•Mü’minin vasıfları… •Allah’ın kullarına emirleri… •Kur’an’dan dualar ve hayatınıza yön verecek Kur’an’dan ayetler…  Allah’ın insanlığa gönderdiği son kitap Kur’an-ı Kerim’den  Kuran’a göre müminin vasıfları Onlar gayba inanırlar, namazı yerine getirirler, kendilerine rızık olarak verilenden başkalarına pay çıkarırlar. Vahyedilen kitaplara inanırlar, ahireti gereğince kavrayıp anlayanlar da onlardır (Bakara 4) İman edip barışa/hayra yönelik işler yaparlar (Bakara 25) Müminler Allah’ın kendisine verdiği örneklerin Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler (Bakara 26) Mümin bozgun çıkarmaz, Allah’ın birleştirilmesini emrettiği şeyleri kesmez (Bakara 27) Allah’tan başkasına ibadet etmez, anne- babaya, akrabaya yetimlere, yoksullara iyilik ve güzellikle davranır. İnsanlara güzeli ve güzelliği söyler. (Bakara 83) İnsanların kanını dökmez, yurtlarından çıkarmazlar, kötülük ve düşmanlık hususunda dayanışmaya girmezler, (Bakara 84-85) Kitabı kendilerine verdiklerimiz onu, okunuşunun hakkını vererek okurlar. İşte onlar ona inanırlar (Bakara 121) Allah’ı anarlar, hiç nankörlük etmez, hep şükreder, sabra ve namaza sarılarak yardım diler. Bir ıstırap değdiğinde “ Biz Allah içiniz ve sonunda ona dönüp gideceğiz” derler, imtihan sırasında sabrederler (Bakara 152,153,155, 156) Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanırlar, akrabaya, yetimlere, çaresizlere, yolda kalmışa, yoksullara, özgürlüğünü isteyene malını seve seve verir, namazı yerine getirir, zekâtı verir. Söz verdiğinde ahitlerine vefalıdırlar. Bolluk ve bereket zamanı kadar, zorluk-sıkıntı ve şiddet zamanında da sabırlıdırlar. İşte bunlar takva sahipleridir. (Bakara 177) Kulları ki sabredenlerdir. Özü –sözü doğru olanlardır. İlahi huzurda duranlardır. Nimet ve imkânlardan başkasını yararlandıranlardır, seherlerde bağışlanmak için yakaranlardır. (Ali İmran17) Onlar darlıkta da, bollukta da infak ederler. Öfkelerini yutanlardır onlar, insanları affedenlerdir. Onlar çirkin bir iş yaptıklarında veyahut özbenliklerine zulmettiklerinde Allah’ı anımsarlar da günahları için af dilerler. Ve onlar yaptıklarında bile bile ısrar etmezler. (Ali İmran 134-135) Onlar o kişilerdir ki ayakta, otururken, yan yatarken hep Allah’ı zikrederler; göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler. (Ali İmran 191) İnanmış olanlar ancak o kişilerdir ki, Allah anıldığından yürekleri ürperip titrer, onlara Allah’ın ayetleri okunduğunda, bu onların imanlarını arttırır. Ve onlar yalnız rablerine güvenip dayanırlar. Namazı/ duayı yerine getirirler onlar. Ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden dağıtırlar. Gerçek anlamda müminler bunlardır. (Enfal 2-3-4) Onlar, Allah’ın ulaştırılmasını emrettiği şeyi ulaştırırlar. Rablerinden korkarlar, hesabın kötüsünden ürperti duyarlar, onlar rablerinin yüzünü arzulayarak sabrederler, namazı yerine getirirler, kendilerine verdiğimiz rızıklardan açık-gizli dağıtırlar, kötülüğü güzellikle savarlar (Rad 21,22) Müminlerin vasıfları; Namazlarında/ dualarında huşu sahipleridir onlar, boş ve lüzumsuz sözden yüz çevirmişlerdir onlar, zekatı vermek için faaliyettedir onlar; ırzlarını koruyanlardır onlar, emanetlerine ahitlerine saygı duyup sahip çıkanlardır. Namazlarını korumaya devam ederler onlar. (Müminun 2-3-4-5-7-8-9) Onlar