31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri öncesi partiler belediye başkan adaylarını, belediye meclisi ve il genel meclisli üyelerini belirleme çalışmalarında sona yaklaşılıyor.

Geçen hafta AK Parti-Milliyetçi Hareket Partisi ittifak adayını Aşiyan Düğün Salonu’nda düzenlediği törenle açıkladı.

Büyük bir katılımın olduğu törende, ittifak yapan bu iki parti, adayını MHP’den Barış Öztürk olarak açıkladı. Beşikdüzü’nde iddialı olduklarını bir kez daha gösterdiler.

Şimdi merak edilen konu, Belediye Başkan Adayı Barış Öztürk’ün projeleri.

Daha önce Cumhuriyet Halk Partisi Adayı Burhan Cahit Erdem ve Yeniden Refah Partisi Adayı Sedat Cumur projeleriyle ilgili broşürlerini yayınladılar.

Broşürlerinde çok güzel projeler var. Hele Burhan Cahit Erdem zengin bir çalışma programı sundu. Ancak ben her iki adayın projesinde kültür adına bir şey göremedim.

Daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi adayların,“ Beşikdüzü Belediye Halk Müziği Korusu kuracağım, Beşikdüzü Belediye Erkek veya Kız Halkoyunları ekibi kuracağım, Beşikdüzü Belediyesi Tiyatrosu kuracağım, basına destek olacağım” gibi projelerini göremedim.

Temmuz 2023’te dediğim ve daha sonra bu yazımı güncellediğim gibi, oyum bunları yazana olacaktır. Bu konuda siyasi parti önemli değildir dedik. Buna rağmen bu iki aday bunlardan hiçbirini programına koymadı.

Şimdi diğer adaylara bakacağız. Kültürlü diye övündükleri Beşikdüzü’nün seçmenleri kültüre önem veren adayı da göz önüne alarak oyunu kullanmalı. Ben şahsen programında bunlardan biri veya tamamı olmayanlara oy vermeyeceğimi, hiç kimse yazmazsa hiç kimseye de oy verilmemesi konusunda çalışma yapacağımı bir kez daha yenileme gereği duydum.

Herkesin paşa gönlü bilir.

Bir ilde ya da ilçede gazete veya gazeteler çıkmazsa, dergi ya da dergiler yoksa, radyosu, enazından bir internet televizyonu yoksa, halk müziği, sanat müziği, halkoyunları dernekleri yoksa orası kültürlü bir yer olamaz.

Bu yerin nüfusu ne olursa olsun. Halkı isterse hep profesör olsun orası kültürlü sayılmaz. Kültürün ölçüsü bunlardır. Kültür eşittir, diploma değildir!  Öyle olsaydı Beşikdüzü’nde bunlar en geç 1960’lı, 70’li yıllarda olurdu.

  *         *          *

Yazımın son bölümünde de Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan’a seslenmek istiyorum. Sayın Başkan televizyonda kendi ağzından yaptığınız açıklamada, “Öyle iki tana adam alacağız ki, spor kamuoyu bunları nasıl aldı diyecek” sözünüzü ne oldu?

Bu taraftarla dalga mı geçiyorsunuz? Ya demeyecektiniz ya da dediğinizi yerine getirecektiniz.

Bir başka açıklamanızda dört mevkiye transfer yapacağız açıklamanız vardı. Size bunları birileri mi söyletti?  İradeniz dışında mı oldu bu konuşmalar.

Özellikle son yirmi gündür akşamları sürekli arandım. Sanki Trabzonspor Kulübü veya başkanı benim. Ne olursunuz Trabzonspor kimi alıyor, kimlerin ismi geçiyor. Hangi mevkilere alacakmışlar. Son akşam ise “hani iki bomba transfer yapılacaktı. Hani nerde?” Diye bana soruyorlar. Konuşan siz, rahatsız edilen ben ve meslektaşlarım.  Böyle bir rezillik olamaz. Yalan konuşmaya gerek yok. Herkesi merak içerisinde bırakmaya hakkınız yok. Siz amatör yönetici misiniz?

Her gün yeni bir isim ortaya atıldı. Gündemde iki gün kalmadan bu kez yeni bir isim. Bu ara transferin başından sonuna kadar böyle devam etti. Süre tüketilmeye çalışıldı.

Madam adam almayacaktınız bu sebebiyle birlikte taraftara açıklayabilirdiniz. Her gün gazete takibinden, televizyon takibinden, internette bir şey var mı diye telefonu kurcalamaktan kına gelmişti. Yirmi kişinin adı geçti. Enaz dört kişi dendi sonuçta alınan bir kişi.Sonuçta dağ fare doğurdu.