Haber,Mehmet Bülent ALP
24 Kasım Öğretmenler Günü münasebetiyle Vakfıkebir Osman Tan Ortaokulu öğretmen ve öğrencilerinin hazırlayıp sunduğu program, İlçe Kaymakamı Dr. Hacı Arslan Uzan, Belediye Başkan Fuat Koçal, Başsavcı Hayati Aytemiz, ilçe protokolü, STK temsilcileri, siyasi partilerin temsilcileri ve çok sayıda vatandaşın katılımı ile Vakfıkebir Fen Lisesi Konferans Salonunda büyük bir coşkuyla gerçekleşti. Vakfıkebir Hükümet Konağı önündeki Atatürk Büstüne çelenk sunumunun ardından, Fen Lisesi Konferans Salonundaki programa geçildi. Burada Saygı Duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından günün anlam ve önemini belirten konuşmayı İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Altın yaptı.
SÖZLERİNİZ, SABRINIZ, ISRARINIZ, HAYAT YOLCULUĞUNDA DÖNÜŞÜMÜN, GELİŞİMİN, BAŞARININ İLK ADIMI OLUYOR
Müdür Ahmet Altın yaptığı konuşmada, “İnsan hayatında bazı sesler vardır, onları asla unutmayız; annemizin naz cümlesi, babamızın bir nasihati; öğretmenimizin bizi destekleyen bir cümlesi, güven veren konuşması, içimizi ferahlatan, teskin eden bir hitabı gibi. Bu sesi öğrencilerine taşıyan, onların zihninde ve yüreğinde derin izler bırakan, onlara yol gösteren tüm öğretmenlerimizi hürmetle selamlıyor; Öğretmenler Günümüzü gönülden kutluyorum. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, ülkemizin ufkuna dair kurulan büyük hayalleri sizlerin emeğiyle, sabrıyla ve dirayetiyle gerçeğe dönüştüreceğiz. Sizlerin mesleki onuru, bu milletin yarınlarına duyduğu umudu besleyen en güçlü kaynaktır. Bir öğrencinin dünyasına dokunan her adımınız, ülkemizin geleceğinde sessiz ama derin bir iz bırakıyor. Bu çabanın, bu sabrın ve bu özverinin ne kadar kıymetli olduğunu biliyoruz. Türkiye yüzyılı maarif modeli ilkelerinden olan “Vatanseverlik” duygusu Millî, manevi, insani, kültürel değerleri ve ülke varlıklarını korumayı, sevmeyi ve onlara saygı duymayı; bağımsızlığa önem vermeyi, ülkesi için sorumluluk almayı kapsayan, sizlerin deneyim ve desteğiyle kök salacak ve köklerden geleceğe uzanacaktır. Bir çocuğun kendine güvenmesi, bir gencin kişiliğini karakterini oluşturması, bir öğrencinin içindeki potansiyeli keşfetmesi, geleceğine dair hayaller kurması... Bunların hepsi, gülen yüzünüzle her sabah okulun bahçesinden girince, sınıfın kapısını açtığınızda yeniden başlıyor. Sözleriniz, sabrınız, ısrarınız, hayat yolculuğunda dönüşümün, gelişimin, başarının ilk adımı oluyor.
SİZLER, BU ÜLKENİN GELECEĞİNİ HER GÜN YENİDEN KURAN GÖRÜNMEZ MİMARLARSINIZ
Sizler, bu ülkenin geleceğini her gün yeniden kuran görünmez mimarlarsınız. Her öğrencimizin dili, inancı, kökeni, yaşam koşulu ne olursa olsun nitelikli eğitime eşit erişimini sağlayan; insan haklarına dayalı, farklılıkları zenginlik gören bir okul iklimi oluşturan eğitim liderlerisiniz. Bu iklimin gerçek kurucuları olarak sizlerin emeğinin, sabrının, adalet duygusunun ve fedakarlığınızın farkındayız. Görev yaptığınız sınıfların, okulların şartları ne kadar farklı olursa olsun; tutkunuzun, sorumluluğunuzun ve sevginizin aynı olduğunu biliyoruz. Daima kendi yorgunluğunuzu bir kenara bırakıp öğrencilerinizin hayallerini gerçekleştirebilmesi için çabalıyorsunuz. Bu ülkenin her hanesinde, geleceğe duyulan güvenin temelinde, sizin sessiz kahramanlığınız var. Yalnız olmadığınızı ifade etmek isterim. İtibarımızı daha da yükseltmek, çalışma şartlarınızı güçlendirmek, sınıflarımızı, eğitim ortamlarımızı çağın imkânlarıyla buluşturmak için gayretle çalışıyoruz. Sizler güvende, huzurlu ve güçlü oldukça bu ülkenin çocukları da geleceğe güvenle yürüyecektir. Kıymetli Meslektaşlarım, Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere görevi başında şehit düşen ve aramızdan ayrılan tüm öğretmenlerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyorum. Emekli öğretmenlerimize sağlık ve huzur; görevlerini ilk günkü aşk ve şevkle sürdüren sizlere başarı, esenlik ve kolaylıklar diliyorum. Hepinizi sevgiyle, hürmetle selamlıyorum dedi."
