Evli bir çiftin ilişkisindeki en önemli unsurlardan biri, birbirlerine duydukları saygı ve sevgiyi gösterme biçimleridir. Bu gösterilerden biri de özel günleri hatırlamak ve birlikte kutlamaktır.Toplumsal olarak özel günlerin önemsendiği kültürümüzde, bu konu evliliklerin sağlıklı devamı için önemli bir rol oynamaktadır.

Evliliklerde taraflar eşlerinin doğum günü, evlilik yıldönümü, sevgililer günü gibi özel günleri unutabilmekte veya düğün, bayram, gezi gibi sosyal ortamlarda geçerli bir sebebi olmaksızın yalnız bırakabilmektedir.

Özel günlerin unutulması, eşin duygu ve düşüncelerini önemsemediği, ilişkiye yeterince değer vermediği hissini uyandırabilir. Bu da zamanla güvensizlik, iletişim sorunları ve duygusal uzaklaşma gibi sonuçlara yol açabilir. Bu durum, evlilikteki mutsuzluğu artırabilir ve boşanmaya neden olabilir.

Özellikle bu günlerin unutulması eşler tarafından süreklilik arz ediyor ise, diğer eş açısından gurur kırıcı bir durum olabilmekte hukuken de evliliği çekilmez hale getirebilmektedir.

Özel günleri unutmak tek başına boşanma sebebi olabilir mi?

Öncelikle boşanmanın genel sebebi olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hususunu kısaca açıklamak gerekir.

Ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek ölçüde evlilik birliğinin temelden sarsılması halinde, eşlerden her biri diğer tarafa bu sebebe dayalı olarak boşanma davası açabilir.

Evlilik birliğinin ortak hayatı sürdüremeyecek derecede çekilmez hale gelmesinde farklı sosyo-ekonomik, kültürel, kişisel, dini gibi birçok neden olmakla birlikte her evlilik için farklı bir ve birden çok sebep olabilir. Buna çeşitli örnekler verilebilir;

- Aşırı kıskançlık,

- ​​Eşin ailesi ile görüşmesine izin verilmemesi,

- Eşin kredi kartını rızası olmadan kapattırmak,

​​​​​​​- Aşırı borçlanmave bu nedenle gelen icra takipleri,

​​​​​​​- Agresif ve saygısız davranışlar sergilemek gibi anlaşmazlıklar boşanma sebeplerinden bir kısmıdır.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2016 yılında konuyla ilgili bir kararında eşin, özel günleri unutması ve sosyal ortamlarda yalnız bırakmasını geçerli bir genel boşanma sebebi olarak saymıştır.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/20218 E., 2016/13513 K.tarihli ilgili kararında;

‘‘(..) Davalı-karşı davacı kadının mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında, davacı-karşı davalı erkeğin de eşine karşı ilgisiz olduğu, eşini sürekli özel günlerde ve sosyal ortamlarda yalnız bıraktığı ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. (..)’’ diyerek bu durumu boşanma sebebi olarak kabul etmiştir.

Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere, eşin özel günlerde ve sosyal ortamlarda sürekli olarak yalnız bırakılması ve bu günlerin unutulması boşanma nedeni olarak kabul edilmektedir. Ayrıca özel günlerde eşini yalnız bırakan tarafın kusurlu olacağı ve kusurlu tarafın diğer eşe manevi tazminat ödemek zorunda kalacağı vurgulanmıştır.

Yargı kararlarındaki ‘özel günler’ ifadesi ile; evlilik yıldönümü, doğum günü, yılbaşı, bayram vb. gibi günlerin, ‘sosyal ortamlar’ ifadesi ile de düğünler, yurtiçi ve dışı geziler, konserler, açılışlar, kermesler vb. günler olarak anlaşılması gerektiği vurgulanmaktadır.

Unutulmamalı ki, günümüzde eşlerin uzun saatler çalışabildiği, mental ve fiziksel olarak yorgun ve hasta hissedebileceği zamanlar göz önünde bulundurulduğunda dikkatsizlik ile doğum günü, evlilik yıldönümü veya sevgililer günü gibi günlerin bir kez unutulmuş olması evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini ispatlamaya yeterli değildir. Bu noktada bu davranışın süreklilik arz etmesi önemlidir. Ancak eş tarafından bu davranışlar alışkanlık haline gelmiş ise ve sonucunda diğer eşin duygusal beklentilerini karşılayamadığı takdirde boşanma sebebi olarak kabul edilebilecektir. Bu nedenle, her boşanma davasının somut olayın özelliklerine göre değerlendirilmesi gerektiğini de belirtmek isterim.