ki rablerine saygıdan titrerler, ortak koşmazlar, verdiklerini rablerine dönecekleri için kalpleri ürpererek verirler, hayırlarda yarışırlar. Biz hiçbir benliğe gücünün yeteceğinden daha azını yüklemenin dışında bir teklifte bulunmayız (Müminun 57-59-60-62) Rahman’ın kulları yeryüzünde böbürlenmeden yürüyen kişilerdir. Cahiller onlara hitap edince “selam” derler. Geceleri rableri huzurunda secde ederek, ayakta durarak geçirirler. Onlar Allah’ı yanında bir başka ilaha yalvarmazlar, haksız yere cana kıymaz, zina etmezler, harcamada yaptıklarında ne savurganlığa saparlar ne de cimrilik ederler. O ikisi arasında dengedir bu. Onlar yalana tanıklık etmezler/yalan söze kulak vermezler. Boş lakırdıya rastladıklarında soylu bir tavırla geçip giderler. Rablerinin ayetleriyle onlara öğüt verdiğinde o ayetler üzerine, kör ve sağır bir halde kapanmazlar (Furkan 63-64-67-68-72-73) Onlar günahın büyüklerinden ve tüm iğrençliklerinden uzak dururlar. Öfkelendiklerinde ise affedenler onlar olur. Rablerinin çağrısına yanıt verirler, namazı yerine getirirler. İşleri/yönetimlerini aralarında bir şuradır. İnfak ederler, kendilerine bir zulüm ve haksızlık gelip çattığında yardımlaşırlar. (Şura 37-38-39) Onlar verdikleri sözü tam bir biçimde yerine getirirler ve kötülüğü salgın olan bir günden korkarlar. Yoksula, yetime ve esire yemeği severek yedirirler. “Biz size yalnız ve yalnız Allah rızası için yediriyoruz, sizden bir karşılık da bir teşekkürde istemiyoruz, çünkü biz, asık suratlı, sert bir gün yüzünden Rabbimizden korkarız” derler (İnsan 7-8-9-10) Allah’ın kullarına emirleri Ey insanlar! Sizi de sizden öncekileri de yaratan rabbinize ibadet edin ki, korunabilesiniz (Bakara 21) O Rab ki yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı. Ve gökten bir su indirdi de onunla sizin için ürünlerden bir rızık çıkardı. Artık bilip durduğunuz halde Allah’a ortaklar koşmayın (Bakara 22) Namazı yerine getirin, zekâtı verin, rüku edenlerle birlikte rüku edin (Bakara 43) İnsanlara hayır işlemelerini emredip de kendi öz benliğinizi unutmayın, aklınızı kullanın (Bakara44) Sabra ve namaza/duaya sarılarak yardım dileyin. Hiç kuşkusuz bu kalbi ürperti duyanlardan başkasına ağır gelir (Bakara45) Size verdiğimizi kuvvetle tutun, içinde olanı hatırlayıp zikredin ki sakınabilesiniz (Bakara 63) Allah’tan başkasına ibadet etmeyin. Anne-babaya, akrabaya yetimlere, yoksullara iyilik ve güzellikle davranın. İnsanlara güzeli ve güzelliği söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin (Bakara 83) Özbenlikleriniz için önden gönderdiniz her hayrı Allah katında bulacaksınız (Bakara 110) Anın beni ki, anayım sizi! Şükredin bana sakın nankörlük etmeyin. Ey iman sahipleri sabra ve namaza sarılarak yardım dileyin. Hiç kuşkusuz Allah sabredenlerle beraberdir. Allah yolunda öldürülenler için “ölüler” demeyin. (Bakara 154) Ey insanlar! Yeryüzündeki nimetlerden helal ve temiz olmak şartıyla yiyin! Şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o size açık bir düşmandır. Hiç kuşkusuz o size kötülük, çirkinlik ve pislik emreder. Ve size Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi buyurur, durur. (Bakara 168-169) Allah size leşi, kanı, domuz etini, Allah’tan başkası adına kesileni haram kılmıştır. Ama zorda kalanın, sınır aşmadan, şuna