Ana Kategori

Gerçek Bir Başarı Öyküsü

22 Nisan 2015 tarihinde Sabri Bahadır Kültür Merkezinde saat 14.00’de yoğun bir katılımla Gerçek Bir Yaşam Öyküsü: Erbakan Malkoç eğitim semineri düzenlendi. Erbakan Malkoç Seminerde “Hayallerini gerçeğe dönüştürerek pek çok kişiye ilham verecek başarı öyküsünü ve girişimcinin nasıl olması gerektiğini anlatmaya başladı: İlk önce ben size bir girişimcinin kim olması gerektiğini ya da bir girişimci nasıl olabiliri anlatayım. Gerçekten girişimci insan sadece Türkiye’de değil dünya insanının arasında çok değerlidir. Girişimci insanın bana göre 3 tanımı var. Birincisi değerli insandır ve üretebilen insandır. İkinci tanımı ise; ürettiğine gerçek anlamda değer katan insandır. Üçüncüsü ise; kattığı değerden mutlu olan ve mutlu edebilen insandır. Benim çok değerli olduğumu önce kendim biliyorum sonra etrafımdaki insanlar biliyor sonra ülkemdeki insanlar biliyor ve en son olarak da dünyadaki insanlar biliyor. Çünkü ben üretebiliyorum. Dünyanın en büyük otomobil üreticilerinin hayal edemedikleri tasarımları, teknolojileri ve işlevsellikleri gerçeğe dönüştürüyorum. Örneğin yük taşımak için ürettikleri kamyonetleri alıyorum teknolojisiyle tasarımıyla tamamen el yapımı yaparak baştan yaratıyor ve aracın kendi fiyatı üzerine 4-5 kat koyarak onlara tekrar satıyorum. Ürettiğime değer katıyorum. Katmış olduğum değerle mutlu oluyorum ve mutlu ediyorum. Ülkem mutlu oluyor. Çünkü ülkemin ekonomisine katkıda bulunuyorum. Gerçek manada girişimcinin hikâyesi budur. Hayalleri gerçeğe dönüştüren ve hayal ötesi tasarımları yapmamdaki yeteneğim ise zanaatımdır. Zanaatkârın tanımını şöyle tanımlayabilirim; ünlü düşünür Goethe şöyle diyor; sadece elleriyle çalışan insan işçi olur, elleriyle ve kafasıyla çalışan insan iş adamı tüccar olur, usta olur, elleriyle yüreğiyle ve kafasıyla çalışan insan ise zanaatkâr olur. Ben hem girişimciyim hem zanaatkârım. İlkokulumu bitirdikten sonra en büyük hayalim bir tamirhanede çıraklık yapabilmekti çünkü otomobillere hayranlığım vardı. Ben otomobillere dokunduğum zaman ruhumu kaybediyorum. O yüzden de tamirci çıraklığı hayaliyle başlayan ama hayalini artırarak kalfa olan, kalfa olduktan sonra daha da yükselmek için usta olan, usta olduktan sonra ben daha özgür bir ortamda kendi hayallerimi üretebileyim diye 20 metrekare bir atölye kurabilen ve o atölyeyi kurduktan sonra istediği otomobillerde yaptığı değişikliklerle fark yaratabilen insanlara yaptığı farkları gerçek anlamda gösterebilen, o gösterdiği farklarla bir yere kadar mutlu olabilen ama bir yerden sonra bu bana yetmiyor diyerek hedeflerini hayallerini tekrar üst seviyeye taşıyabilen ve ben kişiye özel otomobil üreteceğim diyebilen bir tamirci çırağının hikayesi. Kişiye otomobil üreteceğim dediği zaman ise; öz kardeşlerinden tutun yanındaki insanın bile inanmadığı, güvenmediği sen yapamazsın dediği bir yapıyla karşı karşıya kalan ama bunların hiç birine aldırış etmeyen, kimin ne dediği umurunda olmadan yoluna devam eden, sonra Türkiye’nin en önemli kişilerin otomobillerini tasarlayan, kişiye özel otomobil tasarımda ülkesinde çığır açan, fark yaratan Türkiye’nin en önemli insanlarının kullandığı otomobilleri el yapımı olarak tasarlayan, dizayn eden ve kendi zevklerine uygun olarak üreten bir tamirci çırağı ve yine hayallerim burada da sınırlı kalmıyor