Yeniden Refah Partisi Trabzon İl Başkanlığı görevine atanan İş adamı Süleyman Pulat beraberinde Vakfıkebir İlçe Başkanı Sadettin Çiçek ve yönetim kurulu üyeleri ile birlikte Gazetemizi ziyaret ederek Yazı İşleri Müdürümüz Ahmet Kamburoğlu ile ülke gündemine dair bir süre sohbet etiler. Yeniden Refah Partisi Genel Merkezi tarafından Trabzon İl başkanlığı görevine atanan İşadamı Süleyman Pulat ilk ziyaretini Vakfıkebir İlçe teşkilatına yaptı. Ardından Gazetemizi ziyaret eden Pulat, ülke gündemine dair açıklamalarda bulundu.

BİZİ ÇARE OLARAK GÖRÜYORLAR, TEK ÜMİT OLARAK DÜŞÜNÜYORLAR!

Süleyman Pulat 1966 Arsin doğumluyum. Trabzon da ticaretle uğraşıyorum. Vakfıkebir’de de liman da balıkçılık işiyle uğraşıyorum. Beşikdüzü organizede yerimiz var. Çok uzun yıllardır Trabzon’da ticaretle uğraşıyoruz. Siyasete 1990 yılında rahmetli Erbakan hocamla Trabzon İl Yönetim Kurulu üyesi olarak başladık. Refah partisinde ve Fazilet partisinde görev aldık. Fazilet partisi kapandığı zaman son Ali Rıza başkanımızla biz il yönetiminde idik.  Bir süre siyasete ara verdim. Ticareti ön plana çektik. Yeniden Refah Partisi kurulduktan sonra Trabzonda kurucu üye olduk. Biz de Dr. Fatih Erbakan Beyle siyasete tekrar geri döndük. Kaldığımız yerden devam edeceğiz dedik. Sonra Trabzon teşkilatını kurdum. Trabzon’da siyasi işler başkanlığı yaptım. İl kongremizden sonra genel merkezden gelen davet üzerine genel başkanımız bizi görevlendirdi. Dedi ki; Türkiye’deki teşkilat çalışmalarını yürüteceksiniz. Teşkilat başkanımız o zaman Bahattin Sumur Beydi. Bir süre onunla çalıştık. Sonra bir değişiklik oldu. Naim Öztürk Bey geldi. Genel başkan yardımcımız ve Teşkilat başkanımız. Biz onunla beraber Türkiye’yi karış karış gezdik. Yeniden Refah Partisini teşkilatlandırma adına Edirne’den Kars’a kadar Ardahan’dan Van’a kadar oraları tamamen gezdik. Türkiye’de gördüğümüz bir şey var. Hakikaten nereye gidersek gidelim milli görüş deyince yeniden Rafah partisi deyince Erbakan hoca deyince Dr.Fatih Erbakan deyince insanımızın hakikaten saygıyla minnetle şükranla yaat ettiğini görüyoruz. Gerçekten sokakta çok ciddi bir karşılığı var. Bu inanılmaz bize haz veriyor. Erbakan ismine insanımızın bir saygısı var. Biz zamanında Erbakan hocamızın kıymetini bilmedik diyorlar. Böyle bir öz eleştiri alıyoruz. Yani bize oy vermemiş insanlar bunu söylüyor. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan’da Erbakan hocamızın ismini kullanıyor. Sadece kullanmakla da değil mesela bir il başkanı bir yere aradıkları zaman milli görüşçü olmasını arıyor. Bir yere bir bürokrat atayacaksalar yine milli görüşçü arıyorlar. Niye? Birçok denemelerden geçtiler. Birçok il kandırıldık hikâyeleri anlattılar bize. Aslında il idarecilerimizin feraset sahibi olması lazım. Biz belki halk olarak burnumuzun dibini göremeyebiliriz. Ama idareciler hele liderlik vasfı varsa toplumları yönetiyorsalar dağın arkasını görmeliler. Dolayısıyla hem Cumhurbaşkanımız hem de bugün Türkiye’de baktığımız zaman eğer milli görüş kökeninden gelen insanlar varsa onları ayrıcalık tanınıyor. Bizim aslında Türkiye’de gezmişliğimiz teşkilatlanmamızda da bunu çok net şekilde gördük. Halkımızda bunu farkında. Onun içinde bir teveccüh içerisindeler. Bizi çare olarak görüyorlar. Tek ümit olarak düşünüyorlar.