buna haksızlık ve tecavüze gitmeden yemesinde kendisi için günah yoktur. Allah çok affedici, çok merhametlidir. (Bakara 173) İçinizden birine ölüm geldiğinde, eğer bir hayır bırakacaksa anne-babaya, akrabaya örfe uygun vasiyette bulunmak, takva sahipleri üstüne bir hak olarak. (Bakara 180) “Ey iman sahipleri oruç sizden öncekiler üzerine yazıldığı gibi sizin üzerinize de yazılmıştır. Bu sayede korunmanız umulmaktadır. “ Şartları varsa fidye verilebilir. Ancak oruç tutmak eğer bilirseniz sizin için daha hayırlıdır. Ramazan o aydır ki Kur’an onda indirilmiştir.  O halde ona ulaşanınız, o ayı oruçlu geçirsin (Bakara 183, 184, 185) Mallarınızı aranızda haksız ve uydurma yollara başvurarak yemeyin. Bilip durduğunuz halde insanların mallarınızdan bazılarını günaha saparak yemek için onları yargıçlara aktarmayın. (Bakara 188) Sizinle çarpışmaya girenlerle Allah yolunda siz de çarpışın. Ama haksız yere çarpışmayın, çarpışmada zulme sapmayın. Çünkü Allah sınır tanımaz azgınları sevmez. Fitne/ baskı ve bozgunculuk öldürmekten kötüdür. (Bakara 190-191) Hürmetler ve yasaklar karşılıklıdır. O halde, azgınlık edip size saldırana, size saldırdığı şekilde ve ölçüde saldırın. (Bakara 194) Allah yolunda harcama yapın, kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Güzel düşünüp, güzel işler yapın. Çünkü Allah güzellik sergileyenleri sever. (Bakara195) Hac bilinen aylardandır. Hacda kadına yaklaşmak, kötülüğe sapmak, kavga ve çekişme yoktur. Azık edinin. Hiç kuşkusuz azığın en güzeli takvadır. Ey akıl ve gönül sahipleri benden sakının! (Bakara 197) Müşrik kadın ve erkeklere onlar iman edinceye kadar evlenmeyin. (Bakara 221) Hayızlı olduklarında kadınlardan uzak durun. Onlar temizleninceye kadar kendilerine yaklaşmayın. (Bakara 222) İyilik etmenize, takvaya sarılmanıza, insanlar arasında barışı kurmanıza engel yapmak üzere Allah’ı yeminlerinize siper haline getirmeyin. (Bakara 224)  Ey iman edenler! Alışverişin, dostluğun, şefaatin olmadığı o gün gelmeden evvel size verdiğimiz rızıktan dağıtın. (Bakara 234) Boşanmış kadınlar için örfe uygun bir geçim imkânı sağlaması Allah’tan sakınanlar için bir borçtur. (Bakara 241) Ey iman sahipleri Allah’tan sakının ve eğer inanıyorsanız ribadan geri kalanı bırakın! (Bakara278) Ey iman sahipleri! Belirli bir süre için birbirinize borç verdiğinizde onu yazın. Borç altına giren kişi de onu kayda geçirtsin. İki de tanık bulundurun. (Bakara 282) Müminler müminleri bırakıpta küfre sapanları gönül dostu edinmesinler. Kim bunu yaparsa Allah’la ilişiği kesilir. (Ali İmran 28) Ey iman edenler! Allah’tan kendisinden sakınmaya yaraşır biçimde sakının. Müslüman olmanın dışında bir hal üzere sakın can vermeyin. Hep birlikte Allah’ın ipine yapışın, fırkalara bölünüp parçalanmayın ( Ali İmran 102-103) İçinizden hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren, kötülük ve çirkinliği belirlenenden sakındıran bir topluluk olsun. Kurtuluş ve zafere erenler işte onlardır. (Ali İmran 104) Ey iman sahipleri ribayı öyle kat kat katlayarak yemeyin (Ali İmran 80) Yetimlere mallarını verin. Temizi pise değişmeyin. Yetimlerin mallarını kendi mallarınıza katarak yemeyin. Bunu yapmak gerçekten bir vebaldir. (Nisa 2) Bir zevcenin yerine başka bir zevce alınırken onlardan birine yükler dolusu bir mal vermiş olsanız