ve ürettiğimi Ortadoğu’ya satıp ülkeme Ortadoğu’nun en önemli insanlarını getirteceğim dedim ve getirdim. Krallar, iş adamları ve 45 milyar dolar serveti olan bir şirketin patronunu dahi ülkesine getiren adamım. Ama bununla da yetinmeyip hayalleri o kadar büyük ki ben Avrupa’nın üretmiş olduğu otomobili Türkiye’ye getireceğim ve ülkemde A’sından Z’sine komple değiştireceğim ve Avrupa’ya yine geri satacağım diyor ama karşısında yine önyargılı insanlar, yine güvensizlikleri, sen yapamazsın, Avrupalı yapar gibi eleştirilere maruz kalanda benim. Ama bunların hiç birine aldırış etmeyen tamirci çırağı 2009 yılından sonra bu hayalinin de peşine düşerek Avrupa standartlarına sahip olan tek şirket. Bütün testlerden kusursuz geçen bir hal aldık. Ürettiklerimizi Avrupalılara satmaya başladık. Ama hayallerimiz yetmedi Avrupa’nın tek firması olacağım dedim hiç kimse inanmadı. Avrupalının yaptığını yapamazsın diyenlerin hepsini mahcup eden bir tamirci çırağı, Avrupa’nın Van araçlar konusunda en iyi otomobil tasarımı Lon’in Europ’dan alıp, Avrupa Diplomatlar Birliği Başkanı’ndan da "Avrupa’nın En İyi Tasarım Ödülünü "alarak ülkemize getirdik. Bugün ise dünyanın otomotiv tasarımı konusunda en iyi firma olma yolunda ilerliyoruz. Almanya üzerinden İngiltere, Fransa, İtalya, Avusturya ve Polonya’ya ihracat yapabilen bir güce ulaştık. Dizyan VIP araçlarını Malezya, Dubai, Abu Dhabi, Azerbaycan, Ukrayna, Irak, Katar ve Bahreyn’de dünyanın en zengin insanları kullanıyor. Bununla birlikte de milyonlarca Euro’yu ülkemize döviz girdisi sağlıyoruz. Otomobil konusunda siz kimsiniz ki diyen ülkelere kendi ürettiği otomobilleri baştan yaratarak hayal ötesi tasarımları gerçeğe dönüştürdüğümüzü gördükleri zaman "Bu Çılgın Türk" ile başımız belada diyorlar. Bizim üretim tesisimiz şu an dünyanın hiç bir yerinde olmayan teknolojiye sahip. Yazılımına kadar kendi ürettiğim teknolojiyi dünyanın hiçbir otomobili kullanamıyor. Ben aracın içerisindeki 196 noktayı bir cep telefonuyla kontrol edebiliyorum. Biz şu anda bu konuda değil Türkiye’nin dünyanın parmakla gösterilen en iyi şirketlerinden bir tanesiyiz. Ayrıca dünyanın her yerinde de taklit edilen bir pozisyondayız." Dizayn Vip markasıyla otomotiv sektörüne yeni bir soluk getiren Malkoç, premium sınıfında yer alan her aracın iç ve dış tasarımını A’dan Z’ye değiştiriyor. Avrupa standartlarında tadilat yapan ve Tip onay belgeli bir şirket olan Dizayn Vip’in araç tasarımları dünyanın en zengin işadamları, sporcuları, siyasetçileri ve sanatçıları tarafından kullanılıyor. 2013’te otomotiv sektörünün global oyuncularından Hamann-Motorsport ardından da Mansory ile işbirliği anlaşması yapan Dizayn Vip, artık çok daha sıra dışı bir vizyona yatırım yaparak ilerleyecek. Benim hayatımda en önem verdiğim şey vefa’dır. Vefasız insan kuru bir ağaca benzer. Ondan sadece ateş olur alev olur. Vefasız insan olmamak lazım. Size eğer birileri emek vermişse ki Anadolu’da bir laf vardır; bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır. Tasarımın ise hayal ötesi bir iş olduğunu söyleyen Erbakan Malkoç sözlerine şöyle devam etti: "Ancak hayalini kurduğunuz şeyi tasarlayabilirsiniz. Ben hayatım boyunca başladığım günden buyana en büyük idolüm hayalim oldu. Peşinden gitmiş olduğum hayat felsefemdeki en büyük olay hayallerim. Benim en büyük hayalim tamirci