TÜRKİYE’NİN 81 İLİNDE VE 922 İLÇESİNDE TEŞKİLATIMIZ VAR

3 yıl içerisinde ne yaptık diye bakacak olursak. Türkiye’nin 81 ilinde bugün teşkilatımız var. 973 ilçenin 922’sinde teşkilatımız var. Mesela Trabzon’da 2 tane ilçemiz şuanda kurulmamış. En kısa zamanda onu da kuracağız. 922 ilçe çok ciddi bir rakamdır. Bunun peşinden hemen Ankara Arena salonunda iktidar partilerine nasip olmayan kongre yaptık. Yani 45-50 bin kişi oradaydı. Sadece Trabzon’dan 20 otobüs gitti. Her teşkilat böyle bir yükün altına giremez. Daha yeni kurulmakta olan partimize Türkiye’nin her yerinden yüzlerce otobüsle binlerce kişi akın etti. Müthiş bir kongreydi. Peşinden ne oldu? Teşkilatlarımızda hummalı çalışmaya başladılar. Genel merkezimiz geçmişten beri yapılan yanlışları Türk insanına uymayan ve çıkarılan kanunlara baktık. Ciddi bir komisyon. Bugün hiçbir partide olmayan bir şey var bizde, ben bizzat komisyonun içindeyim. 15 tane komisyon kurmuşuz. Genel başkanımızın kontrolünde. Bunun içinde profesörler var, iş adamları var, alanında uzman kişiler var. Ne yapıyorlar? Örneğin; maliye bakanıyla ilgili, ticaret bakanlığıyla ilgili, ulaştırma bakanlığıyla ilgili buradaki aksayan şeyler nedir, neler ters gidiyor bunları tespit etmek için oturuyorlar sabahlara kadar toplantı yapıp proje yapıp kafa patlatıyorlar. 7 tane kitap yazılmış. Yeniden Refah Partisi kurulduktan sonra. Bunların hepsi Türkiye’nin sorunlarıyla ilgili. İktidar olduk millet bize oy verdi. Hele bir verinde ondan sonra bakarız değil. Böyle bir şey olmaz. Hazırlık yapmamız lazım.

MUHALEFET 20 YILDIR EL ENSE YATIYOR!

Biz bugün 20 yıldır Ak Parti iktidarda AK Parti bugün başarısızsa eğer ki 20 yılın sonu böyle olmamalıydı. Bence kusur AK Partide değil Ak Partide kusur olduğu kadar muhalefette de kusur var. Eğer muhalefet alternatif oluştursaydı milletin derdiyle dertlenseydi milletin diliyle konuşsaydı milletin sıkıntılarına çözüm üretseydi arada bir mola verirdi Ak Parti. 10 yılın sonunda derdiler ki bir de şu parti gelsin. Demek ki el ense yapıp yattılar. Bir şey yapmadılar ama bugün bakın 2011 yılında çıkarılan kanun 2014’te yürürlüğe girdi. Diyeceksiniz ki niye geç girdi. Avrupa’da da o tarihte girdi o yüzden bizi beklettiler. Biz kendimiz ötelemedik. Avrupa deseydi ki 2011 yılında yürürlüğe girsin o gün girecekti. İstanbul sözleşmesinden bahsediyorum. Öyle bir sözleşme ki biz geldik buraya bize birazdan çay verirsiniz su verirsiniz bir de bir çikolata ikram edersiniz. Çikolatanın içinde zehir var. Dıştan bakıyoruz çikolata ama içi zehir. Bunu kim diyor:Ak Partinin milletvekilleri söylüyor.Kendi kulaklarımla duydum TV de Mehmet Metiner söylüyor, diyor ki:Biz bu kanunun bu kadar ağır olduğunu bilmiyorduk. Bize kendi kanalımızdan gelen kanunları okumadan imzalıyoruz. Muhalefetten gelenleri de okumadan reddediyoruz. Böyle bir anlayış olabilir mi? Bir milletvekili bunu diyebilir mi? Mehmet Metiner’in ifadesi bu. Şimdi Yeniden Refah partisi bu 20 yılda yapılan yanlışları didik didik ediyor, araştırıyor. Doğru yaptığı şeylerde de teşekkür ediyor. Diyor ki: Teşekkür ederiz Ak Parti hükümeti, şunu şunu doğru yaptı. Bunları girer sayarız. Ama bunların peşine yanlışlarıda sayıyoruz.Diyoruz ki: Bakın bunlarıda yanlış yaptınız. Buda yetmiyor yanlışından doğrusu nedir onu ifade ediyoruz. Kimle kim yapacak Türk halkı yapacak. Diyecek ki doğru yanlış yapılmış bunu da kabul ediyoruz ama doğrunun ne olduğunuda muhalefet söylemesi lazım ki halk bilinçlensin. Bizim halkımız çok bilinçli oy kullanıyor. Vatandaşa seçimde 5 tane oy pusulası veriyorsun. O 5 oy pusulasını sandığa atmadan hepsine ayrı ayrı partilere oy verebiliyor. Diyor ki ben Cumhurbaşkanı seçiminde a partisine milletvekilliğinde b partisine belediye başkanlığında c partisine meclis üyeliğinde x partisine oyumu veriyorum. Bakıyorsun ki sandıkta aynı seçmenler aynı günde aynı saatte kullandığı oy bir partiye başka öbür partiye başka. Bilinçsiz olsa ne yapar ben Ak Partiliyim der ben şu partiliyim der gider körü körüne oy verir. Ak Partinin aldığı oylara bakın Cumhurbaşkanının oyları fazla öteki oylar az aslında tersi olması lazım. Neden? Mantıken konuşuyorum Cumhurbaşkanı kimdir? o partinin lideri o oylar bir kere cepte. Cumhurbaşkanı oy veren partisinede oy verir. Milletvekillerine de oy verir. Peki, ne oluyor? Ondan sonra milletvekiline oy verirken diyor ki: Cumhurbaşkanı ben seni Beğeniyorum ama senin milletvekilini beğeniyorum. Gidiyor başka partiye oy veriyor. Dolayısıyla Türkiye genelinde 10 puan gibi bir geride çıkıyor milletvekili puanları. Aslında tersi olması lazım. Cumhurbaşkanlığı cepte siz milletvekili adayısınız. Partinizin genel başkanının oyunu cepte biliyorsunuz. Kendi şahsi oylarınız yok mudur? Vardır nedir? Halanın oğluna dayının oğluna ablana yengene akrabalarına diyeceksin ki bak ben bu partide milletvekili adayıyım siz CHP’lisiniz HDP’lisiniz şu partidensiniz ama şimdi bana oy verin yani ekstra oylar getirmeniz lazım sizin teşkilatlar olarak.

