Iskat, hukuki anlamda “evlatlıktan reddetmek” amacını kısmen karşılayabilecek bir müessesedir. Iskat halinde söz konusu mesele kan bağını reddederek çocuğunu nüfusundan çıkarma değil, saklı pay mirasçısı olan çocuğunu mirastan reddetme halidir. Iskat için Medeni Kanun madde 510-513’ de belirtilen şartların gerçekleşmesi aranmaktadır.
Kural olarak miras bırakan kendi mirası üzerinde istediği şekilde tasarruf edebilir. Fakat kanun koyucu bu tasarrufların adaletsizliğe yol açmaması ve hak kaybını önlemek için saklı pay mirasçılığı adında bir müessese oluşturmuştur. Kanunen saklı pay mirasçısı olan kimseler söz konusu mirasın onlar için öngörülen oranlarında hak sahipliğini korurlar. Böylece miras bırakan saklı pay mirasçılarının haklarını zedeleyecek şekilde mirası üzerinde tasarrufta bulunsa bile kanun gereği hak ettikleri pay oranları korunur. Bu kapsamda mirasçılıktan çıkarma müessesesi, saklı paylı mirasçılık müessesinin istisnasını teşkil eder. Kanun koyucu, bu müessese ile saklı pay mirasçılarını mutlak olarak korumanın dayanaktan yoksun kalması ihtimali karşısında, mirasçılıktan çıkarma müessesesini oluşturma yoluna gitmiştir. Fakat buna rağmen bu müessese ile dahi her zaman adaletin sağlanması mümkün olmayabilir. Saklı pay müessesinin oluşturulmasının bir diğer sebebi, saklı paya sahip kişi ile miras bırakan arasındaki aile hukukunun temelini oluşturan aile arası bağlılıktır. Kanun koyucu bu bağlılıktan dolayı miras bırakanın, kanunen saklı pay mirasçısı kabul edilen mirasçılarının kanunla gösterilmiş paylarının korunması gerektiğini düşünerek bu müesseseyi oluşturmuştur. Temelinde aile arası bağlılık olan saklı pay kurumu, pay sahiplerinin bu aradaki bağlılığı bozan, aile ilişkilerini temelden sarsan davranışlarıyla amacını yitirmiş olmaktadır. Buna rağmen davranışlarıyla bu aile arası bağı koparan söz konusu saklı pay mirasçısını korumak, layık olmayan bir kimseyi, artık kalmamış olan aile bağına rağmen korumaya devam etmek olur. İşbu sebeple kanunun lafzından anlaşıldığı üzere kanun koyucu aile arası bağlılık temelinden hareket ederek hem saklı pay mirasçısını korumuş hem de saklı pay mirasçısının aile bağlarını koparacak nitelikteki davranışlarda bulunması halinde miras bırakana ıskat hakkı tanımıştır.
Kanun koyucu iki farklı mirastan çıkarma hali öngörmüştür. Biri cezai anlamda mirastan çıkarma olup Medeni Kanun madde 510’ da düzenlenmiştir. Bir diğeri ise koruyucu anlamda mirasçılıktan çıkarma olup madde513’te düzenlenmiştir.
Medeni Kanun madde 510’ da söz konusu ıskat durumunun hangi hallerde gerçekleşebileceği belirtilmiştir.Madde 510 ıskat sebeplerini şu şekilde ifade etmiştir. “Aşağıdaki durumlarda miras bırakan, ölüme bağlı bir tasarrufla saklı paylı mirasçısını mirasçılıktan çıkarabilir:
1. Mirasçı, miras bırakana veya miras bırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse,
2. Mirasçı, miras bırakana veya miras bırakanın ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse.”
Bu kapsamda kanun maddesi mirasçılıktan çıkarma halinin sadece iki halde gerçekleştirilebileceği açıkça ifade edilmiştir. Söz konusu mirasçılıktan çıkarma halleri için en önemli farklardan biri kapsam altına aldığı kişilerdir. Bunlardan ilki miras bırakana veya yakınlara karşı ağır nitelikte bir suç işleme hali olup bu durumda hem miras bırakan hem de yakınları kapsam altına alınmıştır. Yakınlarından kastedilen miras bırakanın ailesi olabileceği gibi nişanlısı, yakın bir arkadaşı, aile dostu, iş ortağı, imam nikahlı eşi, sütannesi, dadısı vs. şeklinde pek çok benzer örnekle genişletilebilir. Somut olayın niteliğine göre yakınlar kapsamına kimlerin girip giremeyeceği değişecektir.
İkinci durum olan aile hukukundan doğan yükümlülükleri yerine getirmeme halinde ise bu ölçü miras bırakan ve onun aile üyeleri olarak sınırlı tutulmuştur. Burada önemli olan kişinin aile hukukundan doğan yükümlülüklerini ihlal etme halidir. Annesine, babasına ya da kardeşine karşı ihlal olup olmadığı sonucu değiştirmemektedir. Kanun koyucu madde 510 ile aslında miras bırakanın, bazı davranışları ile saklı paya layık olmadığını ortaya koyan saklı pay mirasçısının saklı payını ölüme bağlı bir tasarruf ile tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilmesini amaçlamıştır. İşbu sebeple madde 510 ile kanun koyucu miras bırakanı korumak amaçlı mirasçılıktan çıkarma (ıskat) müessesesini oluşturmuştur.
Tüm bunlara ek olarak miras bırakanın mirasçılıktan çıkarma yönündeki ölüme bağlı tasarrufundan sonra yapacağı başka bir ölüme bağlı tasarruf ile ilk tasarrufundan dönmesi ve mirasçılıktan çıkardığı kişiyi affetmesi de her zaman mümkündür. Miras bırakanın af iradesi şekle bağlı değildir. Bu kapsamda şekle bağlı olmayan bu affetme iradesinin açıklanması gerekmektedir. Fakat bu iradenin bizzat muhatap mirasçıya bildirilmesi aranmamıştır.