çıraklığıydı ve oldum çıraklıktan bugünlere kadar hayallerimi gerçekleştirerek geldim. Ben 1992 yılında kendi atölyemi kurduğumda Kimlik yaşım 16 idi gerçek yaşım 14’dü. Dolayısıyla ilk atölyemi kurdum ve o günden bugüne kendi işimi yapıyorum. O günden bugüne hiç müşteri bekleme durumum olmadı. Müşteriler beni buldu ve yaptığım tasarımları ve teknolojiyi gördüklerinde müşteri sayım artmaya devam etti. Tasarımcılık mucitliktir. Tasarımcılığın şu an eğitimi alınıyor ama onların tasarımcılığıyla bizim tasarımcılığımız başka bir şey. Biz mucidiz. Biz kişiye özel tasarım yaparız. Biz hayal ettiğimizi tasarlarız. Biz alaylı olanların tasarımcılığıyla bu işin eğitimini alan tasarımcının ruhu çok farklıdır. Şirketime endüstri tasarımcıları geliyor ve yaptığım işleri gördüklerinde bana baktıklarında söyledikleri şey bu kadar değişkenliği, hızı nasıl yapabiliyorsun diye soruyorlar. Mühendisliği bize tersten yaptırıyorsunuz diyorlar. O yüzden benim tasarımcılığımın altında hayallerim ve mucitliğim yatar. Çünkü benim hayallerimde sadece tasarımlarım değil bu işin teknolojik ve mekanik kısmı da yatar. O yüzden ben hayallerini kurduğum ve mucitliğini yapmış olduğum işleri tasarlarım ve ortaya çıkartırım. Şu anki tasarımcılarımıza da çok büyük saygı duyuyorum elbette ki çok güzel işler çıkartıyorlar ama benim işim biraz farklı." Dizayn VIP’in tamamen İstanbul merkezli hizmet verdiğini belirten Malkoç: "Ben ülkemde marka olup dünyaya ürünlerimi satmak istiyorum. Dünyanın her yerinden bana ortaklık teklifleri geliyor. Ama ben bu tekliflerin tamamına kapattım kendimi. Çünkü ben ülkeme hizmet etmek istiyorum bu markayı dünya markası yapmak istiyorum." dedi. Erbakan Malkoç’un başarısının sırrı nedir diye sorduğumuzda ise bize bir örnekle anlatan Malkoç başarısını şu şekilde ifade etti: "Hiç kimse iki tavşan kovalayarak yakalayamaz. Başarının sırrı, hayalini kurduğunuz veya yapmak istediğiniz iş ne ise onu takip edip, gerçek manada ilgilenmek, onun üzerine eğilmek ve o işi A’sından Z’sine kadar öğrenerek üzerine gitmektir. Bu başarıyı getirebilecek en önemli unsurlardır. Ben başladığım günden bu yana hiç iki tavşan kovalamadım. Benim tek hedefim var yapmış olduğum iş konusunda dünyanın en iyisi olabilmek. Başka bir iş yapmadım yapmamda. Benim çok büyük parada gözüm yok. Para göreceli bir kavramdır. Ama başarı öyle değil. Başarı ortaya çıktığı zaman herkesin görebileceği şeydir. Bugünde olduğu gibi. Ben başarı odaklı bir insanım. Başarı başladığın noktayla gelinen çizginin adıdır. Ben bir tamirci çırağı olarak başladım bugün Avrupa’nın en iyisi olarak yoluma devam ediyorum. O yüzden de insanların başarı odaklı bir hayalleri varsa mutlak suretle kovaladıkları tavşanları teke düşürsün. Erbakan Malkoç: "Benim için 3 terim önemli. Birincisi benim için en değerli şey itibarımdır. İkincisi, dostlarımdır. Üçüncüsü ise; işim ve ekmeğimdir. İtibarı olmayan adamın hiçbir şeyi olamaz. Dostu olmayan insanın hiçbir şeyi olamaz. İşi olmayanın ise bana göre ahlaki pozisyonu zayıftır." Başarısının sırrını ise Malkoç şöyle ifade ediyor: "Açılmayan kanatların büyüklüğünü hiç kimse bilemez. Adamın bir tanesi; avcılık yaparken kendi evi de dağın yamacında çiftçilik yapıyor. Dağın tepesinde bir yumurta buluyor ve yumurtanın ne olduğunu bilmeden tavuk kuluçkasına koyuyor. Gün geliyor yumurtanın içerisinden yavrular çıkıyor. 