İnsanlar, hem meleklere hem de hayvanlara benzeyen çok yönlü kompleks varlıklardır. Hem maddî hem de manevî cihazları itibariyle mükemmel yaratılmıştır. Duyguları ebede uzanmış, hayvanların aksine, geçmiş ve geleceği algılayıp kavrayabilirler. Allah yarattığı bütün varlıkların istidat ve kabiliyetlerini sınırlandırdığı halde, insanın kabiliyetlerine sınır koymadı. Bunun için insan, meleklerden daha yüksek makama çıkabildiği gibi, nefsine uyarak hayvandan daha aşağıya, mertebesine de düşebilir.

Meleklerin nefisleri olmadığı için emredileni yaparlar. Bütün varlıklar, Allah’ın birliğinin delilleridir. Bir aynanın büyüklük ve şeffaflığı ölçüsünde güneşin özelliklerini farklı büyüklük ve kalitede gösterdiği gibi, varlıklarda değerlerine göre Allah’ın mükemmel sanatını farklı şekillerde gösterirler. Allah, insana nefis ile birlikte cüzî irade de vermiştir. Sanat itibari ile hiçbir varlığa benzemez. Allah, iradesi ile aklını kullanan, nefsine uymayan bir varlığın olmasını arzu ettiği için insanı yarattı. Allah, insanların düşünce ve kabiliyetlerini sınırlandırmadı, düşünceyi sınırlamak en büyük zulümdür. İnsanların bilhassa çocukların kabiliyetlerini şu haram, şu helâldir deyip, aşırıya kaçmak, insanları insanlıktan çıkarıp bir nevi hayvanlık mertebesine indirmektir.

Kötülükler aşırı bir şekilde sınırlandırılırsa, hiçbir insan kötülük yapamaz veya buna imkân bulamaz. İnsan kötülük yapmadığı için kemale ermez, fırsat bulduğu zaman bundan kaçınırsa ve uzak durursa kâmil insan olur. Kişinin zihninde kötülük yapmak vardır, fakat fırsat bulamaz, bu gerçek manada iman sahibi sayılmaz. Kişilere fırsat verildikçe altın mı, kömür mü olduğu meydana çıkar.  Kimisi yüz lira bulur haramdır der hayra verir, fakat o kişi, belki on milyar bulsa gizlice alacak. Demek ki her insanın belli bir değeri vardır. Genelde o şekilde ki insanlara bir makam verilince karakterleri değişir. Halk, yahu bu adama ne oldu, beş vakit namaz kılardı, harama helâle dikkat ederdi, şimdi ne oldu derler. Belli makama geldi mi, namaz boynumun borcu, hırsızlık cebimizin harçlığı diyebilir. Adamı padişah yaptılar ilk önce babasını asmış. Demek ki kişilerin namaz ve ibadetlerine aldanmamalıdır.

Eskiden şeriatı uygulayan devletler, aşırı kurallar ile şerler işlenmesin diye sınırlandırmalar getirerek insanları koruma altına almış yanlış yapmalarını önlemişti. Bu zamanda dünya bir şehir hükmüne geldi. Her yerde haramlara kolayca ulaşılabiliyor. Bundan sonra ilim ve imanla, insanlar doğruyu ve yanlışı kendi iradeleri ile bulacaklar. Bu zamanda kendini gerçek manada akıl ve iradesi ile koruyanlar, geçmiş zamanın velilerinden daha büyük olurlar.

OSMAN KOYUNCU 0535.760.48.39 VAKFIKEBİR TRABZON