Son dönemlerde, Türkiye’de cami, kuran kursu ve imam hatip gibi dini eğitim veren yerlerin sayısında büyük artışlar oldu. Bir yerde din eğitimi varsa, bu yerlerde namaz kılanlar, oruç tutanların ve ahlaklı gençlerin sayısında artma beklenir. Bütün araştırmalar son dönemlerde ahlakta büyük çöküntüler olduğu görülüyor. Bu ahlakı çöküntünün asıl nedeni, din eğitiminin gerçek ilmi delillerle Allah rızası için olmamasından kaynaklanıyor. Ayrıca din eğitimi orta çağdan kalma köhne yöntemlerle zorlama ile yapılıyor.

 Kuran’da Allah, ey insanlar, ey iman edenler şeklinde hep insanı hedef alıyor ey devlet demiyor. Demokratik ülkelerde hedef insandır ve her şey insan içindir, geri kalmış ülkelerde ise her şey kutsal devleti korumak içindir. İmtihan dünyasıdır, birileri dini çıkar kapısı yapacak veya yanlış yollara sapacaktır.  Bunlar olmasın diye din devlet kontrolüne verilmez. Bazen elektrik çarpabilir, elektrik çarpmasın diye karanlıkta kalınır mı?  İşte devlet kontrolündeki dinde, camiler ve okulların sayısı artarken ters orantılı olarak namaz kılan oruç tutan ahlaklı gençler sayısı azalır.

Allah, bütün mahlûkatı yaratıp, hayat şartlarını öğreterek bu dünyaya göndermiştir. İnsanın bu dünyaya gönderilmesinin gayesi, ilimle olgunlaşıp, gelişerek kemale ermek ve yaratanını tanımaktır, ilimsiz imanı inkişaf olmaz. İslam âleminin ayağa kalkması ancak ilimle olur. İlimsiz Allah’ı tam tanıması ve bilmesi de mümkün değildir.

Ebu Cehil de Allah’ı biliyordu, önemli olan nasıl bir Allah inancının olmasıdır. Ben valiyim demekle vali olunmaz, taşa altın demekle taş altın olmaz. Bir insan devamlı devlet, devlet derse mi devleti iyi tanır yoksa devletin çeşitli kademelerinde çalışarak devletin işleyişini mükemmel bilse mi devleti daha iyi tanır.  Allah’ın sonsuz ismi vardır ve fen bilimlerinden her biri Allah’ın bir ismidir. Mesela tıp ilmi Allah’ın şafi isminin tecellisidir. Elbette Ya Şafi, Ya Şafi demeli fakat tıp ilmini okuyup, aletlerini, kitaplarını bilen, ameliyat yapan, laboratuarları kullanabilen, hastalıkları tanıyıp tedavi eden Allah’ın Şafi ismini daha iyi bilir ve anlar. Yani Allah’ı sadece isimleri ile zikredenin imanı taklidi, ilimle okuyarak Allah’ı zikredenin imanı tahkikidir.

Eğer İslam âlemi ezberci eğitimden vazgeçip, din ve fen ilimlerini aynı emniyette nesillerine zorlamadan sevdirerek öğretirse o zaman selamete çıkar. Bir Müslüman, benim beldemde fen lisesi yok, benim üniversitemde gelişmiş fen laboratuarları yok deyip onların olması için çalışırsa tünelin üçündeki ışık görüntü demektir. Her zamanın bir hükmü bir cihat şekli vardır, bu zamanın cihat şekli ve hükmü de din ilimleri ile fen ilimlerini yoğurarak öğrencilere sevdirerek vermektir. Fen ilimleri aklı, dini ilimler kalbi aydınlatır. İnsana her iki ilim de lazımdır ki iki kanatlı kâmil bir insan olsun.