da onu geri almayın. Babarınızın nikâhlamış oldukları kadınlarla evlenmeyin. (Nisa 20-22) İntihar etmeyin, kim düşmanlık ve zulümle intihar günahını işlerse onu ateşe sokacağız. (Nisa 29-30) Allah’ın bir kısmınıza bir kısmınızdan farklı olarak lütfettiği şeyleri isteyip durmayın. Allah’tan onun lütfunu isteyin. (Nisa 32) Sadakatsizlik ve iffetsizliklerinden korktuğunuz kadınlara önce öğüt erin, sonra onları yataklarında yalnız bırakın, nihayet onları evden çıkarın. Bunun üzerine size saygılı davranırlarsa artık onlar aleyhine başka bir yol aramayın (Nisa 34) Allah’a ibadet edin. Ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana, babaya, akrabaya, yetime öksüzlere, çaresizlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yanımızdaki arkadaşa, yolda kalmışa, size bağımlı olana, iyi ve güzel davranın. Allah kasılıp böbürlenen şımarıkları sevmez. (Nisa 36) Sarhoşken ne söylediğinizi bilinceye kadar, cünüpken de boy abdesti alıncaya kadar namaza yaklaşmayın. (Nisa 43) Bir selamla selamlandığınızda, onun daha güzeliyle yahut aynısıyla karşılık verin (Nisa 86) Ey iman edenler! Öz benliğiniz, anne-babanız, yakınlarınız aleyhine de olsa, zengin veya fakir de olsalar, adaleti dimdik ayakta tutarak Allah için tanıklık edenler olun. (Nisa 135) Allah’ın ayetlerinin inkar edildiğini, bu ayetlerde alay edildiğini işittiğinizde, bir başka söze dalıp gittikleri zamana kadar onların yanında oturmayın. (Nisa 140) Ey iman edenler! Akitlerin ve ahitlerin icaplarını yerine getirin. Hayırda erginlik ve takva üzerine yardımlaşın, kötülük ve saldırganlık üzere yardımlaşmayın. (Maide 1-2) Ey iman edenler! Adalet ve dürüstlüğün tanıkları olarak Allah için kollayıp gözetenler olun. Bir topluluğun çirkinliği ve kötülüğü sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun! (Maide  8) Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dostlar edinmeyin. Onlar birbirinin dostlarıdır. Sizden kim onları dost edinirse onlardandır. (Maide 51) Allah sizi yeminlerinizdeki boş lakırdılarınızdan dolayı hesaba çekmez. Ama bilinçli olarak gerçekleştirdiğiniz yeminlerden sizi sorumlu tutar. Kefaret ise 10 yoksulu doyurmak veyahut giydirmektir. Bunlara gücü yetmeyen 3 gün oruç tutar. (Maide 89) Ey iman edenler! Uyuşturucu/ şarap, kumar, tapılmak için dikilen taşlar, fal okları şeytan işi birer pisliktir, bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz. (Maide 90) Onların Allah dışında yakardıklarına sövmeyin. Yoksa onlar da düşmanlıkla ve bilgisizce Allah’a söverler. (En’am 108) Hiçbir şeyi ona ortak koşmayın, ana- babaya çok iyi davranın, yoksulluk endişesi ile çocuklarınızı öldürmeyin, kötülüklerin görünenine de gizli kalanına da yaklaşmayın, cana kıymayın, yetim malına yaklaşmayın. Ölçmeyi ve tartmayı tam bir dürüstlükle yerine getirin. Konuştuğunuz zaman yakınlarınızın aleyhine de olsa adaleti gözetin. Allah’a verdiğiniz söze sadık kalın. (En’am 151-152) Ey Ademoğulları! Tüm mescitlerde süslü, güzel giysilerinizi kuşanın. Yiyin, için fakat İsraf etmeyin. Allah İsraf edenleri sevmez. (Araf 31) En güzel isimler Allah’ındır. Ona onlarla dua edin. (Araf 180) Affetmeyi esas al! İyiyi ve güzeli emret, cahillerden yüz çevir. (Araf 199) Şeytandan bir dürtü seni dürtüklediğinde Allah’a sığın. Çünkü Allah her şeyi işitir, her şeyi