Haber, Sadık AYDIN

ÖĞRENCİLERLE BULUŞTU
ÖĞRENCİLERLE BULUŞTU
İçeriği Görüntüle

Doğu Karadeniz Bölgesi'nde zengin çiçek florasına rağmen, iklim şartları nedeniyle arıcılar bal üretiminde istenilen verimi alamıyor. Trabzon'da yalnızca kestane ve orman gülü balı üretilebiliyor; ancak bu ürünlerde de çeşitli sorunlar dikkat çekiyor. Üretimde yaşanan sıkıntılar arıcılığı zorlarken, sektörde genç kuşağın ilgisizliği ve yaylalardaki betonlaşma gibi çevresel sorunlar da eklenince arıcılık her geçen gün kan kaybediyor.

BAL ÜRETİCİSİ İÇİN SON 10 YILIN EN KÖTÜ SEZONU

Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki arıcılar, son 10 yılın en verimsiz sezonunu yaşıyor. İklim değişiklikleri ve olumsuz hava koşulları, bal üretimini önemli ölçüde etkilerken, Türkiye genelinde bal kaybı yüzde 40’ı buldu. Trabzon Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Yusuf Aksoy, özellikle kestane balı ve diğer bölgeye özgü ballarda ciddi azalmalar olduğunu dile getirdi. İklim krizi bal üreticisini vurdu. Son yıllarda üretilen bal oranında ciddi düşüşler yaşandığı gözleniyor. Trabzonlu arıcılar bu sezonki hasattan umduğunu bulamazken, bölgeye özgü kestane balında da önemli ölçüde düşüş yaşandığı, Türkiye genelinde ise yüzde 40 oranında bal kaybının yaşandığını ifade edildi. Trabzon Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Yusuf Aksoy, son 10 yılın en verimsiz sezonunu yaşadıklarını belirterek “Bu yıl Karadeniz’de kestane, orman gülü balı ve yaylalardaki yayla ballarımız istediğimiz oranda olmadı. İklim şartlarının olumsuzluğundan dolayı sıkıntı yaşadık. Yağmurdan dolayı kestane balı olmadı. Yukarılarda dolu, yağmur daha sonra da kurak derken hasadımız çok zayıf. Arıcılar açısından son 10 yılın en zor senesi diyebiliriz. Türkiye geneline bakıldığında yüzde 40 oranında bal kaybı var. Ayrıca bal olmayan yılların akabinde arı ölümleri meydana geliyor” dedi. Bal üretimi bakımından dünyada 10’uncu, arı sayısı bakımından ise dünyada 3’üncü sırada olduklarını kaydetti.

ÇOK VERİMLİ BİR YIL GEÇMEDİ

Trabzon Arı yetiştiricileri Birliği Başkanı Yusuf Aksoy, bu sene bal hasadının tatmin edici olmadığını bununda farklı sebeplere kaynaklandığını kaydederek, "Bu seneki hasat tatmin edici değil; son on yıl içerisinde vasat bir sezon olarak değerlendirilebilir. Çok verimli bir yıl geçmedi" dedi. Aksoy, Doğu Karadeniz'deki doğal çiçek çeşitliliğine rağmen, iklimsel engeller nedeniyle bölge arıcıları Gümüşhane, Bayburt, Erzurum ve Van gibi illere giderek üretim yapmaya çalıştığını belirterek, "Doğu Karadeniz Bölgesi'nde çiçek florası mevcut; ancak iklimsel şartlardan dolayı arıcılarımız bu zenginlikten yeterince yararlanamıyor. Bu nedenle arıcılarımız Zigana Dağı'nı aşarak Gümüşhane, Bayburt, Erzurum ve Van gibi illere gitmek zorunda kalıyor. Trabzon'da yalnızca orman gülü ve kestane balı üretilebilmektedir. Ancak orman gülü balı, içeriğinde bulunan toksik maddeler nedeniyle henüz yasal olarak onaylanmamış ve üretimi yasaklanmıştır. Kestane balında ise son yıllarda ortaya çıkan gal arısı, çiçeklenmeyi engellediği için verimi ciddi şekilde düşürmektedir" diye konuştu.

BU SENEKİ HASAT TATMİN EDİCİ DEĞİL

Bu yıl bal hasadının verimli geçmediğini ifade eden Aksoy, "Geçen yıl oldukça kötü bir sezon geçirmiştik. Bu yıl bazı bölgeler geçen seneye göre daha iyi olsa da, bazı yerlerde durum daha da geriledi. Özellikle yağış almayan, sıcak rüzgârların estiği ve kırağı düşen alanlarda bal oluşumu olumsuz etkilendi. Genel olarak bu seneki hasat tatmin edici değil; son on yıl içerisinde vasat bir sezon olarak değerlendirilebilir. Çok verimli bir yıl geçmedi" dedi. Yeni neslin arıcılığa pek sıcak bakmadığını belirten Aksoy, "Arıcılık genellikle ek bir iş olarak görülüyor. Ana mesleğinin yanında arıcılık yapmaya çalışanlar var. Ancak arıcı sayımız fazla değil ve yıllar içinde azalma yaşanıyor. Son dört yıldır görevdeyim ve bu süre zarfında 200'ün üzerinde yeni üye kaydettim; buna rağmen üye sayımızı bir türlü bin 500'ün üzerine çıkaramadık. Arıcılık yapanlar arasında yaşlıların oranı yüksek. Yaşlandıkça sağlık sorunları nedeniyle işi bırakıyorlar. Yeni nesil ise bu işe çok sıcak bakmıyor. Yine de bazı gençler eğitim alarak büyük çapta arıcılığa adım atıyor. Öte yandan arı sokmasından çekinen gençler bu işe mesafeli yaklaşıyor. Genellikle ailesinde arıcılık yapan bireyler bu alana yöneliyor" diye konuştu.

YAYLALARDA BETONLAŞMA ARICILIĞI TEHDİT EDİYOR

Yaylalarda hızla artan betonlaşma ve baraj projeleri arıcılığın geleceğini tehdit ettiğine dikkat çeken Aksoy son olarak şunları söyledi: "Yaylalarda betonlaşmanın artması, çiçek açacak alanların azalmasına neden oluyor. Bu durum arıların yararlanabileceği sahaların daralmasına ve dolayısıyla arıcılığın olumsuz etkilenmesine yol açıyor. Ayrıca barajların çoğalması da arıcılığı etkiliyor çünkü bu yapılaşma, iklim şartlarını değiştirerek ekolojik dengeyi bozuyor. Betonlaşma genel anlamda ekolojik dengenin bozulması demektir. Geçen yıl da bu nedenle ciddi arı kayıpları yaşadık; şahsen benim de kayıplarım oldu. Ekolojik dengenin bozulması, arı sağlığının tehdit altında olması anlamına geliyor" diye konuştu.