Medeniyet, medine kökünden gelir, şehir manasındadır deniyorsa da asıl manası hukuk ve adaletin hüküm sürdüğü yer demektir.  Hz. Muhammed Mekke’den Yesrib’e(Medine) hicret ettiğinde bu beldenin ismini Medine olarak değiştirdi. Bir yerde mal ve can güvenliği yoksa orada hukuk adalet ve medeniyet yok demektir. Kuran, Hz. Muhammed’in hicretinden sonra Yesrib’e Medine derken, çok eski ticaret ve yerleşim yeri olan Mekke’ye üç yerde köy diyor. Çünkü Mekke’de mal ve can güvenliği yoktu.

Avrupa ve ABD gibi devletlerde çok güzel şehirler ve imkânlar vardır fakat bazı yerlerinde de can ve mal güvenliği yoktur. Avrupa’da bulunduğum yerlerde, sakın işsiz gençlere yaklaşmayın, geceleri ıssız sokaklarda yalnız dolaşmayın şeklinde öğütler alıyorduk. Çok medeni kabul ettiğimiz o yerlerin bazı kesimlerinde maalesef mal ve can güvenliği yoktu, şimdide o şekildedir. Şehirler kamaralarla donatıldığı için hırsızlık ve cinsiyetlerin önü bir nebze alınmıştır. Batı bu şekilde de İslam ülkeleri daha mı iyidir, hayır oralarda güvenli değildir. Mekke’ye, hacca eşinle birlikte gideceksen, taksiye binerken önce sen bineceksin, sonra eşin binecek. İneceğin zaman ise, önce eşini indireceksin sonra sen ineceksin. Önce eşin binerse ve eşinde çok güzelse, eşini kaçırabilirler, bir daha bulamazsın. Önce sen inersen, eşin arabada kalır adamın hoşuna gider, eşini kaçırabilir. Bu durum Avrupa ülkelerinde olmaz. İşte güvenli ve emin belde bu hale geldi.

İlimle din, dinle medeniyet kardeştir, bunların arasında zıtlık olmamalı.  Bütün medeniyetlerin az çok dinler ile bağlantısı vardır. Avrupa medeniyeti iki yönüyle incelenir. Biri dini yönü, diğeri dinle barışık olmayan felsefi yönüdür. Hz. İsa ve havarilerinin telkin ettiği dine İsevilik, kilise ve papazların anlattığına Hıristiyanlık denir. İlahi dinlerin kaynaklarının bir olmasına rağmen İsevilik, İslamiyet’e çok daha yakındır. Avrupa’da Hıristiyanlık çok fazla, buna mukabil İsevilik çok azdır fakat ilim ve hukukta öncülük edenler genelde İsevilerdir.  Bütün Avrupa’yı homojen kabul etmek hatadır.

Alman sosyolog Max  Vab er’e göre    medeniyet denince akla onun manevi, ruhu ve ahlakı yönü gelir, hayata, maddeye, olaylara bakış açısıdır der.  Medeniyet,  müşterek bir düşünce ve hayat oluşturmaktır. İnsan aklı olan bilimler ile ilahı akıl olan vahyiler iyi yorumlanırsa hiçbir zaman çelişmezler. Bu düşünceyi dışladığında, kaos meydana geliyor. İlahı yönden arınmış medeniyette dayanak noktası kuvvet, hedef menfaat, hayat kuralı mücadele, toplumu bağlayan bağlar ırkçılıktır. Bunun meyvesi ise hevesleri tatmindir. İlahi kurallara dayanan medeniyette ise kuvvete bedel hakkı kabul eder, gayesi menfaate bedel fazilet, çarpışmak yerine yardımlaşmayı,  toplumu bağlayan bağları ise ırkçılık yerine ilahı kurallar ve vatanı kabul eder.   Gayesi hevesleri tatmin yerine insanları olgunlaştırmaktır. Kısaca, ittifak, dayanışma, yardımlaşma, kardeşlik ve iki dünya saadetini kazanmanın yollarını aramak, medeniyetlerde ortak nokta olmalıdır.

OSMAN KOYUNCU 0535.760.48.39 VAKFIKEBİR -TRABZON