3 gün beş gün derken tavuklar bakıyor ki yumurtadan çıkan kartal yavrusu. Kartal yavrusu tavuklarla bir aile oluyor ve 10 gün geçtikten sonra gözünü göklere dikiyor ve benim uçmam gerekiyor ben bunlarla aynı değilim diyor. Benim yerimin gökler olması gerekiyor diyor. Yanındaki tavuklar dalga geçiyor sen tavuksun uçamazsın diyorlar. Orada susup kalıyor ancak uçma hayali bitmiyor ama her defasında tavuklar onu engelliyor. Kartal hiçbir zaman kanatlarını açıp uçma eğilimi gösteremiyor. Çünkü hep yanındakiler ona sen tavuksun deklaresinde bulunuyor. Ve kartal hayatı boyunca tavuk gibi yaşamaya başlıyor. Şimdi benim hayat felsefemde şu var; siz kartal dahi olsanız eğer kanatlarınızı açıp uçamıyorsanız sizin kartal olmanızın hiçbir anlamı olmaz. Ben hayatım boyunca o tavukların yaptığı gibi sen yapamazsın kelimesini duydum ama ben kartal olduğumu biliyordum ve uçmayı denedim ve uçuyorum kimse umurumda değil. O yüzden bu dergiyi okuyan herkese de tavsiyem şudur; eğer bir hayaliniz varsa yanınızdaki insanların ne dediklerine aldırış etmeyin. Ancak bu şekilde başarıya ulaşabilirsiniz." Sadece otomobil üzerine değil, helikopter, yat, jet çok özel ofisler ve villalara kişiye özel tasarımlar yapan bir şirket olduklarını vurgulayan Erbakan Malkoç: "Bizim şu anda 100’ün üzerinde çalışanımız var. 6 bin 500 metrekare kapalı alan fabrikamız var. Yaklaşık 6 bin 500 metrekare üzerinde merkez binamız var. Bu alanların tamamında çalışan bir yapıdayız. Biz de 15-20 günde tamamlanan tasarımlarımız da var 4 ay ila 9 ay arasında hazırladığımız tasarımlarımız da mevcut. Biz kişiye özel çalışıyoruz. Bizden kim ne isterse onu alabilme şansına sahiptir. Kalite standartları Avrupa Standartlarında olan ama tamamen kişiye özel tasarım yapan şirketiz. Biz sadece otomobil üzerine değil, helikopter, yat, jet çok özel ofisler ve villara kişiye özel tasarımlar yapan bir şirketiz. Bizim tasarımlarımız dünyada ses getiren tasarımlardır. Otobüs gibi tasarımlarıdır. Şu anda sizin gördüğünüz tasarımlar bizim yaptığımız tasarımların yüzde 10’u bile değil." 2013’ün Dizayn VIP için verimli bir yıl olduğunu ifade eden Erbakan Malkoç, Hamann-Motorsport ardından da Mansory ile otomotiv sektöründe faaliyet gösteren iki dünya devi ile anlaşma yaptıklarını belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: " Bu anlaşma çerçevesinde Mansory, Dizayn VIP markalı araç tasarımlarını yurtdışında satacak. Birlikte tasarladığımız araçları Ortadoğu’ya pazarlayacağız. Mansory markasının kurucusu ve tasarımcısı Kourosh Mansory; Rolls Royce, Bentley, Aston Martin, Mercedes-Benz, Lamborghini, Maserati ve Ferrari gibi Premium kategoride yer alan markaların araçlarını yeniden tasarlıyor. Mansory markası karbondan otomobil yapan tek firma. Araçların iç ve dış dizaynlarını birlikte yapıyoruz. Bu benim en büyük hayallerimden biriydi."  diyerek sunumunu tamamladı.   Öğrencilerimizin yoğun olarak katılım gösterdiği Seminer karşılıklı  soru- cevap şeklinde sona ermiştir. Seminer sonunda Vakfıkebir MYO Müdürü Doç. Dr. Hakan ALP ve müdür yardımcılarımız, ileriki yıllarda da benzer çalışmaların gerçekleştirilmesinin kendilerini memnun edeceğini ifade ederek; Dizayn Vip Yönetim Kurulu Başkanı Erbakan MALKOÇ’ a değerli katkılarından dolayı teşekkür ederek Kemençeli plaket takdim etmişlerdir.