Çanakkale Şehitliği ve Maneviyatı!

Bu günkü yazımı Trabzon Emekliler Derneğinin düzenledigi 5. Maneviyata kültür gezisi sonrası kaleme aldığım yazımı paylaşamıyorum. Bu vesile ile dernek başkanı Burhan beye ve ekibine, ulaşımda kolaylık sağlayan Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Genç ve Ortahisar Belediye Başkanı Sayın Kaya'ya teşekkür ediyorum.

Çanakkale, yalnızca bir savaşın adı değildir; bir milletin varoluş mücadelesinin, imanının, cesaretinin ve fedakârlığının destanıdır. Bugün Gelibolu topraklarında yatan binlerce şehidimiz, bize sadece bir zafer değil, aynı zamanda bir ruh, bir maneviyat bırakmıştır.

Şehitlikleri gezen herkesin hissettiği tarifsiz duygu, aslında bu maneviyatın yüzyıllar ötesine taşan yankısıdır. Mezar taşları, genç yaşta toprağa düşen yiğitlerin sessiz feryadı gibidir. Onlar ki, “Çanakkale geçilmez” sözünü tarihe altın harflerle yazdırmış, canlarını siper ederek vatanı düşman çizmesinden korumuşlardır.

Çanakkale şehitlikleri, sadece geçmişi anmak için değil, geleceği inşa etmek için de ders alınması gereken bir mekândır. Orada her taşın, her toprağın altında yatan bir ibret vardır. Millet olmanın, birlik ve beraberlik içinde hareket etmenin en güçlü sembolü, işte bu topraklardadır.

Bugün bizlere düşen, o kahramanların emanetine sahip çıkmaktır. Vatan sevgisini, bağımsızlık idealini ve kardeşlik ruhunu onların bıraktığı mirasla yaşatabilmektir. Çünkü Çanakkale’de yazılan destan, yalnızca bir askeri başarı değil; imanla yoğrulmuş bir milletin yeniden doğuşunun hikâyesidir.

Her Çanakkale ziyaretinde hissedilen hüzünle karışık gurur, aslında bize bir gerçeği fısıldar: “Şehitler ölmez, vatan bölünmez.” O yüzden Çanakkale, sadece bir coğrafya değil, bu milletin kalbinin attığı manevi bir merkezdir.

Geçmişi yad etmek ve buradaki yaşanmışları herkesin görmesi dileğiyle...