ÜRETİM TOPLUMU DEĞİL TÜKETİM TOPLUMU OLMUŞUZ

Ak Parti İstanbul seçimlerini kaybetti? ne yapması lazım. Mantıken düşündüğümüz zaman önce teşkilatlarının ifadesi alınması lazım. Bir oyda önemlidir. Siz elli artı bir diyorsunuz değil mi? Elli artı bir oy aldığınız zaman Cumhurbaşkanısınız. O zaman adam 13 bin oy aldığı zaman bırakacaksın devam etsin. Sen seçimi iptal edersen o zaman tepki oylarla karşılaşırsın. Ne yapman lazım? Teşkilatlara çeki düzen vermen lazım demen lazım ki: gel bakalım siz nerde eksik yaptınız. Burası seçim kurulu oy listelerini askıya çıkarıyoruz. Senin görevin ne teşkilat olarak? Gidip onları inceleyeceksin. Sanal yazılımlar varsa itiraz hakkını kullanacaksın süresi var bunun. İlanlar bu memleketi siz yönetiyorsunuz. Kusuru halka buluyoruz diyoruz ki halk yanlış oy verdi. Hata yaptı vazgeçiyoruz seçimi iptal ediyoruz. Peki nerde seçimi iptal ediyorsunuz? Seçimi iptal ettiğimiz yerlere bakıyorsun Ak Parti’nin kaybettiği yerler. Adalet hepimize lazım. Adaletten yoksun ve uzak olmamamız lazım. Son söz olarak şöyle bir şey düşünelim Ak Parti kurulurken o günlere gidelim. Düşün ki Ak Partinin o günki kurmayları yada bugün ki kurmayları 5 kişi veya 10 kişi bir araya geliyor ve diyor ki: Bir parti kuralım peki adını ne koyalım. O gün ülkenin bir sürü sorunu var. Peki ne yapalım? En önemli hangi sorun? Adalet. Niye adaletsizliğe uğradığını ve Türkiye’deki adaletin dengelerinin bozulduğunu iddia ediyorlar. O zaman diyorlar ki partinin ilk kelimesi Adalet olsun sonra neye ihtiyacımız var kalkınma. İkinci kelimeyi de kalkınma yapalım.Demekki biz iktidar boyunca bize millet oy verirse güvenirse biz önce adaleti sonra kalkınmayı sağlayacağız diyor. Ondan sonra da diğer sorunları çözeceğiz diyor. Şimdi 20 yıl geçti aradan bakalım geldiğimiz noktada herkes adaletten şüphe ediyor. Adaletin çok iyi işlemediğini söylüyor. Kalkınmamız ne noktaya geldiği belli. Üretim toplumu değil tüketim toplumu olmuşuz. Allah aşkına bugün biz neyi üretiyoruz. Ürettiğimiz ürünlerin kg fiyatı 1 dolar. %82’sini ithalat ediyoruz. Ülke olarak haritada yerini bulamayacağımız göremeyeceğimiz Gürcistan’da bile bir şey ithal ettiğin zaman altın gümrük diye bir şey var. Ülkemizde sizi çantacılara yönlendiririyorlar. Böyle bir düzen böyle bir kalkınma olabilir mi? 2023 yılında Sayın cumhurbaşkanımızın koyduğu hedef neydi? 10 büyük ekonomiye gireceğiz demişti. 10 büyük ekonomi ne demektir? Üreteceksin, istihdam sağlayacaksın, ihracat yapacaksın. Bunun anlamı budur. Başka büyüyemezsin. 10 büyük ekonomi olan içinde ülkeler acaba nasıl kalkındı. Ona bakmamız lazım. Biraz onu görmemiz lazım. Yani biz bir şey yapacağımız zaman bunu yapanlar nasıl yapmış diye bakmamız lazım. Eğer Almanya, Amerika diğer Avrupa ülkeleri tüketim toplumu olarak kalkındıysa biz de tüketelim. Başka yerler üretsin. Biz alalım tüketelim ve kalkınalım. Böyle bir kalkınma yöntemi yok. Üretmek zorundayız. Ama üretmekten uzak tüketmekte marifetli olan bir toplumuz.

