Dinî konular, binlerce yıl önceki dil ve anlatımlara dayanır ve çok çeşitli yorumlar isterler.  Bilhassa Arapça ve İbranice dilleri yorum isterler. Bu metinler yorumsuz çevrilirse hurafe olarak anlaşılır ve çok su i istimale uğrarlar.  Eski Arap şiirlerinin dilini iyi anlayamayan Kuran’ı da iyi anlayamaz. Diller, zaman içinde canlı varlıklar gibi değişime uğrarlar. Dağdan yuvarlanan bir kartopundan zamanla bazı parçalar kopar ve ona bazı parçalar eklenir.  Diller de bu şekildedir, kelimelerin bazısı eski manasını kaybederken bazılarına yeni anlamlar yüklenir.

Din bilimle kardeştir, ifrat ve tefritten uzak bir denge üzerinedir. Din, belli bir inanca veya hakka dayalı düzen demektir. Borç manasına gelen deyn kelimesi de bu kökten geliyor. Çünkü borcu ödemek bir inanç gerektirir ve düzeni sağlar. Ahretteki din günü de bu manadadır ve herkesin hakkının ödendiği ve düzenin sağlandığı gün demektir.

Din yaratmayı ilim irade ve kudret üçlüsüyle açıklar. İlim yazılım, irade gelişme isteği(tekâmül), kudrette enerjidir diyebiliriz. İman, müşahhastan mücerrede yani somuttan(maddeden)  soyuta(manaya, ilme) geçiştir. İnsanlık ilim ve aklı ile soyuta geçemediği zaman Allah peygamberler göndermiştir. Asya duygusal olduğu için somut, Avrupa ise genelde soyut düşünür, onun için peygamberlerin ekserisi Asya da gelmiştir. Allah sonsuz soyuttur, müşrikler Allah’ı somut olarak uzaklarda maddi bir varlık olarak düşündüklerinden imanları kabul edilmedi. Allah, sonsuz, varlığın ilmi, şuuru, aklı ve ruhu gibi kabul edilemezse gerçek iman sayılmaz.

Müşrik ahrete, vahye, helal ve harama yani düzenli yaşamaya karşıdır. Ehli Kitap ise, Müslüman değilse de bu üç hakikate inanıyor. Onun için, onlarla evlenilir ve yemekleri yenilir. Bazılarının Ehli Kitabı müşriklerle bir tutması yanlıştır. Ehli Kitabın bir kısmı dejenere olduğu gibi Müslümanlarında bir kısmı dejenere olmuştur. Hz. Muhammed, yakında ümmetimden ilim (anlayış) kalkacaktır dedi. Sahabeler, Kuran yanımızda iken nasıl ilim kalkmış olacak? Dedi, Hz. Muhammed, Tevrat ve İncil, Yahudi ve Hıristiyanlarda duruyor. Onlar, onun ilmini kaybettikleri gibi, diye cevap veriyor. Yahudi ve Hıristiyanlar ne yanlışlar yapmışsa ümmetim de aynı yanlışları yapacaktır dedi. 

İnsanlık, 18. ve 19. asırlarda tamamıyla dine meydan okudu. Fakat 20. asrın yarısından sonra, dine sığınmak zorunda kaldı. Din ile bilim birbirleri ile çelişmediği halde henüz din ile bilim tam barıştırılmamıştır. İnsanın duyguları olduğu gibi, büyük bir insan olan kâinatında duyguları vardır ve bunlar fen bilimleridir, fensiz dinler tam anlaşılamaz. Din ve inanç insan için ekmek ve su kadar gereklidir. Dinler evrenseldir Kuran, Ehli kitap içinde, dengeyi ve inancı yaşayan bir grup var der, Bakara 62, Ali İmran 113. Hıristiyanlar mütevazı ve ahret konusunda samimi oldukları için Müslümanlara daha yakındır. (Mâide, 82).  Kim evrenselliği, doğruluğu, kutsallığı, ahreti, vahyi biliyorsa bölücülük yapmıyorsa o ehli necat olabilir.

OSMAN KOYUNCU 0535.760.48.39. VAKFIKBİR -TRABZON