Din, hayat ve fen bilimleri gibi ilimlerle özdeştir.  Hayat gibi dinde bir tanedir, çeşitleri ve şekilleri farklıdır. Özü değişmeden ihtiyaca göre şekiller alırlar.  Din de, hayatta gaibidir soyuttur, Allah, sonsuz soyuttur, kâinatın ilmi, ruhu ve şuurudur.  Varlık sadece Birdir, tecelli edip soyuttan somuta geçip şekil alır, madde olur. Bu şekiller, O sonsuz varlığın aslını temsil edemezler. Çünkü biri sonsuzdur, diğerleri ise sonludurlar. Dinler ve semavi kitaplar beş temel esasta birleşirler. 1) Allah’ın birliğinde 2) haşrin olacağında 3) Peygamberlik ve meleklerin varlığında 4) Kitaplarda 5) İki dünya saadetini esas almakta. Kitapların hiçbirinde dinler kelimesi geçmiyor, din kelimesi tekil olarak geçiyor. Evet, Allah’ın bir olduğu gibi, din de hayat da birdir. Dinin şekilleri olan şeriatlar çeşitli olabilir. Bu insanlığın terakkisi için ilâhî bir tetiklemedir. Din, yanlış anlaşılır ve milliyetçilik ile birleştirilip bencil davranılırsa zararlı olur. Milletler arasında düşmanlık olabilir fakat semavi kitaplar arasında düşmanlık olamaz. Kuran, Yahudi ve Hıristiyanların yanlış davranışları eleştirilirken, onları Tevrat ve İncil ile amel etmeye teşvik ediyor. İhtilafa düşüp peygamberimizin yanına geldiklerinde, peygamberimiz, benim yanımdaki kitapla mı karar vereyim yoksa sizin yanınızdaki kitapla mı diye sorardı.   Kuran, dinin hâkim olduğu toplumlar bahara benzetilir, insanlar vahiy yağmuru altında kalırlar. Kimi aklını kullanır, ağaç olur; kimi nefsini dinler, çürür. Dinler birbirlerinin hükümlerini kaldırmaz(Allah isterse her hükmü kaldırabilir). R. İsfehani Kuran sözlüğünde bu duruma Bakara 106 örnek verir. Allah, iyiyi daha iyi ile değiştirir, Tevrat iyi, İncil de iyidir fakat Kuran onlardan daha iyi olduğu için gönderildi. Hıristiyanlık dünyadan ziyade ahreti esas aldığı için, Müslümanlara, Yahudilerden daha yakındır. (Maide 72 )

Şeriatlar yani Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam bu şekilde idi. Yahudilik, madde ve kuralları, Hıristiyanlık, ihlâs, maneviyat ve ruhaniliği, İslam ise her ikisini yani uhrevilik ve dünyeviliği esas alıp birleştirmek için geldi. Allah tevhit diyor bazı Müslümanlar tefrika diyor. Aynı safta namaz kılanlardan bazıları, benim partimden değilsen dinsiz ve hainsin diyen birisinden insanlığın huzuru için diğer dinlere saygılı olması beklenir mi. Maalesef Müslümanlar düşmanlık üzerine siyasetler üretiliyor. Peygamberimizin müritleri, talebeleri yoktu, arkadaşları vardı. Ebu Cehilin kapısına 70 kez gittiği söylenir.

Kuran’da Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin ayeti, Peygamberimiz Medine’ye geldiğinde onlarla anlaşmalar yaptılar fakat onlar gizlice Mekke müşrikleri ile iş birliği yaptıkları için Kuran bu insanları kötüleyip  Müslümanları uyarıyor. Yoksa onlarla evlenilebilir dostluklar kurulabilir. Kutsal kitaplar esas alınırsa, ana konularda dinler arasındaki farklar, bir dinin değişik mezhepleri arasındaki farklar gibidir. Eskiden insanların yükselme ve gelişmelerinin bir çeşidi de savaşlardı, şimdi gelişme ve ilerleme ilimle olur düşmanlık ve savaşla değil, bu zamanda silah kullananın silahı kendine döner, silah caydırıcılık için gereklidir.