bilir. (Araf 200) Kur’an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki, size rahmet edilsin. (Araf 204) Rabbini, öz benliğin içinde yakarıp ürpererek bağırtılı olmayan bir sesle sabah- akşam zikret. Sakın gafillerden olma (Araf 205) Eğer müşriklerden biri senden güvence isterse/senin yakınına gelmek, sana komşu olmak isterse ona güvence ver/ onun yakınlaşma isteğini kabul et ki Allah’ın kelamını dinleyebilsin. (Tevbe 6) Ey iman edenler! Allah’tan sakının ve özü-sözü bir kişilerle beraber olun (Tebbe 119) Gözünüzü açın. Gönüller yalnız Allah’ın zikriyle/Kur’an’la tatmin bulur. (Rad 28) Kur’an okuduğu zaman, o kovulup taşlanmış şeytandan Allah’a sığın (Nahl 98) Yalan düzerek Allah’a iftira etmek için dillerinizin uydurma nitelendirmeleriyle “ şu helaldir, şu da haramdır” demeyin. Yalan düzerek Allah’a iftira edeler iflah etmezler. (Nahl 116) Akrabaya hakkını ver. Çaresizlere, yolda kalana da. Fakat saçıp savurma. Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleri olurlar. (İsra 26) Elini bağlayıp boynuna asma. Ama onu büsbütün de salıverme. Sonra kınanır. Hasret içinde bir köşede büzülür kalırsın. (….) Yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Onları da sizi de biz rızıklandırıyoruz. Kuşkusuz onları öldürmek büyük günahtır. (İsra 31) Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o iğrenç bir iştir. Yol olarak ta çok kötüdür. (İsra 32) Allah’ın saygıya layık kıldığı cana haklı bir sebep yokken kıymayın (İsra 33) Yetimin malına yaklaşmayın. Ancak rüştüne kadar, güzel bir yolla ilgilenebilirsiz. Ahdinize vefalı olun çünkü verilen söz sorumluluk gerektirir. (İsra 34) Ölçtüğünüz zaman tam ve dürüst ölçün. Hilesiz terazi ile tartın. (İsra 35) Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır. (İsra 36) Yeryüzünde kasılıp kabararak yürüme! Çünkü sen yeri asla yırtamazsın, uzunlukça da dağlara ulaşamazsın. (İsra 37) De ki, “ister Allah diye yakarın. İster Rahman diye yakarın, hangisiyle yakarırsanız yakarın, en güzel isimler O’nundur.. Namazın da/duanda sesini yükseltme, kısma da. İkisi ortası bir yol tut. (İsra 110) Güneşin doğuşundan önce de batışından önce de Rabbini överek tesbih et. Gecenin bazı saatlerinde gündüzün iki ucunda da tespih et ki hoşnutluğa erebilesin. Onlardan bazı çiflere kendilerini imtihan etmek için verdiğimiz nimetlere gözlerini dikme! Rabbinin rızkı hem daha hayırlı hem de daha süreklidir. (Taha 130-131) Aileni namaza/ duaya özendir, kendin de ona sabırla devam et. (Taha 132) Ey iman edenler! Rükû edin, secde edin, Rabbinize ibadet edin, hayır işleyin ki kurtulabilesiniz. Allah uğrunda ona yaraşır bir gayretle didinin! O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır. Babanız İbrahim’in milletini esas alın. Namazı yerine getirin, zekâtı verin ve Allah’a sarılın. O’dur sizin Mevla’nız. Ne güzel Mevla’dır o…( Hac 77-78) Ey iman edenler! Kendi evleriniz dışındaki evlere, sahipleriyle kaynaşıp izin almadan, bir de ev sakinlerine selam vermeden girmeyin. Eğer orada kimseyi bulamazsanız, size izin verilinceye kadar oraya girmeyin. Eğer size “geri dönün” denirse dönün, oturanı bulunmayan ve içinde size ait eşya olan evlere girmenizde bir sakınca yoktur. (Nur 27-28-29) Mümin erkeklere söyle bakışlarını yere indirsinler, ırzlarını korusunlar. (Nur 30) Mümin kadınlara