“Bir çiçeğin güzelliğini görebilen göz, dünyayı değiştirecek kadar güçlüdür.”
Hayat, aslında baktığımız yer kadar güzeldir, oysaki hayat her zaman güzelliklerle doludur. Fakat o güzellikleri fark etmek, görebilmek ve hissedebilmek bakış açımıza bağlıdır. Çünkü önemli olan dünyanın güzel olması değil, bizim onu güzel görebilmemizdir.
Kimi insan bir yağmur damlasında huzuru bulur, kimi ise aynı yağmurda sadece çamuru görür. Oysa güzellik, her zaman oradadır; yeter ki gönül gözüyle bakmayı bilelim. Değişen sadece bakışımızdır.
Modern çağın karmaşası içinde koşarken zamanın hızla aktığı, insanların birbirine yetişemediği bu çağda; çoğu kez yaşamın küçük mutluluklarını gözden kaçırıyoruz.
Günlük koşuşturma, stres, geçim telaşı derken çevremizdeki güzellikleri fark edemiyoruz. Oysa sabah penceremizden içeri süzülen güneş ışığı, sabahın serinliğinde çiçek kokusunu duymak, sokakta bir çocuğun masum gülüşü, bir çocuğun kahkahasını işitmek, yaşlı birinin “günaydın” derken tebessümünü fark etmek bile hayatın bize sunduğu küçük mucizelerdir. Bunları görmek, ruhun şifasını bulması demektir. Bunlar bize sunulan en sade ama en kıymetli güzellikler ve hayatın bize sunduğu en sade ama en kıymetli armağanlardır.
Birçok insan mutluluğu büyük şeylerde arar; oysa gerçek mutluluk, küçük güzellikleri fark etmekten geçer. Dost sohbetinde gizlidir yaşamın anlamı. Güzellikleri görmek; karamsarlığın karanlığını aydınlatır, umudu yeşertir. Oysa güzellik görmek bir tercihtir. Hayatın her alanında olumsuzluklar kadar güzellikler de vardır. Yağmur, kimine göre sıkıntıdır; kimine göre bereket. Karanlık, ise kimine göre korkudur; kimine göre yıldızları görebilmenin fırsatı. Her şey bakış açımızla şekillenir.
Hayatın her anında iyiyi, güzeli, doğruyu arayan bir göz ve gönül, karanlıkta bile ışığı bulur. Güzellikleri görmeyi bilen insan, hem kendine hem çevresine huzur verir. Çünkü güzel düşünen, güzel görür; güzel gören de güzel yaşar. Bu nedenle önce kalbimizi güzelleştirmeliyiz. Kalbi güzel olan, dünyayı da güzel görür. Günümüzde ise gözlerimiz ekranlara, kulaklarımız gürültüye, gönlümüz ise telaşlara kapılmış durumda.
Bazen bir tebessümle dünyayı değiştiremezsiniz belki ama bir kalbi ısıtabilirsiniz. İşte o da bir güzelliktir. Çünkü insan, gördüğü güzellik kadar insandır. Önemli olan güzel şeylerin varlığı değil, onları görebilen bir yüreğe sahip olmaktır.
Unutmayalım; önemli olan dünyada güzelliklerin olup olmaması değil, bizim onları görebilecek kadar derin bir yüreğe sahip olmamızdır. Çünkü güzellik, bakışımızda gizlidir.