Yavaş yavaş referandum tarihi yaklaşıyor…
Vatandaşlar 30 gün sonra, 16 Nisan 2017 tarihinde sandık başında olacak…
Sandıktan ya “EVET” çıkacak ya da “HAYIR”.
İki ihtimal var…
Kimileri AK Parti “EVET” dediğinde biz “HAYIR” diyeceğiz diyorlar. Kimileri ise CHP “HAYIR” diyorsa “EVET” diyeceğiz…
Aslında bu böyle olmamalı…
İyice ölçüp, biçip, tartmak lazım. İyice düşündükten sonra bir daha o 18 maddeye bir kez daha göz geçirdikten sonra karar vermek gerekir…
Yok, şu parti şöyle diyor, yok bu parti böyle diyor’a bırakmamak gerektiğini düşüyorum…
Ne hoşuna gidiyorsa onu yapmak, işine gelirse veya kafana yatkınsa “EVET” ya da “HAYIR”…
Bu kadar basit…
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Trabzon Milletvekilleri sürekli olarak ilçe ziyaretlerinde bulunuyor…
Bakan Soylu ve Milletvekilleri ilçe ziyaretlerinin yanı sıra Bakanlıktaki ve Meclisteki işleri de yarım bırakmış değiller…
Ankara, Trabzon-Trabzon, Ankara gidip geliyorlar…
CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen, geçenlerde Vakfıkebir’e gelmiş. Miş diyorum çünkü bizlere haber vermediler veya haber verme gereği duymadılar…
Gerçi haber vermeme sadece onlarda değil…
Trabzon Valisi Vakfıkebir’e geliyor, hiçbir basın mensubunun haberi olmuyor…
Hem de Vakfıkebir’de kanayan yara haline gelen OSB için…
Evet, OSB için…
Trabzon Valisi’nin Vakfıkebir’e gelişini biz başka yerlerden duyuyoruz…
Kısaca Sokak’tan…
Acaba bu olayı Vali Bey duysa ne der, çok merak ettim doğrusu…
Ziya Fidaye hocam, Salı gecesi bir yazı paylaştı sosyal medya hesabından…
Çok hoşuma gitti doğrusu, AYKIRI YAZILAR; KURU FASÜLYENİN NİMETLERİ adlı bir yazı…
Bu yazı için Ziya hocamı bir kez daha tebrik etmek istiyorum…
Bu yazı ile beraber, bizim neler yaptığımız bir kez daha geldi gözümün önüne…
Vakfıkebir’de 1999 yılından beri devam eden ve kanayan yarası haline gelen bir Organize Sanayi Bölgemiz var…
Halen daha devam etmeye çalışılıyor…
Vali bey, bununla alakalı buraya geliyor ve hiç hiçbir şekilde geldiğini öğrenemiyoruz.
Bu toplantıda ne konuşuldu? Burası ile alakalı bir çalışma devam ediyor mu?
Diye hiçbir bilgi yok…
Belki de insanların bunu öğrenmesini istemediler…
İstemediler ki, hiç bir basın mensubu yoktu…