Hz. Muhammet, size Kuran ve Ehli Beyt’i bırakıyorum bunlara sarılırsanız kurtulursunuz diyor. Çünkü Kuran’da insanlara kâfi gelecek kadar kurallar ve bu kuralları açıklayacak kabiliyette Ehli Beyt âlimlerde vardı. Peygamberimizin vefatından sonra Emeviler, din yorumunu Ehli Beyt’ten aldılar, birçoklarını zehirlediler, katlettiler ve sürgüne gönderdiler, pek çok dini kuralı da kendilerine göre değiştirdiler. Ben size Kuran ve Ehli Beyt’i bırakıyorum, ifadesinin yerine, ben size Kuran ve Sünneti bırakıyorum diye değiştirip, sünnet adı altında pek çok hadisler uydurdular.

Kuran’ı, aklı ve ilmi, esas alan İmamı Azam gibi âlimleri hapse gönderip, İmamı Maturidi ve Eşari gibi düşünürleri sapık ilan ettiler. En sonunda dini, Vahabiliğe, İŞİD ve El Kaide gibi terör örgütlerine dönüştürdüler. Hadisler ve ulema, Kuran’ın bazı hükümlerini kaldırır diyerek, Kuran ve Peygamberimizin evrensel mesajını bozdular, bazı ayetleri geçersiz saydılar, dini hurafeye dönüştürdüler.

Kuran, kendi kitaplarına uyan ehli kitap için ehli cennettir diyor, Emeviler ve Müslümanların çoğu, ehli cehennemdir diyor, din milliyetçiliği yapıyorlar. Ehli kitabın çoğu da bu şekilde din milliyetçisidir. Bakara 62 “Müslüman olsun, Yahudi olsun, Hıristiyan olsun, Sabiin olsun kim Allah’a ve ahrete inansa ve yararlı işler yaparsa o kurtuluşa erendir, ona ne korku vardır, ne de üzüntü diyor.”  

Emevi Müslümanlığı, ne halt yersek yiyelim, Müslüman olduğumuz için sonunda cennet gireceğiz, cennet bizimdir diyorlar. Çoğu Müslümanlar, cenneti kendi din kardeşine bile reva görmeyip, kendi tarikat, cemaat veya partisini layık görüyor. Bakara 80 ve 81. Ayetlerde bunların zannının doğru olmadığını söylüyor. Ali İmran 113  “Ehli kitap hepsi bir değiller, Onlardan bir toplum var ki; gece boyunca ayakta durarak, secde ederek Allah’ın ayetlerini okuyorlar diyor”

Yüz dolayında bağımsız veya otonom İslam devleti vardır. Hiç birinde gerçek manada hukuk ve adalet yoktur, Asrısaadet ve Ömer Bin Abdülaziz dönemi hariç, hiçbir zaman gerçek manada İslam devleti kurulmamıştır. Saltanatlar gerçek manada İslam devleti sayılmaz çünkü seçim yoktu, keyfi idare ve despotizm vardı. Kısmi olarak, bazı İslam devletlerinde elbette adalet ve hukuk uygulanmıştır, seçim olmadığı için Asrısaadet ile kıyaslanmazlar. Maalesef İslam devletlerinin çoğunda, hukuk ve adalet, kendi gibi düşünenlere bile kısmen vardır.  Kuran tefsirinde aklı ve ilmi esas aşlan Said Nursi, ahir zamanda Müslümanlar ve İseviler(dindar Hıristiyanlar) el ele verip materyalizm ve ahlaksızlık hastalığını kaldıracaklar. Müslümanlar, dünya siyasetini dindar İsevilere bırakacaklar ondan sonra kalkınacaklar diyor. Çünkü Müslümanlar bilim, din ve siyaset dengesini kuramıyorlar. Avrupa ikidir, birisi felsefenin bozuk kısmını ve ahlaksızlığı esas alır ve bunlar çoğunluktadır. İkinci kısım, azınlıkta olan dindar Hıristiyanlardır, ilim, hukuk ve özgürlüklerin gerçek savunucularıdır, İslam’la barışık olan bu kesimdir. Müslüman, maalesef doktor ararken, usta ararken kişinin dinine bakmaz, siyasetçi ararken dinine bakar hırsız bile olsa çamurdan olsun bizden olsun diye düşünür.

OSMAN KOYUNCU 0535.760.48.39 VAKFIKEBİR TRABZON