Maalesef dini terminoloji tam olarak bilinmediği gibi, dini terimlerin de bilimdeki karşılıkları tam olarak bilinmiyor. Bu yüzden bilim ile din çatışması varmış gibi görülüyor. Din adamlarının çoğu Allah yoktan yarattı diyor. Hâlbuki yaratma şekil vermek manasındadır, yoktan yaratmak diye bir şey yoktur. Her şey zıttı ile bilinir, iyi-kötü gibi. Varlığı anlamak için yokluk kavramı uyduruldu. Yaratmak dinde ilim, irade ve kudret üçlüsü ile anlatılır. İlmin günümüzdeki karşılığı yazılım, kudretin, enerji ve iradenin ise gelişim yani tekâmüldür(evrim). 

Kuran’da geçen Benî İsrail kavramı Yahudiler demek değildir, Medeni dindar insanlar demektir. İlk zamanlar Araplar sonra Türkler, şimdi ise bazı Avrupalılar beni İsrail oldular. “Biz Benî İsraili (İsrail Oğullarını) âlemlere (insanlara) üstün kıldık” (Bakara, 47).

Yahudilerin Filistin’i Müslümanlardan zor ve zulüm ile alması, bu yerlerin peygamberlerin yurdu olduğu için din namına hareket etmelerinden kaynaklıdır. Yahudilerin 3000 yıldır devletleri yoktu, aşırı devlet olma özlemleri vardı. Osmanlı yıkıldıktan sonra maddi ve siyasi olarak dünyayı ele geçirdiler. Bugün için, İsrail demek, dünyanın çoğu demektir fakat İsrail nüfusunun %70’i dinsizdir. Müslümanlar, ilim, inanç ve medeniyette zirve olursa ancak o zaman onlardan üstün olabilirler. Bu zamanda Benî İsrail(İsrail oğulları), medeni ilim ve tekniği elde etmiş Müslümanlar demektir. Müslümanlar, ahir zamanda ikna ve ilimle galip gelecektirler. Kuran, kâfirleri, müşrikleri, münafıkları ve ehl-i Kitabı ayrı ayrı anlatır. Ehl-i kitap demek, Allah’a, ahrete, vahye, helal’e harama inananlar, demektir ve sayıları azdır. Bizler cehalet sonucu ehl-i kitabı müşrik ve dinsizlerle bir tuttuk, Kuran’dan uzaklaştık. “İsrail oğullarından kâfir olanlar, Davud ve İsa’nın dilleriyle lanetlendiler(Maide, 78). Demek Kuran hiçbir dindar grubu ve hiçbir milleti toptan lanetlemiş değildir. Yahudilik kavramı bazen aşırı zenginlik ve materyalizm manasında kullanılmıştır. Demek bazı rivayetlerde Yahudilere eleştiri olan bilgiler, dindar-medeni millet manasındaki Benî İsrail’e değil de bu niteliklere yöneliktir.

Bediüzzaman, “Bu asırda kılıç kullanan, kılıç döner evvela onun yetimlerinin başını keser der.” (Münazarat, 1911) Bu asırda kitle imha silahları çok geliştiğinden, dindarlar siyaset ve şiddete bulaşırsa onların öldürdüğü bire karşı, zalim katil taraf binleri öldürür. Bu asırda hakiki cihat din, Kuran ve ilimle olabilir. Eskiden dindarların savaşa mecbur kalmaları, o çağlardaki insanların vahşi olmalarından dolayıydı. Bu asırda ise, medeniyet, fen ve insanî değerler ortaya çıktığından, medenilere galebe çalmak ancak ikna ile olabilir

 Avrupa, silahla değil ilim ve teknikle zenginleşip terakki etti. Müslümanlar da despot idareciler, halkını cahil ve fakir bırakarak aldığı silahlarla dünyayı ele geçirip, Osmanlı devleti gibi devlet kurma hayallerin ardından koşuyorlar. Siyasiler bazı saf Müslümanları kandırıyorlar. Müslümanlar, ilim ve medeniyet ile üstünlük yerine, kaba kuvvetle üstün olmak istiyor.

OSMAN KOYUNCU 0535.760. 48.39 VAKFIKEBİR- TRABZON