Fazla çalışma, İş kanununda yazılı koşullara uymak sureti ile haftalık kırk beş saati geçen çalışmalar olarak tanımlanmıştır. Fazla çalışmanın uygulanması için işçinin her yıl için ayrı ayrı yazılı onayı şarttır. Fazla çalışma, yılda en fazla 270 saate kadar yapılabilecek bir mesaidir. Dolayısı ile fazla çalışma sınırları kanunla çizilmiş bir alana sahiptir. İşçiye bu çalışmalar karşılığında ödenen ücret ise fazla çalışma ücreti olarak adlandırılmıştır. Buna göre, iş yerinde fazla çalışma yapan işçiye, fazla çalışılan her bir saat için normal çalışma ücretinin saat ücreti karşılığının yüzde elli yükseltilmesi sureti ile fazla çalışma ücreti ödenmektedir.

Fazla Sürelerle Çalışma Nedir?

Fazla sürelerle çalışma,iş yerinde haftalık çalışma süresinin sözleşmelerle kırk beş saatin altında belirlendiği durumlarda ortalama haftalık çalışma süresini aşan ve kırk beş saate kadar yapılan çalışmalardır. Başka deyişle işçinin onayı alınmak sureti ile haftalık kırk beş saate kadar olan çalışmalar fazla sürelerle çalışma; haftalık kırk beş saati geçen çalışmalar ise fazla çalışma olarak adlandırılmaktadır. Fazla sürelerle çalışma yapıldığında her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yirmi beş yükseltilmesiyle ödenmektedir.

Fazla Çalışma Hangi Deliller ile İspat Edilir?

İş kanunda fazla çalışmanın ispatı ile ilgili özel bir düzenleme yoktur. Bu nedenle ispat yükü açısından genel düzenlemelere bakılması gerekmektedir. Açılacak davada genel hükümlere göre fazla mesai yaptığını iddia edecek davacı işçi bu iddiasını ispat etme yükümlülüğü altında bulunmakta; davalı işveren ise bu iddia karşısında fazla çalışma ücretlerinin ödendiğini ispat yükümlülüğü altındadır.

Yargıtay ve İstinaf Mahkemelerinin istikrar kazanmış kararlarına göre işçi fazla çalışma yaptığını her türlü delil ile ispat edebilir. Örnek olarak işyeri giriş çıkış kayıtları, parmak izi yüz okuma kayıtları, bordrolar, banka kayıtları, tanık beyanları ispat vasıtası olarak kullanılabilmektedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.

Fazla Çalışmanın İspatında Tanık Beyanları Yeterli Midir?

Fazla çalışmanın ispatında bordrolardan sonra en önemli ispat vasıtası tanık beyanlarıdır. Bu anlamda iş yargılamasında takdiri delil olan tanık, uyuşmazlık konusu fazla çalışma saatlerini tespiti noktasında bilgisi ve görgüsü olan kişi olarak tanımlanabilecektir. Tanık delilinin dikkate alınabilmesi için uyuşmazlıkla alakalı yazılı delil bulunmaması gerekmektedir. Yargılamada tanık delilinin dikkate alınabilmesi için tanığın uyuşmazlıkla ilgili doğrudan doğruya bilgisinin bulunması gerekmektedir. Bu anlamda tanığın bilgisinin olmadığı dönem olan iş yerinde çalışmadığı dönem için yaptığı tanıklık, geçerli olmayacaktır. Örneğin tanıklık yapan işçinin, fazla mesai yaptığını iddia eden işçi ile faklı bölümde bulunması ve bu işçinin giriş çıkış saatlerine vakıf olmaması durumunda aynı işyerinde bulunmuş olsalar da tanıklığına itibar edilemeyecektir.

Fazla Çalışmanın İspatında Husumetli Tanık Beyanı Kabul Edilebilir Mi?

İş yargılamalarında halihazırda çalışan işçilerin işveren aleyhinde tanıklık yapmak istememesi yahut çalışılan iş yerinde işçi sayısının az olması nedenleri ile fazla mesai ispatında işçilerin tanık bulmakta zorlandıkları sıkça karşılaşılan bir durumdur. Bu gibi durumlarda işverene karşı dava açmış kişilerin tanıklığının geçerli ve yeterli olup olmayacağının değerlendirilmesi gereklidir. Yargıtay’ın istikrar kazanmış değerlendirmeleri husumetli olan kişilerin tanıklıklarına ihtiyatlı yaklaşılması yönündedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2022/716 K. 2023/603 T. 07.06.2023 tarihli içtihadında özetle: “Çalışma sürelerinin ispatı noktasında işverene karşı dava açan tanıkların beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerekir. Fazla çalışma, hafta ve genel tatili alacaklarının ispatında salt husumetli tanık beyanlarıyla sonuca gidilemez.Bununla birlikte yan delil ya da olgularla desteklenen husumetli tanık beyanlarına itibar edilmelidir. Bu çerçevede; işin ve işyerinin özellikleri, davalı tanıklarının anlatımları, iş müfettişinin düzenlediği tutanak veya raporlar ve aynı çalışma dönemi ile ilgili olarak söz konusu alacakların varlığına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararları gibi hususlar yan delil ya da olgular olarak değerlendirilebilir." Şeklinde ifade edilmiştir.

Fazla mesai alacak kalemi iş davalarında en fazla talep edilen alacak kalemlerinin başında gelmektedir. Bu açıdan fazla mesai alacağı için başvuran işçilerin elverişli vasıtalarla alacağını ispat edememesi durumunda hak kaybı yaşayacakları açıktır. Fazla mesai alacağının ispatı yukarıda izah ettiğimiz hususlar itibari ile çeşitli olasılıklara göre farklılık arz ettiğinden yargılamada ancak geçerli ispat yöntemi kullanılarak hakkın özüne ulaşılabileceği unutulmamalıdır.