DEVLETTEN EN ÇOK İŞ ALAN YEDİ TANE MÜTEAHHİT VAR ONLARIN BEŞİ TÜRKİYE’ DE DİR

Savunma sanayinde üretilen ürünler bu hükümet döneminde ciddi manada artmıştır. Bunun için teşekkür ediyoruz. Teşekkür edeceğimiz birkaç konu daha var bunlar nedir; başörtü sorununu gündemden kaldırmış olması, İstanbul sözleşmesini çıkarmış olmalarına rağmen bizim ikazlarımız sonucunda geri adım atması, Ayasofya’yı açmış olması gibi teşekkür etmemiz gereken konular var. Ama yapılan hastaneler var. Dünyada bir yatağın maliyeti belli siz Cumhurbaşkanı olsanız ne yaparsınız? Bir ihaleyle ihaleye en kaliteli ve ucuza kime yaptırırım diye düşünürsünüz değil mi? Ama Türkiye ‘ de durum şöyle; dünyada yedi tane müteahhit var devletten en çok iş alan yedi tane müteahhit var onların beşi Türkiye’ de dir. Neden siz davet üzerine iş yaparsınız buna gerek var mıdır? Senin şartların ve kuralların olmalı senin kontrol mekanizman var. Şartname koyar o standartlara uygun iş istersin. 17,5 milyar dolar tutması gereken hastanelerin maliyeti 50 milyar doların üzerindedir. Peki bunun için nasıl teşekkür edelim size? Önce milleti tohum yasasını çıkarıp hasta ediyorsunuz sonra hasta garantili hastane yapıyorsunuz.

BİZ SON İKİ AYDIR EN ÇOK ÜYE KAYDEDEN PARTİ OLARAK BİRİNCİ OLDUK

VAKFIKEBİR TÜRKİYE ŞAMPİYONU VAKFIKEBİR TÜRKİYE ŞAMPİYONU

Kısaca 2018’ de kurulan Yeniden Refah Partisi çok hızlı zamanda teşkilatlanmasını tamamladı ve bugün seçime girecek yirmi dokuz partinin içindedir. Hiçbir parti Yeniden Refah Partisi gibi bilimsel çalışmıyor. Kaynak paketler üretmiyor. Farklı bir çözüm üretmiyor. Hepsi diyor ki: ‘’Biz borç alacağız, borç ödeyeceğiz.’’ Ciddi sıkıntılar içerisindeyiz. Bu sıkıntılar aşılır mı? Evet aşılır. Milletimiz özverilidir, fedakardır. Gerekirse soğan ekmek yer ama milletimizin güvenmesi ve inanması lazım. Özellikle genç kardeşlerimize şunu öneriyorum: Sosyal medyaya Fatih Erbakan yazıp bir araştırma yapsınlar orada bulunan videolarını izlesinler kararlarının değişeceğini düşünüyorum.  Biz son iki aydır en çok üye kaydeden parti olarak birinci olduk. İlk kongremize geldiğiniz zaman zaten fotoğrafı göreceksiniz. Siz farkı fark edeceksiniz, Türkiye’ye model oluşturacağız. Aslında Türkiye’de milli görüşün modeli hiçbir partide olmayan bir model var Teşkilat modeli.  Trabzon’ da bunu çok daha ileri götüreceğiz. Çok daha dinamik bir teşkilat haline getireceğiz. Gençliğiyle, kadın kollarıyla, ana kademesiyle gerçekten örnek olan bir teşkilat olacağız. Biz uyuyan değil sürekli taarruz halinde olan, sokakta olan insanımızın ulaştığı en ücra köşeye kadar bir teşkilat modeli oluşturacağız ve siz bizim için şöyle diyeceksiniz: ‘’Alın teri döküyorlar, bunlar bu işi hak ettiler ‘’ diyeceksiniz dedi.