PTT eski başmüfettişlerinden rahmetli Vakfıkebirli Ahmet Yener, Vakfıkebir’de Devlet Hastanesi’nin yanında oturmasına rağmen hergün dolmuşla Beşikdüzü Öğretmenevi’ne gelir giderdi.. Resmi işlemlerinin dışında Vakfıkebir’e pek gitmezdi. Biz O’nu, O bizi sevmişti. Kendisine değer verir, sohbetlerinde özellikle meslek anılarını dinlemek bize ayrı bir zevk verirdi.

Türkçe’yi, Osmanlıca’yı, Arapça’yı, Farsça’yı çok iyi bilirdi. Devlet tarafından arşivlerdeki Osmanlıca yazının Türkçe’ye çevrilmesinde kendisine görev verilirdi.

Kendisiyle öğretmenevindeki sohbetlerimizde rahmetli Fikret Karadeniz, Erdinç Kalay ve Murat Cihan da bulunurdu. Meslek anılarının yanı sıra, Türkçemizde bazı kelimeler yanlış kullanılıyor derdi ve bu yanlışları anlatırdı. Biz de iz bırakan cümlelerini sizlerle paylaşmak istiyorum. Yener, kişilere “birey” denmez derdi. İki kişiye ne diyeceksin o zaman, ikirey mi?

İkincisi “onlar" kelimesi de yanlış. Yirmi kişiye bu kez yirmiler mi demek gerekir. Onlar değil, “olar” kelimesi kullanılması lazım. Doğrusu budur. Bu da yanlış kullanılıyor.

Karşındaki tanıdığın veya tanımadığın insana “siz” diye hitap ediyoruz. Yanlış. Siz demek samimiyetsizliğin ifadesidir. Müslüman samimiyetsiz olamaz. Sen demesi gerekir.

“Sel” eki de çok kullanılıyor. Bu Fransızca’da kullanılan bir kelimedir. Bizim Türkçemize de girmiş olan bu kelime yüzeysel, bitkisel gibi kullanılır. Bizim Türkçe kelimemizi “sel” eki kullanarak Fransızlaştırmış oluyoruz. Türkçe açısından doğru değildir.

Hatırladığım bir başka yakınışı da “beyefendi” hitabıydı. Şimdi, beylik başka, efendilik başka. Bir insan hem bey, hem efendi olamaz. Bir asker düşünün hem çavuş, hem onbaşı olur mu? Bu askerin rütbesi ya çavuştur ya da onbaşı. Çavuşonbaşı diye bir rütbe yoktur. Beyefendi diye de bir unvan yoktur. Bu şekilde bir hitap yanlıştır gibi eleştirileri vardı.

Ahmet Yener, çalışma hayatında 30 yıl PTT’ye hizmet etmiş, dışardan Erzurum Üniversitesi Eğitim Fakültesi Edebiyat Bölümünü bitirerek, PTT başmüfettişliğinden istifa edip 4 yıl da çok sevdiği öğretmenlik mesleğine hizmet etmiş ve 34 yıl üzerine emekli olmuştu.

Yener, PTT’nin yayın organı olan POS-TEL Dergisi'nde 1997'de yazdığı bir yazıda, adliyelerdeki "ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR" yazısının yanlış olduğunu dile getirmiş ve bu konu üzerinde hassasiyetle durarak "ADALET DEVLETİN TEMELİDİR" şeklinde değiştirilmesi gerektiğini yazmış ve Adalet Bakanlığı’na göndermişti.

Yener yazısında; "Bu ibare tamamen yanlıştır. Çünkü Arapça olan "Adalet" ve "mülk" kelimeleri bugünkü ifadesiyle yanlış ifade olunmuş, anlam kaydırılmıştır. Adalet, hakkaniyet değil, eşitliktir. Yani, herkesin hakkını vermek değil, haksız da olsa, herkese "eşit" muamele yapmaktır. Öyle olmasaydı, nice zalim hükümdarlar payidar olabilirler miydi?

Sonra "mülk" diye yazılan kelime de yanlıştır. Arapçada "mülk" ve "milk" diye iki ayrı kelime vardır ki, ikisi de "aynı" yazılır. Okumakla fark anlaşılır. Mülk: Bir kimsenin tasarrufu altındaki şeydir. Yani, mal, bina v.s. Milk: ise, bir şeyi zorla zapt edip, işgal etmek, demektir. Bugünkü anlamıyla devlet demektir. O halde, bu ibare: "Adalet, devletin temelidir" şeklinde yazılmalı ve okunmalıdır. Doğrusu da budur. Mahkemelerdeki bu "yanlış" ibareli levhaları düzeltmek lazım" demişti.

2001 yılındaki 57. Hükümetin Adalet Bakanlığı konuyu ele almış ve Yener'e hak vererek yazının düzeltilmesi gerektiği üzerinde çalışmalar başlatmıştı. Daha sonra seçim kararı alınmasının ardından bu yanlışı düzeltilmesi Erdoğan hükümetine kalmıştı. 58.Hükemette gereğini yapmış ve düzeltilmesi konusunda tüm illere yazı göndermişti.

Kısaca bu yazının ve yanlışın Türkiye genelinde düzeltilmesine sebep olan Arapça'yı ve Osmanlıca'yı çok iyi bilen merhum Ahmet Yener'e bu yanlışı düzelttiği için kendisine teşekkür ediyoruz, bir kez daha Allah’tan rahmet diliyoruz.

Televizyonlar zaman zaman adliyelerden haber verirken bazı adliyelerde hala daha “ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR” yazısı duruyor; bazı adliyelerde düzeltilmiş şekli olan “ADALET DEVLETİN TEMELİDİR” yazıyor. Bu düzeltme yazısı, düzeltme yapmayan adliyelere gitmedi mi? Neden bu farklılık. Bu konuda Adalet Bakanlığı’nın takipçisi olmasını istiyoruz. Yanlış doğruyla yer değiştirmeli.