Vakfıkebir İlçesi Büyükliman Mahallesinde 70 yıldır marangoz ustası olarak işyeri çalıştıran Muhammet Sevim, birçok sektörde olduğu gibi bizim sektörde teknolojiye ve çırak yetişmemesi dolayısıyla bitmiştir diyerek sözlerine devam etti.

VAKFIKEBİR’DE BAYRAMLAŞMA MERASİMİ DÜZENLENDİ VAKFIKEBİR’DE BAYRAMLAŞMA MERASİMİ DÜZENLENDİ

“GENÇLER SOSYETE OLDU, BU İŞİ KİMSE BEĞENMİYOR!”

Vakfıkebir İlçesinde 1945 yılında dünyaya gelen Muhammet Sevim, küçük yaşlardan itibaren rahmetli babasının yanında çırak olarak meslek hayatına başladı. Muhammet Sevim, 1955’den beri bu işi yapıyorum. Rahmetli babamdan kaldı bana bu meslek. O zamanlar köyde makine yoktu, elde yapıyorduk bütün kapı ve pencereyi. 1975 yılından beri ilçede marangoz atölyesi açarak makine ile çalışmaya başladım. Babamın yanında çalıştığım dönemi de sayarsak 70 yıla yakın süredir bu mesleğin içindeyim.  68 senedir bu işi yapıyorum ve 78 yaşındayım. O zamanlar çırak bulup çalıştırmak çok kolaydı. O dönemlerde gençler meslek öğrenmek için can atıyordu. Yanımızda 2-3 tane çırak çalıştırıyorduk. O dönemler plastik doğrama olmadığı için iş çok fazlaydı. Yetiştirmekte zorlanıyorduk.  İşleri sıraya koyuyorduk. Bazen iş fazlalığından iş almıyorduk. Yetiştiremeyeceğimiz için. Fakat geldiğimiz noktada bizde teknolojinin etkisi altında kalarak Plastik Sanayine yenik düştük. Plastik de hayat yok. Kimse bunun farkında değil. Maalesef birçok sektörde olduğu gibi bizim sektörde bu teknoloji furyasından etkilendi. Ayrıca çırak bulamadığımız için usta da yetiştiremiyoruz. Bu iş çok tozlu diye gençlerde çırak olmak istemiyor. Yeni nesil gençlere havadan yağacak, hazır alıp yiyecek içecek ve havasını atacaklar. Şimdiki gençler bizim gibi değiller. Maalesef şimdiki gençliğimiz hazırcı gençlik oldu. Çalışmak ve üretmek yok. Bu tür sektörlerin en büyük sıkıntısı eleman yetişmemesidir.

“MAALESEF MARANGOZLUK TEKNOLOJİYE YENİK DÜŞTÜ”

Benim yaşım da sağlığımda artık bu işi yapmaya müsait değil. Bu etkenlerden dolayı şuan sadece arı kovan işi ve tarım aletleri olan bel, kazma, balta gibi aletlerin saplarını yapıyorum. Aslında kendimi oyalıyorum. Kalay değil tam 70 yılımı bu işe verdim. Kapı, pencere işi bitti. Artık çırak bulup yetiştiremediğimiz için bende artık küçük işlerde olsa çalışmama sağlığımda pek el vermiyor. Çırakların yetişmemesi, plastiğin çıkması ne yazık ki bu sektörü bitirdi. Maalesef marangozluk teknolojiye yenik düştü. Şuna inanıyorum ki bir gün yine ahşap kapı ve pencereye dönüş olacak. Belki biz görmeyiz. O zaman da usta ve makine bulmakta sorun yaşanacak.  Bu makineler benim birer evladım gibi, her gün onlarla konuşuyorum dertleşiyorum. Makinelerin sesleri bana sanki bir şeyler anlatıyorlar gibi geliyor. Yarım asırdan fazladır hayatım onlarla birlikte geçti. En çok zoruma giden şey ise artık sağlık sorunlarım dolayısı ile işyerimi kapatmak zorundayım.  Maalesef onları sattığım zaman buraya nasıl geleceğim diye düşünüyorum. Sattım içimden diyemiyorum. Çok zor onlardan ayrılmak. Onları sattığım zaman bende köye çıkıp köyde oyalanmayı düşünüyorum. Zamanında ufak tefek kesikler olsa da hiçbir parmağımı yada elimi kaybetmedim.  Artık zamanı geldi. Kayıp vermeden bırakmak istiyorum diyerek sözlerine devam etti.

"ZANAATKAR VAROLDUKÇA BU MESLEK BİTMEYECEK"

Eskisi gibi ahşap ürünlere talebin az olduğunu vurgulayan Muhammet Sevim, insanların önceden yer sinilerinde yemek yediğini, sini kültürünün yerini yemek masalarına bıraktığını dile getirerek, bu sebeple yer sofralarına olan talebin bittiğini söyledi.  "Zanaatkar varoldukça bu meslek bitmeyecek" Sanatın önemli olduğunu dile getiren Muhammet Sevim, "Zanaatkar insan iyi kötü ekmek parasını buradan çıkarır. Gün gelir siftah dahi edemezsin iş olmaz ama öyle bir an gelir ki diğer günlerin kaybını zanaatkar kimliğinle çıkarırsın. Zanaatkar var oldukça bu meslek bitmez, her türlü yaşamaya devam eder, yeter ki gelecek nesil mesleği öğrenmeye gayret etsin" ifadelerini kullandı. Marangozluk mesleğinin Vakfıkebir’de hala sürdüğünü, sürdürülmeye çalışıldığını dile getiren Muhammet Sevim, büyük şehirlerde bu durumun farklı olduğunu belirterek, insan gücünün yerini makinelerin aldığını vurguladı. Muhakkak meslek okullarında marangozluk atölyelerinin kurulması gerektiğinin altını çizerek sözlerini tamaladı.