Hayat bir mücadele, şuurlu bir sevkiyat, tekâmülün(gelişmenin) lokomotifidir. Kâinat, zıtların çatışması kanunu üzerine durur. Yani kâinatta zıtların bir araya gelmeli, bu zıtlar birbirleri ile çarpışmalı ki bir mücadele olsun, bu mücadelenin sonunda da değişim meydana gelsin. Medeniyetlerin temeli, tarihte yapılan savaşlardır. Kadınsız erkekten, erkeksiz kadından, artı kutupsuz eksi kutuptan ne olur ne işe yarar, iyilikler ile kötülüklerin çarpışması, gelişmeleri doğurur. Okullarda imtihanlar, yarışmalar yapılıyor ki öğrencilerin kabiliyetleri gelişsin terakki etsinler ilerlesinler. Zıtlardan birini kaldırırsan gelişmeyi durdurursun. Halk arasında, karanlığa söveceğine sen de bir mum yak derler.  Fabrikalardaki bütün çarklar aynı yönde dönerse üretim olmaz. Kimisi ters yönde döner fakat sonunda üretim olur.

Gelişme ve ilerlemede, şevk ve iştiyak hayatın bineğidir. Himmet ve gayretimiz şevke bilip hayatta mücadeleyi başladığı zaman, ilk düşman umutsuzluk, şevkin karşısına çıkar, sen kendini ne sanıyorsun, dünyayı sen mi kurtaracaksın gibi şeylerle manevi gücümüzü kırar, biziler de o düşmana karşı, sakın umudunuzu kesmeyin! İlahi fermanına sığınmalıyız. Hayatta zorluk ve olumsuzluklar yoksa o hayat hayat değildir, monoton bir hayat ölüm gibidir. Zıtlar ve zorluklar yoksa tekâmül de yoktur, en büyük zorluklarla peygamberler karşılaşmıştır. Ben hayatta zorluk çekmek istemiyorum diyenlerde gelişme ve ilerleme olmaz. Unumu eledim eleğimi astım, şimdi rahat yaşayacağım diyenlere ya ölüm yâda hastalıklar musallat olur.  

Bu durumda çalışmak ve hizmetten alıkoyan üstünlük meyli himmetim başına vurur kırar, bizler Allah için olun, hadisi şerifi ile o düşmanın karşısına çıkmalıyız. Sonra insan da acelecilik meyli baş gösterir, himmetin ayağını kaydırır buna karşı sabırlı olan emrine uyulmalı. İnsanların en hayırlısı insanlara en faydalı olandır emrine sığınıp bencilik düşmanına karşı savaşmalıyız. Allah ve ahret gününe imandan sonra, en fazla üzerine durulan konu salih ameldir, salih amel kendin için yaptığın ibadetleri(hasenat) içine aldığı gibi daha çok bütün insanlık, çevre, bitki, hayvanlar için yapılanları içine alır. Sadece kendini düşünen bencil egoist insanlardan hoşlanılmaz. Hayvanlar, bitkiler hatta cansızlar bile kendi arasında yardımlaşırken, insanın bunun dışında kalmamalıdır.

Sonra insanın nefsi galip gelir, bana ne, başkası düşlünsün, başkaları yapsın der tembellik eder himmetin belini kırar. İnsan için çalıştığından başka bir kazanç yoktur ayetlerini rehber yapmalıyız. Bu şekilde her insan kendi görevini hakkıyla yaparsa İslam âlemi bu tembellik zindanından kurtulur, terakki eder.