Asıl varlık, soyuttur, bilgi, bilinç yani ilimdir. İlim ve bilinçten oluşan benlik ve kişilik, kudretin yansıması ile somut(maddi) olarak görünür. Buna Allah’ın ehadiyet tecellisi, ilmi tabir ile monad denilir. Kısaca ruh somutlaşır benlik ve nefis olur. İlim ve kudret bir araya gelir, irade ile gelişir varlıklar meydana çıkar.

    İnsanlarda 22 bin dolayında gen vardır ve bunların bilgi işlem hacmi kâinatın atomları kadardır. Ruh, birlik, düzen ve bilinçli bir yasadır. Nasıl ki su buharı yoğunlaşırsa su, katılaşırsa buz olarak görünür.  Soyut bir yasa olan ruh şekil alınca somut varlık olarak görünür. İnsanlık, soyut kavramları öğrendiğinde maddi dünyanın ötesinde, işleri yöneten, şekil veren bir özün olduğunu anladı. 

    Araplar, somut düşündüklerinden ruha nefis demişler. Kuran’da nefs, ruh ve bilinç yerine kullanılmıştır. Aristo, 2300 sene önce, her şeyin bir formu var. Yani o şeyi, o şey yapan, ona bir kişilik veren bir mana vardır der. Varlıkların kendine has hayatı ve ruhu vardır, bu DNA ve beyin seviyesinde bilgiişlem hacmine sahip olmadığı için biz onlara cansız diyoruz. Sinir sistemimiz ve bedenimiz, ruhun maddi kılıfıdır. Ölünce, o ruh nurani bir beden giyer, yok olmaz.

    Ruhu anlamak için halk(yaratmak) kelimesinin manası bilinmelidir. Halk, şekil vermek manasında, yoktan yaratma manasında değildir. Soyutun şekli olamaz, elektronik dosyalar gibi. Hayat, yalnız biyosfere ait değildir, nerede varlık varsa orada bir çeşit hayat vardır. Maddeyi madde yapan bilinç ve manadır, hayatı hayat yapan vahiydir. Batılı dindar filozoflar, ruh, bir süreçtir, bazıları Tanrı bir süreçtir dediler.  Buhari’de “Zamanın sövmeyin, zaman Ben’im deniyor”

    Kısaca geçmiş ve geleceği elinde tutamayan, atom altı parçacıklarına bilinç yerleştiremeyen, her şeye egemen olamayan bir güç, hiçbir şey yaratamaz. Vahiy, kâinatın doğal yasalarının formülü, kaydı, varlığın bilinci ve aklıdır. Sibernetik sistemin, Allah’ın Rahmâniyeti’nin(somut boyutunun) bir yansımasıdır. Ruh, bilinç ve yazılımdır, beyin ve beden onun somut şeklidir. Bu yazılım, bedenin çürümesiyle kaybolmaz, beyin disketi bozulsa bile Allah’ın sonsuz kayıt cihazlarında saklanır. Biyolojik ambalajımız ruhun evidir, özerktir ve iradeye sahiptir. İnsan ruhu kötü olursa, cin ve şeytan olur, ona habis ruh denilir. İyi olursa melekleşir halk tabiriyle evliya olur.

    Bazen kâinat değerinde olan soyut bir hakikat somutlaşınca küçülür, değerini yitirir. Ruhun, beden ve nefis olarak somutlaşırsa değeri azalır, soyut olan aşk ve sevgi cinselliğe indirgenip somutlaştığında değeri gider. Hayat bir süreçtir, insanın gözü önünden saniyede 24 resim geçerse, insan bunu hareketli olarak algılar. Bizlerde soyut âlemden geldik somutlaşarak şekil aldık tekrar soyuta dönüyoruz, doğum ve ölüm arasındaki hayat safhamızın resimlerini diziler halinde yaşıyoruz, yani ondan geldik ona dönüyoruz.