Cumhuriyetimizin kurucusu, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 82. Yılında Vakfıkebir İlçesi’nde de bir anma töreni düzenlendi.

Vakfıkebir Hükümet Konağı önünde düzenlenen anma töreni sırasında Atatürk Anıtı’na Vakfıkebir İlçe Kaymakamı Mesut Yakuta ve Belediye Başkan Vekili Özer Aktaş tarafından çelenkler sunuldu. İki dakikalık saygı duruşu sırasında sirenler çalındı ve ardından İstiklal Marşımız eşliğinde göndere çekilen bayraklar yarıya indirildi. Törene İlçe Kaymakamı Mesut Yakuta, İlçe Belediye Başkan Vekili Özer Aktaş, Garnizon Komutanı Teğmen Oğuzkaan Fahrioğulları, İlçe Emniyet Müdürü Erdal Ergüven, İlçe Jandarma Komutanı Mert Oğuztarhan, Savcı Kasım Baran Acar, Hakim Zeynep Erdemli, Hakim Burak Oğuz Çiftçi, Daire Amirleri, Okul Müdürleri, STK temsilcileri, mahalle muhtarları, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. Hükümet Konağı önünde düzenlenen anma töreni Vakfıkebir Gülbahar Hatun Anadolu Lisesi tarafından gerçekleştirildi. Programın sunuculuğunu okulun Edebiyat Öğretmeni Ergin Şeref yaparken, günün anlam ve önemini belirten konuşmayı okulun Tarih Öğretmeni Ali Hikmet Kamiloğlu tarafından yapıldı.

“ATATÜRK MÜSTESNA İNSANLARDAN BİRİDİR”

Bilindiği üzere 82 yıl önce bugün, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu, ulu önder, büyük devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü kaybettik. Dünya tarihi çağlar boyunca üstün nitelikli askerlerin, yüksek yetenekli devlet adamlarının etkin yaşamlarını dile getirir; fakat, asker ve devlet adamı nitelik ve yeteneklerini bir bütün olarak kendi kişiliğinde toplamış bulunan, pek az örnek insanın varlığından söz eder. İşte Atatürk bu müstesna insanlardan biridir. Atatürk, vatanına ve ulusuna çok yüce duygularla bağlı, vatan savunmasını her şeyin üzerinde tutan, millet sevgisi tutku derecesinde olan, yaşarken ve öldükten sonra da maddi ve manevi tüm varlığını ulusuna adayan bir devlet adamı ve komutandır. Onun en büyük ideali; Türk Ulusunun en medeni ve refah seviyesi yüksek bir millet olarak varlığını sürdürmesiydi. Memleketin mutlaka çağdaş, uygar, yepyeni olması, onun için bir hayat davası idi. Ona göre akıl ve mantığın halledemeyeceği iş yoktur. Gerçekleştirdiği başarılı inkılâpların temelinde de akıl ve mantık vardır. Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmayı hedef gösteren Atatürk, eğitimle ve eğitimin milli olması ile de yakından ilgilenmiştir. Milli Eğitimi güçsüz olan bir milletin gelişimini tamamlayamayacağını düşünen Atatürk’e göre: “Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüce bir toplum olarak yaşatır; ya da bir milleti esarete ve sefalete terk eder.”

Atatürk’ün görüşleri kesin ve isabetlidir. Çanakkale savaşları sırasında düşman donanmasının nereden çıkarma yapabileceğini sezmesi, II. Dünya Savaşını önceden tahmin edebilmesi, Hatay’ın Türkiye topraklarına katılması onun ileri görüşlülüğünün en belirgin örneklerindendir. “Yurtta Barış, Dünyada Barış” sözünün sahibi olan Atatürk, toprak büyütme heveslisi olmayan, mecbur kalınmadığı sürece savaşı cinayet olarak kabul eden bir liderdir. Kararlı, inatçı ve kendinden emin bir kişiliğe sahip olan Atatürk’e göre Türk milleti esir olarak yaşayamazdı. Bu nedenle Kurtuluş Savaşı’nı başlattığında parolası “Ya İstiklâl, Ya Ölüm”dür. Aynı çağda yaşayan, gerek kendi milletleri, gerekse dünya için endişe ve korku kaynağı olan bazı liderler, bu gün ya unutulmuş ya da kötü miraslarıyla anılır olmuştur. Atatürk ise, sevgi ve saygı uyandırarak Türk milletini çağ ile tanıştırmaya gayret edip varlığını teminat altına almaya yönelmiştir. Yalnızca 10 Kasımlar değil, düşünce ufkumuzda Atatürk’ün mücadele azmi, bizlere yüklediği sorumluluklar ve gösterdiği hedefler asla unutulmamalıdır. Asırların pek nadir olarak yetiştirdiği dâhi”lerden olan Atatürk’ü, hayata veda edişinin 82. yılında rahmet ve şükranla anıyor, aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz dedi.

Program çeşitli yarışmalarda dereceye giren öğrencilere ödüllerinin verilmesinin ardından son buldu.