söyle bakışlarını yere indirsinler, ırzlarını korusunlar, ziynetlerini görünen kısımlar müstesna açmasınlar, örtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar, süslerini kocaları, babaları, kocalarının babaları yahut kocalarının oğulları yahut kardeşleri, yeğenleri yahut kendi kadınları, ihtiyaç içinde olmayan erkeklerden kendilerinin hizmetinde bulunanlar yahut kadınların kaygı duyulacak yerlerini henüz anlayacak yaşa gelmemiş çocuklarından başkalarına göstermesinler. Süslerinden gizlemiş olduklarının bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler, Allah’a topluca tövbe edin ki, kurtuluşa erebilesiniz. (Nur 31) Ey iman edenler ellerinizin altında bulunanlarla, ergenlik yaşına gelmemiş çocuklarınız sizden üç vakitte izin istesinler: Sabah namazından önce, öğlen vakti elbiselerinizi çıkardığınızda, gün battıktan sonra yerine getirilen namazdan sonra. Kaygılanacağınız üç vakittir bunlar. Bunlar dışında size de onlara da bir günah yoktur. Aranızda dolaşırlar, birbirinize bakabilirsiniz. Çocuklarınız ergenliğe ulaştıklarında izin istesinler. Evlere girdiğinizde Allah katından bir esenlik, bir bereketlilik bir temizlik dileği olarak kendinize de selam verin (Nur 61) Kitaptan sana vahyedileni oku. Namazı yerine getir! Çünkü namaz çirkinliklerden ve kötülüklerden alıkoyar. Allah’ın zikri/ Kur’an’ı ise elbette ki daha büyüktür. Allah ne yapay davranışlar sergilediğinizi biliyor. (Ankebut 45) Her can ölümü tadacaktır. Sonra bize döndürüleceksiniz. (Ankebut 57) Allah’a ortak koşma. Çünkü bu büyük bir zulümdür. Başına gelene sabret. Çünkü bunu yapabilmek zorlu işlerdendir. Kibirlenerek insanlardan yüzünü çevirme, yeryüzünde kasılarak yürüme. Çünkü Allah kurula kurula kendini övenlerin hiçbirini sevmez. Yürüyüşünde doğal ol, sesini alçalt. Şu bir gerçek ki seslerin en çirkini eşeklerin sesidir. (Lokman 13-17-18-19) Ey insanlar Allah’ın üzerinizdeki nimetini anın (Fatır 3) Ey iman sahipleri! Özü sözü bozuk birisi size bir haber getirdiğinde hemen araştırıp inceleyin. Yoksa bilgisizlikle bir topluluğu suçlar da yapmış olduğunuza pişmanlık duyarsınız. (Hucurat 6) Müminlerden iki zümre çarpışırlarsa, onların aralarında hemen barışı kurun. Eğer biri azgınlık ederse onlarla Allah’ın emrine dönünceye kadar savaşın. Eğer vazgeçerse yine ikisi arasını adalet ve dürüstlükle sulh edin. Kuşkusuz Allah adaletle titiz davrananları sever. Şu bir gerçek ki müminler sadece kardeştir. (Hucurat 9-10) Ey inanlar! Bir topluluk başka bir toplulukla alay etmesin. Kadınlar da başka kadınlarla alay etmesin alay edilenler kendilerinden hayırlı olabilirler. Öz benliklerinizi ayıplamayın. Birbirinize lakaplar yakıştırmayın. (Hucurat 11) Ey iman edenler! Zandan çok sakının! Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Sinsi casuslar gibi ayıp aramayın. Gıybet ederek birbiriniz ötekini arkasından çekiştirmesin. Sizden biri ölmüş kardeşinin etini yemek ister mi? Bakın bundan iğrendiniz. Allah’tan sakının (Hucurat 12) Ey iman edenler! Aranızda fısıldaştığınız zaman günah, düşmanlık ve resule isyan hususlarında fısıldaşmayın, hayırda, dürüstlük ve takva konusunda fısıldaşın, huzuruna haşredileceğiniz Allah’tan sakının (Mücadile 9) Dininizden olmayan kadınların iffet ve nikâhlarına yapışmayın/ musallat olmayın (Mümtehine 10) Ey