Vakfıkebir Müftüsü Hüseyin Köksal, yaptığı açıklamada stokçuluk ve fırsatçılığın İslâmda yeri olmadığını söyledi.


 
Gazetecilerin sorularını cevaplandıran Vakfıkebir Müftüsü Hüseyin Köksal, dünyayı etkileyen COVİD- 19’un yayımasını önlemek adına ülkemizin giriştiği takdirane çalışmaları olumsuz etkileyebilecek faaliyetlerin kabul edilemez olduğuna dikkat çekti.
 
“YEK VÜCUT OLMAMIZ LAZIM”
Toplumu aydınlatanlara da ayrıca hizmet etmenin görevleri arasında olduğunun altını çizen Köksal, “Cumhurbaşkanlığımız ve diğer bakanlıklarımız organize bir çalışmayla toplumu her türlü hastalıklardan koruma adına güzel tedbirler aldılar. Bu tedbirlerin yerini bulabilmesi için de vatandaşlarımızın buna uyum sağlamaları gerekiyor. Devletimizin şu anda uygulamış olduğu uygulamalar tamamen tedbire yöneliktir. Dışarıdan gelenlerin karantinaya alınması da tedbir amaçlıdır. 14 güne kadar bir şey çıkmadığı taktirde onlar da normal yaşamlarına döneceklerdir. Bunun başarılı olabilmesi için de hep birlikte yek vücut olmamız lazım” dedi.
 
“STOKÇULUK İNSANLARIN MALLARINDAN EKSİLTMEKTİR”
Bu uygulamaların doğal sonuçlarından bir tanesinin de piyasada oluşabilecek sağlık olduğuna vurgu yapan Müftü Köksal, “Bazı ürünlerin stoklanması, ihtiyaç halinde bulunamayışı stoktan kaynaklanmaktadır. Normal zamanlarda stokculuğa adam zaten lüzum duymaz. Ürünlerin azalacağı dönemde stokçuluk yapmak tam bir fırsatçılıktır. Stokçulukla ilgili Kur’an’ın ilkeli bir duruşu var. “Malları zararınıza batıl yollarla yemeyin”. Çünkü bu batıl bir yoldur. Ticari anlamda ise Allah, “İnsanların mallarından eksiltmeyin” buyuruyor. Normal şartlarda piyasaya sürülen veya  sürülmesi gereken bir malı, yarın pahalanır ve ben de daha pahalıya satarım diye bir tarafa çekiyorsan, bu stokçuluktur, bu fırsatçılıktır ve insanların mallarından eksiltmektir” şeklinde konuştu.
 
“İSLÂM STOKÇULUĞA KARŞI ÇIKAR”
Böylesi bir durumun Peygamberimiz zamanında, hatta insanlığın başlangıcından beri olan bir sıkıntı olduğunun altını çizen Köksal, “Kur’an peygamberlerin en başından beri getirilmiş olan ilkeleri cem etti, topladı. En başından beri yaşanan  sorunların cevapları Kur’anda yer alır. Kazanç endişesi ile bazı şeyleri saklamak stokçuluğa girer. Mülahaza biçimi, kişinin kendi menfaatine yönelik ileride devşireceği bir menfaat olduktan sonra, insanların zararına olduğu müddetçe İslâm buna karşı çıkar. Dolayısıyla bu gün, insanların faydasına olmayan bir şey hayır değildir. Peygamberimiz, insanların hayrına  çalışanlara faydalı insanlar diyor. İnsanların hayırlısı, insanlara faydalı olandır. Şimdi stokçulukta, yahut ki ihtikârda hangi fayda vardır ki; biz onu hayra yoralım?” ifadelerine yer verdi.
 
“STOKÇULUK SONUNA KADAR DA HARAMDIR”
Köksal sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir kimse şöyle düşünebilir; bir çok ürün var, bu ürün ısraf ediliyor, bu ürünü şurda biraz bekletelim, zaten sürüm var, ihtiyaç hasıl olduğunda yeniden piyasaya sürerim diye düşünüyorsa bir sakınca yok. Israfı önlüyor. Ama stokçulukta mantık o değil. Yarın pahalanır, ben de daha fazla kazanırım diye yapıyorsa stokçuluktur  ve sonuna kadar da haramdır. Hiç bir dini izahı da yoktur. Ayrıca bunun topluma zarar verdiği de aşikardır. Özellikle dezenfektan malzemeleri başta olmak üzere gıda maddelerine de yansırsa o zaman daha değişik bir panik havası oluşacak. Dezenfektan madde ile ilgili toplumda oluşan hassasiyet aslında stokçuluğun oluşturduğu bir sonuçtur. Aslında en iyi dezenfektan madde sabun ve sudur. Parfüm katılmamış sade sabunla ellerimizi yıkadığımızda zaten korunacağız, hiç bir sıkıntımız olmayacak. Asıl sıkıntılar panikten kaynaklanıyor. Başka hiç bir şey yapmasak, sadece yapacaklarımızı yapsak ; ellerimizi yıkasak kafi. Bunları yaptığımız müddetçe Allah’ın izniyle hiç problem yok. Ama bu aşamada İslâm bilgisinin eksik olduğundan kaynaklı stokçuluk ve benzeri uygulamaların hiç bir tanesinin dinde yeri yoktur, esas imtihan budur; esas imtihan virüs değildir. Esas imtihan virüse karşı alınan tedbirlerdir, bu tedbirlere uymaktır. Esas imtihan, bu tedbirleri uyguluyorken bazı maddeleri stoklamaktır ve bu imtihanı böyle kimseler veremeyecekler. Allah Tealâ yardımcımız olsun. Bilvesile bu tedbirleri alan başta Cumhurbaşkanlığımız olmak üzere bütün bakanlıklarımıza teşekkür ve dua ediyoruz. Bunlara aracı olan kardeşlerimize, topluma bu haberleri yapan kardeşlerimize dua ediyoruz, sağlık ve afiyet dilyoruz. Yüce Mevlâm toplumumuzu, milletimizi, müslümanlarımızı ve hepimizi her türlü afet ve musibetten, bulaşıcı ve çeşitli hastalıklardan muhafaza buyursun. Bunu da büyük zayiat vermeden İnşallahatlatacağız. Yüce Allah muhafaza buyursun”.