Dünya, iletişim sayesinde küçülerek bir köy konumuna geldi. İleride devletlerin sınırlar büyük oranda kalkarak, birkaç dünya devletinin olacağı düşünülüyor. AB birliği gibi, tek para birimi ve tek devlet olacak, belki şimdiki ülke liderleri, ileride birer vali konumuna olacaklar, o şekilde de olması lazımdır, çünkü geri kalmış ülkelerde, gücü eline geçirenler halkına zülüm yapıyor.

 İnsanları peşinden sürüklemek isteyen iki şeyden birine veya her ikisini elinde tutmalıdır.  Bunlar din diğeri ırkçılıktır, bunları siyasete alet ettin mi iktidardan inmezsin. Şu anda İslam âleminin en büyük sorunu budur. Mecellede bir hüküm vardır derki, zamanın değişmesi ile hükümlerin değişmesi kaçınılmazdır. Zamana ve ilmi değişime karşı direnmek, zamanın çarkları arasında ezilmek demektir.

Devlette ve insanlıkta özgürlükler esastır, adil bir hukuk sisteminden başka bir sistem devletler eli ile insanlara dayatılmamalıdır. İnsanların çoğunluğunu içine alan, adil ve hür bir hukuk sistemi yapılır, insanlar istediği özel kuralları özgürce kendi hayatına uygulayabilir. İnsanlar vicdanlarına göre dini yaşamalıdır. Bayanın kıyafetini bile sistemin belirlediği, insanın iradesinin olmadığı bir devlet sistemi olabilirimi? Böyle bir sisteme din denir mi?

 İslam âleminde, siyasal İslam özlemi duyan Müslümanların çoğu, orta çağ fıkıh kurallarına bağlı bir anayasası olan ve her şeyi devletin tayın ettiği bir sistemi hayal ediyorlar. Dinin siyasete alet edilmesi, Hz. Hüseyin’in Yezit tarafından katledilmesi ile başlar. Bu din, gerçek İslam’ın dışındadır ve bazı düşünürlere göre pek çok yönden Protestanlıkla paralelliği vardır. İslam’ın özünde hürriyet ve özgürlükler vardır, hürriyeti kısan gerçek Müslüman olamaz. Ahir zamanda özgürlükler ve hürriyetler zirve yapacak.  Halka, fıkıh kuralları ile baskı yapanlar, bu kuralları kendi ailelerine uygulamıyorlar, fıkıh kurallarını perde yapıp, her naneyi yiyorlar. Hz. İsa’ya as din nedir dediği zaman, Allah’a inanman ve komşunu kendin gibi sevmendir, düşmanını sevemiyorsan gerçek manada iman etmiş sayılmazsın diyor. Allah zıtları çarpıştırarak kâinattaki gelişmeyi sağlıyor. Zıtlar olmazsa gelişme olmaz, şeytanın bile gelişmemizde büyük katkısı vardır. Eğer şeytana gerek olmasaydı Allah yaratamazdı. Zıtlıkları ortadan kaldırırsan gelişmeyi durdurursun. Kötülükleri kanunla değil eğitimle engellemelisin.  Artı kutup olmazsa eksi kutup bir şeye yaramaz. Kadın olmazsa erkekten ne olur, erkek olmazsa kadın neye yarar. Kötülükler iyiliklerin, çirkinlikler güzelliklerin derecesini artırır. Zıtlarla kemale ereceğimize göre birbirimizin farklılıklarına tahammül etmeliyiz. Bu zamanda sevgi ve saygıya dayanan, hür ve adil hukuk kuralları ile birlikte yaşamaktan başka yol yoktur.