Hüzünlüyüz ama sevinçliyiz de…

Büyükliman Postası 20. yılına giriyor…

05 Mart 2023 Pazar günü, 20 yılımıza girmiş olacağız…

Aslında güzel bir program hazırlayacaktık ama ülkemizdeki deprem felaketinden ötürü herhangi bir program hazırlamadık…

Ülkemiz yüzyılın felaketi ile uğraşırken, bizim herhangi bir program hazırlamamız yakışık olmaz diye düşündük…

05 Mart 2004 yılında kurmuş olduğumuz Büyükliman Postası Gazetemizin mutluluğunu hep beraber yaşıyoruz…
Yeri geldi üzüldük…

Yeri geldi sevindik…

Yeri geldi güldük…

Bölgemizin en güçlü, tarafsız, sorumlu ve ilkeli haber anlayışımızı kuruluşumuzdan buyana asla taviz vermedik…

Bölgemizin gerçek sesi, gerçek gazetesi olmaya gayret gösterdik…

Yayın hayatımıza hiç ara vermeden devam etmeye gayret gösterdik…

Haklının yanında, haksızın ise hep karşısında durmayı bildik…

İyileri yazarken iyiyiz, eleştiri anlamında bir şeyler karaladığımızda kötü olduk ama çizgimizi bozmadık…

Rahmetli babam Ekrem Kamburoğlu’nun 1978 yılında kurmuş olduğu matbaa ve gazete’yi laiki ile devam ettirmeye gayret gösteriyoruz…

05 Mart 2004 yılında kurmuş olduğumuz ve bu güne kadar 988. sayımızı da çıkartmış bulunmaktayız…

Kocaman 20 yıl ve 988. sayı…

Siz değerli okuyucularımızla birlikte daha nice 20. yıllara ve 988. sayılarımıza…

*************************

Yüzyılın Felaketinin ardından daha hiç kimse toparlanmış değil…

İnsanlar mağdur ve ihtiyaçlı, deprem bölgesindeki vatandaşlarımız diğer il ve ilçelere yerleşmeye devam ediyor…

Evi olan tahsis etti, olmayan ise evi tutarak içini donattı ve depremzedelere oturma imkanı sağladı…

Herkes elinden geldiğince bir şeyler yapma peşinde…

Tüm Türkiye öyle bir sınav verdi ki, herkesin birlik içinde olduğunu tüm dünyaya göstermiş oldu…

Birçok ülkeden yardımlar geldi ve halen daha yardımlar gelmeye devam ediyor…

İl ve ilçe belediyeleri kendi imkanları dahilinde ya araç gönderdi yada yardım malzemesi…

Şimdi ise depremzedelere il ve ilçelerinizde yardım yapma zamanı…

Onların psikolojileri hiç iyi değil…

Onlar ya enkaz altında kaldılar yada enkaz altında yakınlarını kaybettiler…

Ne kadar bir acı yaşıyordurlar bilinmez…

Hele o deprem anındaki sallanmaları, onu da hiç unutamazlar…

Çocuklar o psikolojiyi unutabilecekler mi?

Ben 11 yaşındayken, 1992 yılındaki Erzincan depremini unutamazken, bu çocuklar 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremi nasıl unutacaklar…

Hep zihinlerinde bu sallantı ve yakınlarını kaybetmeleri kalacak…

Aileler yok oldu…

Bir aileden ya bir çocuk kaldı yada anne, baba…

Bu feryat biter mi?

Halen daha enkaz altında kalanlar aranıyor…

Kayıp olan çok vatandaşımız var…

Enkazın yanında yakınları bekliyor…

O yakınının cenazesine ulaşıp onları rahat ettirmek için bekliyorlar…