Vakfıkebir Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü Konferans Salonunda düzenlenen seminere Muhtarlar Derneği Başkanı İzzet Çilingir ve mahalle muhtarları katıldı. Sunumu ise Vakfıkebir Osman Tan Ortaokulu Rehber Öğretmeni Alper Mumcu yaptı. Mumcu sunduğu seminerde şu ifadelere yer verdi.

BAĞIMLILIK PROBLEMİ

Teknoloji bağımlılığı, Teknolojiyi kullanmada ve onunla ilişkide kişinin iradesini kaybetmesi, kendini denetleyememesi ve onsuz bir yaşam sürememeye başlaması hâlidir. İnternet bağımlılığının en sorunlu hali ise; Aşırı internet kullanımına engel olunamaması, internet dışında geçirilen zamanın önemsizleşmesi, yoksunluk hallerinde ruh halinde çalkantıların olması (sinirlilik, saldırganlık gibi), kişinin yakınları ve çevresiyle arasının bozulması anormal internet kullanımının bazı görünümlerindendir.

TANISI İÇİN KRİTERLER

Ruhsal bozuklukların tanısal ve istatistiksel el kitabı (dsm 5 de), zihinsel hastalıklar için bir tanı ölçütüdür. Amerikan psikiyatri birliği tarafından yayımlanır. Artık internet bağımlılığının da bu kitapta yer aldığını görüyoruz.Dsm 5’in internet bağımlılığı için önerdiği sekiz kriter vardır.Dsm tanı kriterlerinin 8 ölçütünden 5 tanesinin karşılanması durumunda kişi “internet bağımlısı” olarak tanımlanmaktadır. 

VAKFIKEBİR’DE BAYRAMLAŞMA MERASİMİ DÜZENLENDİ VAKFIKEBİR’DE BAYRAMLAŞMA MERASİMİ DÜZENLENDİ

ORTA DÜZEYLİ AMA ÇOK RİSKLİ

Evet yeni teknolojiler davranışsal bağımlılık yaratıyor ama bu uyuşturucuya göre orta düzeyli sayılır. Mesela, Facebook u bırakmaya zorlandığınızda gece 1 de evden çıkıp açık bir cafede internete girip facebook’a bağlanmazsınız. Gelin görün ki bu durum hafife alınacak bir şey değil. Çünkü bu bağımlıklar farklı işliyor. Uyuşturucu bağımlısı gibi krize girmiyor insan evet ama bu uygulamaya cebinizdeki telefonla anında ulaşabiliyorsanız orta dereceli bir davranışsal bağımlılık olarak gün boyu hesabınızı kontrol etmemek için epey zorlanırsınız. Bu kullanım sırasında da kişi bir gönderi oluşturduğunda bu gönderiye gelen bildirimleri kontrol etmek için, beğeni ve yorumları takip etmek için sıklıkla hesabına giriş yapıyor. Bizim çok ciddi sosyokültürel ihtiyaçlarımız var. Sanal da olsa bu ortamda kabilenin onayını almak istiyoruz. Bu durum beynimizdeki ödül hormonunun kontrolsüzce çalışmasına sebep oluyor. Yemek, içmek, başarmak gibi bir çok yaşamsal faaliyetimizi gerçekleştirip bizi hayatta tutmaya yarayan bu ödül/mutluluk hormonu dopamin; tıpkı uyuşturucu madde bağımlılığında kontrolsüz şekilde salgılandığı gibi internet bağımlılığı gibi davranışsal bağımlılıklarda da kontrolden çıkıyor. Bu kadar kolay dopamin salgılatmak elbette bizi bu cihazlara ve uygulamalara karşı koyamayacağımız bir duruma götürüyor.İşin acı tarafı bu uygulamalar bizi toplumsal onay dürtümüzü kullanarak kendine bağlıyor ve biz sosyalleştiğimiz zannına kapılıp yanı başımızda ki zengin iletişimden mahrum kalıyor,sosyal çevremizi alenen ihmal ediyoruz.

SEVGİ EN ÖZEL İLAÇTIR

2000’li yıllara gelince artık en etkin bağımlılık tedavisinin sevgiyle kucaklanan bir ortamda bozulmuş sosyal bağlarını tekrar kullanmasıyla mümkün olabileceğini yeniden anlamaya başladık. Artık bağımlılığı ilaçla kalıcı tedavi edemeyeceğimizi anlıyoruz bizler robot değiliz, hatta kimyasal molekür gruplarından müteşekkil bir robot hiç değiliz! Çok ciddi anlamda sosyokültürel ihtiyaçlarımız var ve tatmin edilmeyince bunlar sağımız solumuz belli olmuyor.

ASIL NEDEN BAĞLANMA SORUNLARI

Sosyal yeteneğimiz başlı başına diğer insanlarla iletişim kurmamız için var ve insan beyninde müthiş bir sinirsel trafiğe rağmen kaçınılmaz bir özelliğimizdir. Beynimizdeki hücreler devreler kimyasallar diğer insanlarla sağlıklı ilişki kurmak onlara bağlanmak güven ve destek bulmak uyum içinde yaşamak için var o yüzden ne zaman bir insandan övgü sözü duysak sevdiğimize sarılsak güvenle birinin gözlerine baksak beynimizde bolca dopamin salgılanır ve bu hoş deneyimi tekrar etmek isteriz. Günümüz insanında gelişen teknolojinin getirdiği kolaylıklar sayesinde bireyler arası bağlanma azalıyor ve insanlar gittikçe daha fazla yalnızlaşmaya başlıyor. Bağlanmak ve güven duymak için kurgulanmış beynimiz böyle gitgide yalnızlaşıp sanallaşan bir dünyada alternatifler aramak zorunda kalıyor.