanın televizyonu kapatası geliyor.
Son olarak şunu da söylemek istiyorum. Bu kadar erkek sanatçının arasında enaz bir de bayan olması gerekirdi. Zeynep Birinci, Meltem Karanisoğlu veya Yeşim Çivelekilk aklıma gelenler. Neyse. Canlı yayın haricinde herşey güzeldi. Seneye daha güzel bir festivalde buluşmak dileğiyle emeği geçen herkesi başta Belediye Başkanı Osman Beşel olmak üzere kutluyorum.
* * *
Trabzon 1.Amatör Kümede mücadele veren bölgemiz takımları Beşikdüzüspor, Vakfıkebir 1874FK, Şalpazarı Gençlik ve Beşikdüzü Yeşilköyspor’dan liglerin başlamasına kısa bir süre kalmasına rağmen ses seda yok.
Bir çok takım transferlerini tamamlamış, sezonu açmış, gazete sayfalarında şampiyonluğun en büyük adayıyız derlerken bölge takımlarımız sessizliğini koruyor. Kimler alınmış, kimler gitmiş hiçbir şekilde taraftar bilgilendirilmiyor. Kadromuzu koruyoruz diyen de yok. Var da duyulmasın diye basına mı vermiyorlar? Onu da bilemiyoruz!..
Özellikle Beşikdüzüspor bu sezon ligde ne yapacak şimdiden merak konusu. Geçen sezon gibi ligde iddialılar mı değiller mi bilen yok.
* * *
Ben şunu bir türlü anlayamıyorum. Türkiye laiktir denildi, Diyanet İşleri Başkanlığı kuruldu. Devlet yönetimi din işlerinden anlamaz, bu işin sorumlusu sensin denildi. Yani din ile devlet işleri ayrı tutuldu. O zaman bırakın da dini konularda Diyanet’in işine karışmayın. O sizin işinize karışıyor mu? İki de bir basın Diyanete yükleniyor. Sanki din işlerinden anlarmışlar gibi.
Diyanet, Kur’an-ı Kerim ne diyorsa onu söylüyor. Anlayan anlar, dinleyen dinler, uyan uyar. Onun görevi sadece söylemek. Kur’an-ı Kerim’de yeralan Allah’ın emrini niye bu insanlara söylüyorsunuz demeye kimsenin hakkı yok. Allah’a karşı o söylemekle mükelleftir. Uyup uymama size kalmış. Kimse karışamaz.
Ne demek Diyanet dün kadınların kıyafetine karıştı, şimdi de miras konusuna karışıyor. O Allah’ın emrini söylüyor. Bu konuda onu eleştiremezsiniz. Onun dışındaki din alimleride yok böyle bir şey. Diyanet İşleri Başkanı uyduruyor derse, siz o zaman haklı konuma geçersiniz. Aksi halde laik Türkiye’de dini konularda Diyanet’i eleştiremezsiniz.
Neden eleştiriyorsunuz, işinize gelmiyor da ondan!.. Tek tutunacağınız dal medeni kanun. Medeni kanun başka, Allah’ın kanunu başka. Medeni kanun öyle diyorsa, Allah’ın kanunu da böyle diyor Diyanet işleri Başkanlığı. Bunun neresini eleştiriyorsunuz?Adamın veya kurumun görevi bu. Biz bu işten anlamayız, bu iş sizin işiniz dediniz. Türkiye Cumhuriyeti İslam’ı anlatma görevini bu kurama verdi. Kur’an dışında konuşan boş konuşuyor!..