İstiklal Marşımızın Kabulünün 101. Yıldönümü dolayısı ile düzenlenen programına Vakfıkebir İlçe Kaymakamı Dr. Hacı Arslan Uzan, Belediye Başkanı Muhammet Balta, İlçe Emniyet Müdür Vekili Merthan Çelikdağ, İlçe Jandarma Komutanı J. Ütğm. Mert Oğuztarhan, Milli Eğitim Müdürü Ahmet Altın, daire amirleri, okul müdürleri, öğrenciler ve veliler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunması ile başlayan törende günün anlam ve önemini belirten konuşmayı Osman Tan Ortaokulu Rehber Öğretmeni Alper Mumcu yaptı. Mumcu konuşmasında;  İstiklal marşımızın kabulünün 101.yılında başta Ulu Önder’imiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Aziz şehitlerimiz ve İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u saygı ve minnetle anıyoruz dedi.

“BU MARŞ BÜYÜK BİR AŞKIN GURUR VERİCİ BİR MEYVESİYDİ”

Alper Mumcu konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “İnançla başlayan şiir inançla bitti ve alkışlar. İstiklal marşı 12 Mart 1921 de mecliste kabul edilip alkışlar içinde defalarca okunmadan önce, yıllar içinde Akif tarafından ilmek ilmek dokundu. Bu marş büyük bir aşkın gurur verici bir meyvesiydi. Akif’in vatan aşkının büyüklüğünü simgeliyordu. Okuduğumuzda tüylerimizi diken diken eden marşımızı yazabilecek tek kişi Akifti. Onun vatan ve millet gibi değerlerini, askere ve şehide olan sevgisini, vatan aşkının İstiklal marşını nasıl müjdelediğini anlayabilmek için elimizdeki en önemli belge eserleridir. Bunların içerisinde, Akif’in Çanakkale Şehitlerine adadığı manzume ile Bülbül şiiri ve İstiklâl Marşı şiirleri bir abide gibi yer almaktadır. Her üç şiir de Batılıların Türk-İslâm yurtlarını işgal edişleri ve I. Dünya Savaşı ile Milli Mücadele’nin hükmettiği zaman ve mekânın insanı kuşatan karamsar ortamında kaleme alınmıştır. Bu eserler üzerinden İstiklal marşına giden yolu ve nihayet istiklal marşının Akif tarafından yazılma sürecini daha iyi anlayabiliriz. Bir oturuşta yazdığı bir şiirden bahsediyoruz. Akifin şiirleri ilhamdır. Zira Akif çok hassas bir insandı. Konu milleti olunca başka hiçbir öncelik söz konusu olamazdı. Böylesine hassas biri İstiklal marşı yazılması için açılan marş müsabakasında para ödülü olmasını kendine yediremiyordu. Memleket düşmanla savaşıp, canını ortaya koyarken para için marş yazamam. Çünkü memlekette silah yok,Un yok ,ekmek yok ,şeker yok memlekette yırtık delik deşik bir üniformadan başka hiçbir şey yok! Maarif Vekili Hamdullah Suphi Bey yazdığı mektupla Akif’in kafasındaki engeli kaldırmıştı. Ayrıca 724 şiir gelmiş ve 6 tanesi ancak beğenilmişti. Hamdullah Suphi Bey Mektubunda “Asıl endişenizin icap ettirdiği ne varsa hepsini yapmaya hazırız. Zatınız tarafından yazılacak şiir, maksadın hasıl olması için son çare olarak kalmıştır. Memleketi bu etkili ve coşku verici vasıtadan mahrum bırakmayın.”demiştir. Akif artık marşa tamamen odaklanmıştı; ama bu asil milleti temsil edecek bir şiir yazma sorumluluğu onu eziyordu. Vatan aşkından Mevlana mesnevisine kadar uzanan geniş yelpazeli ilhamı içinde adeta kaynarken, O Özellikle “her şey ona bağlı” dediği bir başlangıç kelimesi bulmak istiyordu. Sanki bir doğum sancısı gibiydi o “Korkma” kelimesini bulmak! Korkmayı bulduktan sonra 2 günde bitirmiştir İstiklal Marşını. Ve İstiklal marşı Alkışlar eşliğinde tekrar tekrar okunarak 12 Mart 1921’de meclisimizde kabul edildi. İnançla başlayan şiir inançla bitti. Velhasıl; ne istiklal ne de hürriyet bizden hiç gitmedi! Yaşadığı her dönemde milleti için mücadele eden Mehmet Akif Ersoy’un bize en büyük hediyesi olan istiklal marşımızı nesiller boyu dinmez bir coşkuyla okuyacak ve kendisine hep minnettar olacağız. Ne mutlu bize böyle bir istiklal şairimiz var, Ne mutlu bize, her okuyuşumuzda yüreğimizi titreten bir istiklal marşımız var, Ne mutlu bize, Ne mutlu türküm diyene diyerek sözlerini tamamladı.”

Programda Osman Tan Ortaokulu Müzik Öğretmeni Reyhan Turan Birinci eşliğinde öğrenciler tarafından sahnelenen oratoryo, tiyatro ve zeybek gösterisi beğeni ile izlendi. Program öğrencilerin gösterileri ve çeşitli yarışmalar sonucunda dereceye girenlerin ödül töreninin ardından sona erdi.