Vakfıkebir Kaymakam Vekili Muhammet İkis ve Belediye Başkanı Muhammet Balta’nın Atatürk Anıtına çelenk sunmasıyla başlayan törene Cumhuriyet Savcısı Kadir Enes Atilla, İlçe Emniyet Müdürü Murat Soysay, İlçe Jandarma Komutanı J.Ütğm. Mert Oğuztarhan,  Daire Amirleri, Okul Müdürleri, STK Temsilcileri, Siyasi Partilerin İlçe Başkanları, Muhtarlar ve vatandaşlar katıldı. Programın sunuculuğunu Atatürk Ortaokulu Türkçe öğretmeni Esra Kazancı yaptı. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından günün anlam ve önemini belirten konuşmasında Askerlik Şubesi Başkan Vekili Personel Asteğmen Alparslan Süzer şunları söyledi.

30 AĞUSTOS ZAFERİ, TÜRK ORDUSU’NA "SİLAHLI KUVVETLER GÜN” OLARAK ARMAĞAN EDİLMİŞTİR

"GÜLERYÜZLÜ BAŞKAN'DAN BAYRAMLAŞMA" "GÜLERYÜZLÜ BAŞKAN'DAN BAYRAMLAŞMA"

Askerlik Şubesi Başkan Vekili Personel Asteğmen Alparslan Süzer; “Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına temel teşkil eden, 30 Ağustos 1922’de kazandığımız büyük zafer'in 100. yılını ulusça kutlamanın haklı gurur ve heyecanını yaşıyoruz.  Asil Türk milleti, kahraman Türk ordusuyla birlikte, varlığına ve vatanına kastedenlere karşı, 100 yıl önce bugün, kahramanlık ve şeref dolu tarihinden aldığı kudretiyle, yeniden dirilerek, topyekun bir varoluş mücadelesi sonucunda eşine tarihte az rastlanır bir zafer kazanmıştır. Aziz yurduna ve bağımsızlığına kasteden işgal kuvvetleri karşısında Türk ordusunun ortaya koyduğu eşsiz bir eser olan bu zaferin her safhası, tek tek düşünülmüş, hazırlanmış ve yönetilmiştir.1900'lü yılların başlarında meydana gelen büyük devletlerarasındaki çıkar çatışmaları, dünyada gelişen” fikir akımları, sanayileşme gibi gelişmeler sonucunda birinci dünya savaşı sonunda müttefiklerin aldığı ağır yenilgiler sonucu Mondros mütarekesi imzalanmış, imzalanan anlaşma ile bin yıldır üzerinde kan dökerek, can vererek yurt edindiğimiz Anadolu toprakları o dönemin büyük devlet ve onların maşaları tarafından işgal edilmiş, ayrıca tarihimize kara bir leke olarak geçen Sevr antlaşması da ulusumuza dayatılmıştır. İşgal güçleri girdikleri her yerde adeta tarihi kinlerini kusarcasına kadınımıza, yaşlımıza, çocuklarımıza dünyada eşine az rastlanır işkence, zulüm ve hakaretlerde bulunmuşlardır. İşte böylesine umutsuz görünen, üzerimizde kara bulutların dolaştığı bir ortamda Mustafa Kemal paşa ve onun dava arkadaşları bağımsızlık Meşalesi’ni yakarak "YA İSTİKLAL, YA ÖLÜM" parolasıyla aydınlığa giden yolu aralamışlardır. 30 Ağustos'un gerçek anlamını ve önemini büyük zafer'in ikinci yıl dönümünde Dumlupınar'ın çal tepesinde yapılan törende Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün verdiği söylevde görürüz. Hiç şüphe etmemelidir ki, yeni Türk devletinin, genç Türk Cumhuriyeti’nin temeli burada taçlandırıldı. Bu sahada akan Türk kanları, bu semada uçan şehit ruhları, devlet ve Cumhuriyetimizin ebedi muhafızlarıdır. Harpler, yalnız karşı karşıya gelen iki ordunun çarpışması değildir. Meydan muharebesi, milletlerin bütün varlığı ile ilim ve fen alanlarındaki yükselmeleriyle, ahlaklarıyla, kültürleriyle kısaca bütün maddi ve manevi kudret ve faziletleriyle çarpıştığı bir imtihan meydanıdır. İşte kazanılan zaferi muhteşem kılan unsur, harbin; kadın, çocuk yaşlı demeden milletçe topyekûn bir savaş olarak icra edilmiş olmasıdır. Türk ulusu bu meydandan da ulu önder'inin liderliğinde alnının akıyla çıkmayı başarmıştır. Türk tarihine altın harflerle yazılan bu zaferin günümüze kadar yansıyan çok önemli siyasi ve askeri sonuçları olmuştur ve bu sonuçların günümüze de yansımakta olduğu gözlenmektedir. 30 Ağustos zaferi, Türk Ordusu’na "silahlı kuvvetler gün” olarak armağan edilmiştir. Türk silahlı kuvvetleri ülkemizin huzur ve bekasını sağlamak, bölgemizde ve dünyada sürekli barışın tesisine katkıda bulunmak için tarihinden ve milletinden aldığı güçle, modern harp silah ve teçhizatıyla, güçlü ve dinamik personeliyle ulaştığı yüksek eğitim seviyesiyle, azimli ve kararlı komuta kademesiyle, dostlarının ve ülkemizin güvencesi, düşmanlarımızın korkulu rüyası olmaya devam etmektedir. Dünyanın sayılı askeri güçlerinden birisi olan silahlı kuvvetlerimiz her zaman her yerde ve her şartta verilecek görevleri ifaya hazırdır. Milli egemenlik, milli şuur ve tam bağımsızlık esasına dayanan Atatürk ilkeleri, bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de Türk silahlı kuvvetlerimize rehber olmaya devam edecektir. Bu kutsal ve tarihi gün vesilesiyle ulusça başta ulu önder Atatürk olmak üzere, dava arkadaşları ve aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor, hatıraları önünde bir kez daha saygıyla eğiliyor, şükranlarımızı sunuyoruz. Ruhları şad olsun dedi.