inananlar! Cuma günü namaz/ dua için çağrı yapıldığında Allah’ı anmaya koşun. Alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır. Namaz/ dua yerine getirilince hemen yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah’ı çok anın ki kurtuluşa erebilesiniz. (Cuma 9-10) O halde gücünüz ölçüsünde Allah’tan sakının, dinleyin, itaat edin. Ve benlikleriniz için bir hayır olarak infakta bulunun (Tegabun 16) Ey iman edenler! Etkili öğüt veren bir tövbe ile Allah’a yönelin. Umulur ki Rabbiniz, çirkinliklerinizi ve günahlarınızı örter ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere yerleştirir. (Tahrim 8) Ey giysisine bürünüp yatan! Geceleyin kalk! Kısa bir süre hariç, gecenin yarısını ayakta ol yahut bundan biraz eksilt! Yahut buna biraz ekle! Ve Kur’an’ı ağır ağır düşüne düşüne oku! (Müzzemmil 1-2-3-4) Ey giysisine bürünüp kenara çekilen! Kalkta uyar, Rabbinin yüceliğini duyur. Temizle giysilerini, uzaklaştır kendinden kirliliği, çok bularak başa kakma yaptığın iyiliği/ daha fazlasını bekleyerek verme verdiğini ve yalnız Rabbin için dayanıklı kıl benliğini! (Müddesir 1-2-3-4-5-6-7) Yetimi örseleme, yoksulu/bir şey isteyeni azarlama ve Rabbinin nimetini söz ve fiillerinle dile getir. (Duha 9-10-11) GENEL Allah yeryüzündekilerin tümünü insanlar için yaratmıştır. (Bakara 29) Benden size bir yol gösteriş ulaşırda kim bu yol gösterişime uyarsa böylelerine korku yoktur. (Bakara38) Ve sakının o günden ki, hiçbir benlik bir başka benlik için bir şey ödeyemez, hiçbir benlikten şefaat kabul edilmez hiçbir benlikten fidye alınmaz (Bakara48) Biz güzel davranıp güzellik üretenlere daha fazlasını da veririz. (Bakara58) Kâfirlerin kalbi taş gibidir. Hatta daha katı. Taşların bazıları vardır ki ondan ırmaklar fışkırır. Bazıları var ki çatır çatır yarılır da içinden su çıkar. Öylesi var ki Allah korkusundan aşağılara düşer. Allah yapıp durduklarınızdan gafil değildir. (Bakara 74) Yazıklar olsun o kişilere ki kitabı kendi elleriyle yazarlar sonra da bu Allah katından derler. Vay haline onların ellerinin yazdıkları yüzünden, kazanıp durdukları yüzünden (Bakara 79) Kötülük ve çirkinlik kazanan, suçu kendisini kuşatmış kişiler ateşin dostudurlar. Uzun süre kalaklardır onun içinde (Bakara 81) Büyü Allah’ın izni olmadıkça kimseye zarar veremez (Bakara 102) Kim güzel düşünüp, güzel davranışlar sergileyerek yüzünü Allah’a teslim ederse Rabbi katında ödülü vardır onun. Korku yoktur böyleleri için, tasalanmayacaktır onlar (Bakara 111) Doğuda batıda Allah’ındır. Nereye dönersen dön orada Allah’ın yüzü vardır. Allah sürekli genişletip büyütür. (Bakara 115) Şirke batanları Yüce Allah beyinsiz olarak niteliyor. (Bakara 130) Allah’ın boyasını esas alın. Allah’tan güzel kim boya vurabilir. Biz yalnız ona ibadet edenleriz. (Bakara 138) Allah öncelikle insanlara karşı çok acıyıcı çok merhametlidir. (Bakara 143) Yemin olsun ki sizi korku, açlık, mallardan -canlardan meyvelerden eksiltme türünden bir şeyle mutlaka imtihan edeceğiz. Sabredenlere müjdele. (Bakara 155) Doğrusu ben tövbeleri çok çok kabul edenim, rahmeti sınırsız olanım. (Bakara 160) İnsanlar içinde öyleleri var ki Allah’ın berisinden yedek ilahlar edinirler de onları Allah’ı sevmiş gibi severler. (Bakara 165) İman sahipleri ise Allah’a sevgide çok kararlı ve taşkındır. (Bakara 165) Allah