GÖRÜNÜŞ

Ahmet SARAÇ

29 Ekim günü Türk Milleti olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşun 102.yıldönümünü kutladık.

Kutladık kutlamasına da bu konuda bir arpa boyu yol alalım derken, bir fasulye boyu geriye gittik.

29 Ekim 1973’deki bayram programı ne ise 29 Ekim 2025’deki bayram programı 1973’tekinin aynısı bile diyemiyorum.

1973’deki bayram heyecanı yok artık. Her şey yavaş yavaş siliniyor.

Esnaf, bilerek veya komşusundan görerek bayrak asmış. Belki de Belediye’nin bayrak astığını görünce o da bayrak asmış. Bir kısmı ise bayramdan hiç haberi yok. Bayrak bile asmamış.

Hatırladığım 1970’li yıllarda bayram hareketi 28 Ekim günü öğleden sonra başlardı. Belediye’den saat 13.00’dan itibaren yayınlanan kemençe, davul-zurna ve kahramanlık türküleri çalınır, sabah okunacak şiirler o gün aralara serpiştirilir, bu program akşam 17.00’ye kadar devam ederdi.

29 Ekim günü ise, sabah 8.00’de yine kahramanlık türküleri ve marşlar başlar, saat 10.00’daki tören saatine kadar sürerdi. Çarşıda bir coşku, bir neşe olurdu. Daha sonra bayram yerinden yapılan tören, Belediye hopörlerinden de yayınlanır, ilçenin her tarafından oradaki konuşmalar dinlenirdi.

Daha eskilere 1940’lı, 1950’lili yıllara gittiğimizde, bayramın tamamına yakının halk tarafından bir Kadırga Otçu Şenliği havasında kutlandığı, büyüklerimiz tarafından anlatılmaktadır. Öğrencilerin bu bayramda yeralmadığı tamamen halk tarafından kutlandığı söylenir. Zaten halkın olmadığı bir Cumhuriyet Bayramı da bayram değildir.

29 Ekim 2025 Çarşamba günü tören salonuna geldik. Sunucu programını arzediyorum dedi. Baktım 1973 yılındaki veya şuan elimde olan 1988 yılındaki programın aynısı. 1970’li yıllarda programlara öğrenci olarak katılıyordum. O yıllar tüm ilkokullar, ortaokullar, liseler bayrama katılırlardı. Hatta Nefsişarlı İlkokulu da Beşikdüzü’ndeki törenlere katılırdı. Şimdi ise ilkokullar yok. Orta ve liselerden görevli öğrenciler katılıyor. Görevliler olmasa bayrama katılan da olmayacak gibi. Kutlamalar nereden nereye geldi.

Gelecek yılki bayrama, daha farklı ne yapabiliriz diye araştırma yapan bir komite yok. Geçen yıldan daha farklı bir kutlama programı hazırlamaya gayret gösterilmiyor. Mesela programa, Beşikdüzülü sanatçıların katılacağı “Cumhuriyet Konseri” ilave edilebilinir. Davul-zurna veya kemençe eşliğinde protokolün de katılacağı horon oynanabilir. Ödüllü erkek-bayan halk koşusu yapılabilir. Alk arasından seçilecek Belirlenecek sivil insanlara şiir okutulabilinir veya şiir yarışması düzenlenebilir. Bir güreş müsabakası düzenlenip finali bayramda yapılabilinir. Bunları yapmak zor şeyler değil. Bu örnekler çoğaltılabilinir. Ama amaç bayramı kutlamak değil, adeti yerine getirmek olduğundan bunlar akıllarına bile gelmez.

Herkes sahayı seyrediyor. Yıllardır hep merak ederim. Öğrenci olmasa bu bayram nasıl yapılacak. 7’ten 77’ye herkesi ilgilendiren bir bayram sadece öğrenciler tarafından kutlanması çok yanlış. Ne edip edip halkı da bir şekilde bayrama katmak lazım. Bu bayram bir saat değil, bir gün boyu bir festival gibi kutlanabilir. Bayramımızı istediğimiz gibi kutlayamayacak mıyız? Buna bir engel mi var?

Ben diyorum ki, bu bayram öğrenci bayramı değildir. 23 Nisan çocukların bayramı, 19 Mayıs gençlerin bayramı, doğru. 29 Ekim ise tümünü kapsayan devletin ilan ediliş bayramı. Bu bayram sadece öğrencilerle kutlanamaz. Bu bayram bu kadar küçültülemez.

Bu bayram yaşı ne olursa olsun herkesi ilgilendiriyor. Halkla birlikte program düzenlenmeli. Halkın olmadığı bayram Cumhuriyet Bayramı olamaz. Öğrenci olmasa bayram kutlanmayacak mı? Devletin kurulduğuna sadece öğrenciler mi seviniyor? Protokolü, halkı ilgilendirmiyor mu? Lütfen bu bayramı Türkiye genelinde cumhuriyete yakışır bir şekilde kutlayalım.