İnsanlığın ilimi gelişimi çok çeşitli aşamalardan geçerek bugüne gelmiştir.  Önce taşları yonttu, sonra ziraat, ateş ve yazıyı bulması ile bu ilmi serüveni devam etti.  Yazının keşfinden sonra ilk gelişme mitolojilerle başladı, yaklaşık MÖ 500 ile MS 300 yılları arasında felsefeye geçildi. 17.yy dan sonra  gelişmiş ülkelerde felsefe ile bilim birbirinden ayrılanarak felsefe ve  ilimle teknoloji ayrı, ayrı gelişmeye devam ettiler. Bizlerde ise henüz bu seviyeden çok uzaktayız. Kutsal dinlerin büyük bir bölümü mitoloji döneminde, Hıristiyanlık ve İslam ise felsefe döneminde gelmiştir. Dinleri anlamak için mitoloji ve felsefe dönemi insanlarının o zaman ki dil, ekonomik, askeri, kültürel vs gibi özelliklerini bilmek lazımdır.  Yoksa dinler hakkında doğru karar verilmez. Mitolojiler uydurulmuş hikâyeler değil insanlığın gelişim basamağıdır. Yunan mitolojileri ve Gılgamış destanı bu şekildedir. Bunlar düşünürlere göre insanlığın bilinçaltı veya bilinç dışının gelişimlerinin eserleridir. Bazıları mitolojilere saçma sapan masallar derler. Mesela mitoloji döneminde Allah, melek ve ruh hepsi birden tanrı kelimesi ile ifade ediliyordu. Bu farkı bilmesen, baksana birkaç tane tanrı olmaz o halde bunlar fasarya şeylerdir dersin. O zamanın dilini çevirenler, yalnız dili değil o zamanın özelliklerini bilecek ki sağlıklı çeviri yapsın.

İnsanın duyguları,  bilinç ve bilinç dışı olduğu gibi, büyük bir insan olan kâinatın duyguları fen bilimleridir ve kâinatında bilinç ve bilinç dışı(bazıları buna bilinçaltı der)vardır. Kâinatın bilinçaltına âlemi misal denir, bu âlemde görünen şeylerin o misali âleminde yansımaları olur. İbni Arabî, kâinatın bilinçaltının yansımasına ayanı sabite(değişmez modeller),insanın bilinçaltına tahayyüle, Eflatun bunlara idealar diyor. Büyük düşünür M. İkbal kâinat Allah’ın hayalidir der. İnsan ne kadar büyük hayaller kurarsa o kadar büyütür. 

Bu dünyada yetim malı yemek o alemde karnına ateş koymak, haram yemek domuz eti, gıybet  çığ et yemek, boş konuşmak odun, deniz mahsulleri balina, ziraat ise o alemde büyük bir öküz şekline girmiş melek olarak görülür…..Dünya öküz ve balık üzerindedir ifadesine bazıları bu zayıf bir hadistir, bazıları israiliyattan(İslam’a dışarıdan giren her şeye israiliyat denir)gelmedir falan der. Ben hadisler hakkında çok geniş bilgim olmadığından zayıftır veya kuvvetlidir diyemem fakat bilinçaltı ilmine göre çok doğrudur derim. Bu ilim mantığı bilmeyen ve dine soğuk bakanlar dinle alay ede, gerçek ilmi olmayan hocalar ise, dinde böyle şeyler yoktur akıl kabul etmez der. Yahu Allah senin aklını kâinata mühendis mi yaptı.  Akıl, din olmadığı gibi, dinde de aklın almadığım şeylerde olabilir bazı konular akıl dışı değil akıl üstüdür. Din derki, akıl ile nakil(ayet ve hadis) çatışırsa, aklı esas al nakli yorumla fakat o akıl mantık belagat ve fen ilimleri ile donanımlı akıl olması lazımdır. Bu hadisin 12 burç ile de bağlantısı vardır, yazı uzun olasın diye o konuya girmiyorum. Ayrıca bazı büyük ressam, müzisyen gibi sanatçılarında bu âlemlerle bağlantıları vardır çünkü yüzyıllardır eserlerinde sırlar henüz çözülememiştir.

OSMAN KOYUNCU 0535.760.48.39 VAKFIKEBİR TRABZON