Kuran’da yorum isteyen çok kavramlar ve ayetler vardır, bunlardan biriside cehennem ve ateş kavramıdır. Yaklaşık insanlığın yarısı dinsiz yaşamaktadır. Maneviyatsız yaşamak zor olduğundan, insanlar dinleri araştırıyorlar. İslam, zıtları birleştirdiği için  (soyut-somut, dünya ahret, güzel çirkin, iyi kötü, artı eksi, kadın erkek vs) bu durum pek çok insanın hoşuna gidiyor. Kuran’da üç yüze yakın, çeşitli manalarda cehennem ve ateş kelimesi geçiyor, ateistler, nükleer bir ateş fırınını insanın yapısına uygun görmeyip tenkit ediyorlar. Kuran, arketip(Evrensel bilginin sembolik verileridir. Bireylerin ve toplumların arketipi vardır. İnsan kültürünün yapıtaşlarıdır. Âdem Havva, Habil Kabil vb bunlarda ilk akla gelen mana asıl değildir, anlatmak istediği yorumlar önemlidir) metafizik âlemin literatürüdür, gayb âleminin dilidir, rüyaya biraz benzer. Dünyadaki bütün sıkıntı, acı ve hastalıkları ve benzeri durumları ateş ve cehennem diye ifade ediliyor. Çünkü bunlar metafizik boyutta böyle görünüyor. Nisa, 10. Yetim malı yiyen karnını ateşle doldurur. Al-i İmran, 103, Hepiniz Allah’ın ipine sarılın, dağılmayın, Allah’ın o büyük nimetini hatırlayın ki sizler birbirinize düşmanlar iken Allah sizi kaynaştırdı, birbirinize kardeşler oldunuz. Ateşten bir çukurun kenarında idiniz, Allah sizi kurtardı. Allah ayetlerini böyle açıklıyor ki doğru hedeflere varasınız. Bu ayet iç savaş, sosyal sıkıntılar ve anarşizm gibi olayları, ateş çukuru olarak gösteriyor ve gayb âleminde sosyal hastalıklar ateş diye görünür. Meryem, 69 ve 71, “hepiniz (bütün insanlar, peygamberler de dâhil) Cehennemden geçiyorsunuz. Bu, Allah’ın geliştirici rububiyetinin(terbiyesinin) yerine getirilmesi gereken kesin bir hükmüdür. Biz özünü koruyanları ondan kurtarırız. Allah’ın Rahmaniyeti olan kâinattaki ikili yapı ve dengeye karşı olan zalimleri orada diz çökmüşler olarak bırakırız.”  Bu ayette, başta peygamberlerin çektikleri sıkıntı ve zorluklar olmak üzere bütün acılar, hastalıklar ve fakirlik gibi durumlar Cehennem diye ifade ediyor. İnsan, açlık, hastalık ve sıkıntı çeker ki gelişsin, zıtlıklar olmaza gelişme durur. Sonra dengeyi bulunca tabiata egemen olur, acı ve sıkıntılardan kurtulur. Dünya gelişme ve terbiye yurdudur. Herkes o cehennemin içinden geçer, dengeyi ve takvayı bulanlar kurtulur diğerleri alışır. Kuran, dünya ve ahret cehennemlerini çok çeşitli ve metafizik boyutlarda anlatıyor. Sürekli acı, hastalık ve sıkıntı olsa insan dayanamaz, ölür, ölmemeleri için Allah alışkanlık verir. Ayet diyor ki vahiy kanunları ile düzene girmeyen bir toplum, anarşizm ve kargaşa yaşar. Cehennem gibi bir durum sosyal ve psikolojik hayatlarını yakar. Sınırlı düşünce, yorumsuz din anlayışı insanları bozuyor. Sınırlı bir tanrı ve bilimden kopuk anlayışı ile dini metinlere bakmak, putperestlik gibi bir şeydir. Onun için dindarların çoğunda ahlak olmuyor. Ateistler de suçu din ve kitaplarda görüyor yanılıyor. Said Nursi, Cennet ve cehennem varlık ağacının ebede doğru giden iki dalının iki meyvesidir der. Cennet ve Cehennem bu dünyada da diğer bütün zıtlar gibi iç içe ve her yerdedir.

OSMAN KOYUNCU 0535.760.48.39. VAKFIKEBİR TRABZON