Geçen hafta, İnsanlar neden böyle diye yazımızı bitirmiştik…

Ama halen daha nedenini bulamadık…

İlçede ikili oynayan mı ararsın, ikiyüzlü mü ararsın hepsinden biraz var. Ama bunun yanında dürüst olanlarımızda çok…

Herkese iyi görüneyim, biri ile konuştuğumu diğeri farklı bilsin, kısaca nabza göre şerbet misali…

Ama adamım mumu yatsıya kadar yanarmış, böylede bir gerçek var…

Gün gelecek, devran dönecek ve bütün taşlar, kayalar yerlerine oturacak…

Bekleyip göreceğiz…

****************

Geçen gün bir işadamı büyüğüm ile bir görüşme yapmıştım…

O bana şunu sordu; Vakfıkebir’de sanayici hiçbir zaman bir araya geldi mi?

Çok gelmedi, hiç gelmedi derken, Kebirsüt’te bir görüşme/kahvaltı olduğunu hatırladım ve aynen söyledim…

Neden Vakfıkebir bir araya gelemiyor diye ekledi…

Bende bunu anlamıyorum diye söylemiştim, hatta ben bunu birkaç defa yazımda dile getirmiştim.

Vakfıkebir’de insanlar, işadamları, vatandaşlar sanki bir araya gelmek istemiyor…

Aslında bunun başını belediye başkanının çekmesini düşünüyorum. Belediye başkanı bunu yapacağım dese Vakfıkebir’de birliktelikte sağlanır beraberlikte…

Birlik-beraberlikten korkuyor muyuz?

Birlik-beraberlik dendiğinde para mı geliyor akıllara da, insanlar kaçıyor…

Birlik-beraberlik para anlamına gelmez…

Bir elin nesi varsa iki elin sesi var…

Birlik-beraberliğin paradan ibaret olmadığını ve Vakfıkebir için bir şeyler yapılabilirliğe bakılmasıdır…

Bazıları, bazı kişilere kızıyor. Ama kızdıklarını söyleyemiyor. Arkasından başkalarına karşı başa bir şeyler konuşmayı iyi beceriyor…

Kimse diyemiyor ki, böyledir, şöyledir…

Vakfıkebir’de birlik-beraberliğin sağlanması gerektiğini düşünenlerdenim. Güçlü olmak, daha güçlü birilerinin karşısına çıkıldığında, daha güçlü oluruz…

Mesela şöyle bir örnek daha verebilirim…

Vakfıkebir’de Trabzonspor’un kaç tane üyesi vardır…

Ben diyeyim 10, siz de 2000 deyiverin…

Birlik olduğunda, tek bir kişi desteklenecek dendiğinde, o kazanır mı?

Kazanır değil mi?

Küçücük bir örnek…

Birlik olunduğu yerde, bizlerden bir şey isteyenler, bizlerin yanına gelecektir…

Kısa ve net…

*********************

Ben her zaman genel konular ile alakalı yazmaya çalışıyorum…

İlçede bazı yanlışları gördüğümüzde bunu yazmaya gayret gösteriyoruz…

Nedeni şu aslında…

O konu ve kişi yazıldığında, o kişi veya konuyu küçültmek anlamına gelmiyor. Onu eleştiri olarak kabullenip, o hatayı yapmamaları…

Hata veya konuyu düzelmek…

Yazdığımızda, birileri gönül koyuyor. Yahu Vakfıkebir’de her şey güllük-gülistanlık mı?

Bu insanları anlamak zor…

Birçok konunun üzerinden geçiyoruz, neden biliyor musunuz?

Vakfıkebir’e daha fazla leke düşmesini istemediğimizden, bilmem anlatabildim mi?

O bize gönül koyan kişilerin herhangi bir açıkları yok mu?

Biz bunları dile getirmiyoruz. Ama sırası geldiğinde, onlar içinde birkaç kelime bir şeyler yazabiliriz…

Diyoruz…