Beypınarı Güzelleştirme ve Kalkınma Derneği Başkanı Nuri Sabah; derneğimiz 2000 yılında kurularak faaliyete geçti. Yaylamız dedelerimizin Cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllarda sahil kasabalarında yaşanan sıtma ve çeşitli hastalıklar dolayısıyla yaylalara göçerek buraları kendilerine yurt edindiler. Hayvanlarını besleyerek sütünden, yağından ve etinden yararlanmak için yaylalara çıkmaya başladılar. Yaylacılık faaliyetleri ilk olarak 1700’lü yılarlara dayanıyor. O yıllarda Vakfıkebir Yaylası olarak hayvanların yağ, sütü, peyniri ve etlerini Trabzon Sancağına ve Fol kasabasına binek hayvanları üzerinde naklederlerdi. Daha sonraki yıllarda Beypınarı Yaylasında iş yerleri kurarak ticarethaneler kurarak sıcak satışlara başladılar. Aynı zamanda da yayla merkezinde haftanın belirli günlerinde Pazar yeri oluşturdular. Gelişmesini sağlamak için ilk olarak bir cami inşa edilmiş. Sıcakların gittikçe artması neticesinde 1950’li yıllarda nüfusun artmasıyla birlikte asayiş olayları başlamış ve çeşitli asayiş olayları olmuş.

HİKMET KAAN İHO OKULU’NDA GAZETECİLİK SOHBETİ HİKMET KAAN İHO OKULU’NDA GAZETECİLİK SOHBETİ

“YAYLALAR İNSANLARIN ORTAK YAŞAM ALANLARIDIR”

2000 yılında kurulan dernek ile Yaylamızı nasıl hizmet ederiz ve güzelleştiririz diyerek çeşitli fikir adamları ile istişare ettiklerini söyleyen Başkan Sabah, bu istişareler sonrası gölet yapılarak buranın iklimine olumlu katkıları olacağı yönünde karar verildi ve girişimlerimizi bu noktada yoğunlaştırdık. Bu gölet meteorolojik bakımdan, sis olaylarının azalmasına katkı sağlaması bakımından ve en önemlisi turizm açısından olumlu katkı sağlayacağını, hayvancılığın gelişmesi bakımından daha çok verim alınabileceği belirtilerek girişimlerimiz yaptık. Göledin su kesim kısmı tamamlandı. Bundan sonra alt yapı ve dış düzenleme çalışmaları yapılacak. Turizm açısından sıladan gelen yerli halkımız ile yabancı turistlerimizin ziyaret edilmesine katkıda bulunacak.

“DEMEK Kİ BENZEDİĞİMİZ TOPRAKLAR BİZİMDİR, TOPRAĞA BORÇLUYUZ”

Yayla turizminin gelişmesine bazı etkenlerin engel teşkil ettiğini söyleyen Dernek Başkanı Nuri Sabah; özellikle alt yapı, kaçak yapılaşma, mevzuatlardan kaynaklanan sorunlar, gölet projesinin yapılmasıyla ilgili mezbahane’nin kaldırılması gibi sorunlar atmış durumda. Yaylamızın Kadırga Yayla yolu güzergâhında olması yaylamızın uğrak yeri durumuna geçmesi, sılada olan insanlarımızın çoğalmasıyla birlikte konaklama ihtiyacının duyulması ve konaklama tesislerinin yetersiz olması ayrıca uzun yıllar kullandığımız dernek merkezimizin görüntü kirliliği nedeniyle yıkılarak yerine doğaya uygun bir tesisin bu güne kadar yapılamaması. Günümüzde yayla turizminin önem kazanmasıyla birlikte yaylamızda fiziki şartların yetersiz olması, çevre ve doğaya uygun yapıların yapılmaması görüntü kirliliğini daha da çok arttırıyor. İnsan yaşadığı toprağa benzediğinin altını çizen Nuri Sabah; demek ki benzediğimiz topraklar bizimdir, toprağa borçluyuz. Değerini, varlığını ve kıymetini iyi bilelim. Yağmalayıp hoyratça kullanmayalım. Turizm derken de kaş yaparken göz çıkartmayalım. Unutmayalım gelecek nesillerimize yaşanabilir bir doğa ve tertemiz bir çevre bırakalım. Yayla bir vazgeçilmez sevda olduğunu unutmayalım dedi.

“YAYLALAR İNSANLARIN ORTAK YAŞAM ALANLARIDIR”

Yaylalar insanların ortak yaşam alanları olduğunun altını çizen yayla sakinleri, Yaylamızı güzelleştirmek için devlet kurumları nezlinde çeşitli girişimlerimiz oldu. İlk olarak ağaçlandırma çalışmalarıyla işe başladık. Dönemin orman işletme şefi ile yaptığımız istişareler sonrası yüksek kesimlerde yetişen (Özellikle Erzurum Yöresinde) HUŞ AĞACI olarak bilinen ağacı Erzurum’a giderek aldık. Ağaçları ilk olarak caminin etrafına diktirdik. Yayla merkezindeki ağaçları 2001 yılından beri dikerek yaylanın havasına katkı sağlaması yönünde çalıştık. Bu ağaçları seçmemizin amacı ise kışın 10-15 metre kar yağdığında soğuktan etkilenmeyen ağaçlar olduğu için tercih edildi.