“SEVGİLERİN EN YÜCESİ HAK EDEN İLE EDİLENDİR”
Yeni göreve başlayan Öğretmenler adına Türkçe Öğretmeni Merve Gül yaptığı konuşmada; “Öğretmenlik bir bahar güneşi gibidir. Nasıl can verirse, gönlünü havyası, suyu, toprağıyla verirse; karşılığını da sonunda doğadan, doğaya dönüşmüş, bireye dönüşmüş bir insan olarak alır. Öğretmenin fedakârlığı, özverisi, çabası bir çocuğun hayatına bir umut olur. Bu yüzden her öğretmen, dünyaya iyilik eker; bir tohumun bin bayrak yansı oluşturduğu gibi, tek bir çocuğun gözlerindeki ışığı görmek de insana sonsuz bir mutluluk verir. Bu sebepledir ki öğretmenlik, öğrencilerin gönüllerinde ölümsüz bir sevgiye dönüşmüştür. O sevginin sıcaklığı bir öğretmenin yüzüne yansıdığında ise, güç olur, gayret olur. Bundandır ki, bütün zorluklarına rağmen öğretmenlik bir tutkudur. Her çocuğun anılarında tatlı bir öğreten hatırası canlanır. Öğretmen olduğu gün ise gözünüzde bir öğrenciniz beliriverir hemen. Ben de bugün burada mezun olduğum okula öğretmen olarak geri dönen bir öğrenci olarak konuşuyorum. Her insanın bir yıldızı vardır. Benim yıldızım da bir öğretmenim oldu. Bugün ona, nasip ettiği heyecanı yaşadığım için, sizlerle paylaşmak istiyorum: “Sevgilerin en yücesi hak eden ile edilendir.” sözünü hiç unutmuyorum. Sevginin en güzelini ise hakkı olan öğrencilerime vermeyi benimsedim. Sen benim küçük avucumla koskoca dünyayı sığdıransın. Kaçmanın sevgisini, annemin sevgisi gibi içime sarıp yerleştirensin sen, kalbime, kalemim sevgisiyle, annemin sevgisi gibi içime sarıp sarmalayansın dedi.”
BİR ÖĞRETMENİN HAYATI TAKVİMLERLE ÖLÇÜLEMEZ
Emekli Öğretmenler adına Osman Yılmaz yaptığı konuşmada; “Bugün burada emekli olan öğretmenler adına konuşma yapmanın onurunu yaşıyorum. Kürsüye çıkarken aklımdan bir ömürlük anılar, kalbimden ise tarifsiz bir minnettarlık geçiyor. 1990–91–92 yıllarında Vakıfbank Lisesi’nde kadrosuz, ücretli öğretmenlik yaptım. 1993 yılında Atatürk İlkokuluna rehber öğretmen olarak atandım. Halen de orada çalışmakta iken Emekliliğe Esas Bir Sınıflandırma kazandım. 2025 Temmuz ayı itibariyle emekli olmaya karar verdim. Bir öğretmenin hayatı takvimlerle ölçülemez. Bizim zamanımız öğrenci gözlerindeki ışıltılarda başlar. Bir sabah bir çocuğun yeni bir dünya keşfeder gibi “Aaa!” deyişinde… Bir harfi ilk kez öğrendiğimizde… Bir kalbi aydınlatır, bir cümleyi birlikte kurduğumuzda bir geleceğe dokunuruz. Okul koridorlarında ismimizin her adım her zil sesi, yüzlerce tebessüm, hepsi birer hatıra. Paylaştıklarımız sadece ders anlatmak değildi; hayatı, sevgiyi, dayanışmayı öğrettik. Bugün artık emekli bir öğretmenim. Biliyorum ki öğretmenlik emekli olunmayan bir meslek. Çünkü biz, bizler emanet ettiğimiz öğrencilerimizin kalplerinde yaşamaya devam ederiz. Sevgili öğrenciler; başarılı olma konusunda kısa bilgiler vermek istiyorum: Hayatınızı belirleyen kararlı, istikrarlı ve sabırlı olun. Kendinize güvenin. Yaptığınız işlerin gerçekçi ve yenilikçi olmasına, kendinizi geliştirirken ekip hâlinde hareket etmeye özen gösterin. Bizlere omuz omuza vererek güzel nesiller yetiştirme arzusunda olan öğrencilerim; oğlumun da bulunduğu meslektaşlarım sizlerden bir ricam var: Bizler elimizden geleni yaptık, emaneti gönül rahatlığıyla sizlere devrediyoruz. Vefanın en çok size, gönlünü en iyi yapanlara yakışacağını biliyorum. Kıymetli meslektaşlarım; sizler özel insanlarsınız. Sözleriyle bizlere ışık tutan değerli genç öğretmenlerimiz; yolunuz açık, ömrünüz sağlıkla, sevgiyle, umutla geçsin. Bu yolda asla şeytana uymayın. Adaletten, haktan, doğruluktan ayrılmayın dedi.”
Program Osman Tan Ortaokulunun hazırlamış olduğu programın gösterisi, Halk Oyunları gösterisi ve çeşitli yarışmalarda dereceye giren öğrencilere ödüllerin verilmesinin ardından sona erdi.
Öğretmenlik bir bahar güneşi gibidir. Nasıl can verirse güneş havaya, suya, toprağa. Nasıl fer verirse kışın ayazında donmuş doğaya. Öğretmen de öyle can verir bir topluma. Öğretmendir karanlıktan aydınlığa çıkaran, odur bizi buralara getiren, odur bizi eğitimin bir bayrak yarışı olduğunu telkin eden, odur bizi hayatın diğer adının da insanca yaşamak olduğunu belleten. Bu sebeptendir ki öğretmenlik, öğrencilerin gönüllerinde bir sevgiye dönüşmüştür.


