Bu zamanda dünya küresel bir şehir hükmüne geldiği için yapılan olumlu veya olumsuz olaylar, anında bütün dünyaya yayılıyor. Medyada, bir tarikatta 6 yaşlarındaki bir kız çocuğu ile bir adamın evlendiği, çocuğa gelinlik giydirildiği haberleri çıktı. Çok büyük bir infial uyandırdı, basında tartışma konusu oldu.  Toplumları değerlendirirken hayalen eski zamanlara giderek, o zamanın şartlarını hayalen yaşayarak, ilmi yorumlar yaparak toplumsal olaylar değerlendirilmelidir. Şimdiki mantıkla, binlerce yıl önceki olaylar değerlendirilemez. Çünkü hem kültür hem de ilmi farklar vardır. Bazı sapık din anlayışında olanlar, peygambere iftira atarak, kendi süfli nefislerine hizmet ediyorlar. Diyorlar ki peygamberimiz ile Hz. Ayşe ile 6.5, kimisi 9 yaşında evlendi, bizde 6 yaşındaki çocukla evlenebiliriz diyorlar. Bütün ilmi kaynaklar, Hz. Ayşe evlendiğinde 19 yaşında olduğunu söylüyor.

Arap geleneğinde bir kişi bir kıza talip olduğunda ve kızın yaşı ailesinden sorulduğunda,  eğer o aile, kızımız 6 yaşında diyorsa demek ki kızları 6 yıl önce ergenlik çağına girdi. Eğer ergenlik çağına 12 yaşında ermişse demek ki kızları şimdi 18 yaşındadır. İnsan yobaz olur, dini metinleri yorumlama ilmini bilmeyince bu şekilde çeşitli sapıklıklara yöneliyor.  Mesela, bizler çokluk ifade etmek için onlarca yüzlerce derken, Araplar yedilerce yetmişlerce derler. Biz bu dükkânda iğneden ipliğe her şey vardır derken, İngilizler, bu dükkânda iğneden file kadar her şey vardır der. Kültür ve gelenekler toplumdan topluma çok farklılıklar gösterebilir.  Anadolu’da bir yere misafir gittiğinizde o ailede başka bir misafir varsa ve onlar gitmek üzere ise o aile, ben bu misafirleri savuşturup geleyim der. O toplumda savuşturmak uğurlamak manasındadır baştan savma manasında değildir, sizler sakın yanlış anlayarak bu aile misafir kabul etmiyor şeklinde düşünmeyin. Ergenlik, evliliğin pek çok şartlarından birisidir bu sapıklar evliliğin şartlarını bile bilmiyor.

Dini metinleri yorumlamak isteyen kişi, mükemmel dilbilgisi, fenler,  mantık, belagat gibi ilimlerini bilmeli ve etki altında kalmadan, hür düşünerek karar verecek seviyede olmalıdır. Said Nursi, nasıl ki insanın duyu organları vardır, bunlar çalışmıyorsa o insanın yaşayıp yaşamamasının bir değeri yoksa kâinatta büyük bir insandır, onunda duyu organları vardır ve fen ilimleri kâinatın duyu organlarıdır der, fenler olmadan kâinat anlaşılmaz. Fenleri bilmeden, bir din adamı kâinat hakkında konuşuyorsa kesinlikle bahsettiği şeyler birer hurafedir.  Fenler ve kâinattaki bütün canlı varlıklar Allah’ın birer isimleridir. Allah sonsuzdur, insan sonsuzluğu kavrayamaz. Allah,  ancak kâinatın duyu organları olan fenlerle ve diğer ilimlerle tanınabilir.

OSMAN KOYUNCU 0535760.48.39. VAKFIKEBİR TRABZON