kitabı hak olarak indirmiştir. Kitapta çekişmeye girenler, bütünden uzaklaştırıcı bir kopuşun tam içindedirler. (Bakara 176) Ey aklı ve gönlü isteyenler! Kısasta sizin için hayat vardır. Bu sayede korunmanız umulmaktadır. (Bakara 179) Dua edenin çağrısına, bana yakarıp çağırdığı anda cevap veririm. Hadi onlarda bana karşılık versinler, bana inansınlar ki doğruyu ve iyiyi bulabilsinler. (Bakara 186) Rabbinizden bir lütuf ve bereket istemenizde hiçbir sakınca yoktur. (Bakara 198) İnsanlardan öylesi var ki benliğini Allah’ın hoşnutluğunu elde etmeye satar. (Bakara 207) Yoksa siz, sizden önce gelip geçmiş olanların karşılaştıklarının benzeri başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız. Onlara şiddetler, belalar ve zorluklar gelip çattı sarsıldılar. Öyle ki resul ve onunla birlikte inananlar “ Allah’ın yardımı ne zaman” diye yakarıyordu. Haberiniz olsun ki Allah’ın yardımı çok yakındır. (Bakara 114) Allah yolunda infak ana-baba, yakınlar, yetimler, yoksul ve çaresizlerle yolda kalan için olmalıdır. Hayır olarak yaptığınızı Allah en iyi biçimde bilmektedir. (Bakara 215) Helal kazancınızın size ve bakmakla yükümlü olduklarınıza yeterli olanından artanını verin. (Bakara 219) Bir şey sizin için hayırlı olduğu halde siz ondan tiksinebilirsiniz. Ve bir şey sizin için şer olduğu halde siz onu sevebilirsiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz. (Bakara 216) Müşrik kadın ve erkeklerle, onlar iman edinceye kadar evlenmeyin. Adet hali, insana rahatsızlık veren bir haldir. Hayızlı oldukları sırada kadınlardan uzak durun, onlar temizleninceye kadar kendilerine yaklaşmayın. (Bakara221-222) Allah sizi dil sürçmesi sonucu, lakırdı olarak yaptığınız yeminlerinizden sorumlu tutmaz. O sizi kalplerinizin kazandığından hesaba çeker. (Bakara 225) Boşanmış kadınlar kendi başlarına üç adet ve temizlenme süresi beklerler. Kadınların örfe uygun biçimde sorumluluklarına benzer hakları da vardır. Erkeklerin kadınlar üzerinde bir derece farkı vardır. (Bakara228) Namazları ve orta namazı koruyun. Tam bir saygıyla Allah’ın huzurunda kıyam edin. (Bakara 238) Kocaları ölen kadınlar kendi başlarına 4 ay 10 gün beklerler. İddet bekleyen kadınlarla evlenilmez. Evlenme isteği direk bildirilemez. Gizli buluşma yapılamaz. (Bakara 235) Bir korku ve endişe duyarsanız yürüyerek veya binit üzerinde namaz kılınabilir. (Bakara 239) Kim var Allah’a güzel bir şekilde borç verecek. Ve Allah böyle birinin verdiğini birçok kez katlayarak arttıracaktır. (Bakara245) Eğer Allah’ın, bazı insanları diğer bazıları ile savması olmasaydı, yeryüzü bozguna uğrardı. Dinde baskı yoktur. (Bakara 256) Mallarınızı Allah yolunda harcayanların durumu, yerden, her başağında yüz dane bulunan yedi başak çıkarmış daneye benzer. İnfak edilen mal başa kakılmaz, eziyet edilmez. Böyle yapılırsa sadaka boşa çıkar. Güzel yapıcı bir söz, bir affediş peşinden eziyet gelene sadakadan daha üstündür. Kendiniz göz yummadan alıcısı olmadığınız pis /bayağı şeyleri vermeye kalkmayın. Şeytan sizi fakirlikle korkutur, sizi görünür görünmez çirkinliklere özendirir. (Bakara268) Sadakaları gizli vermek daha hayırlıdır. (Bakara271) Allah hikmeti dilediğine verir. Ve kendisine hikmet verilmiş olana çok büyük bir hayır verilmiş demektir. (Bakara269) Sadaka gerçek fakirlere dağıtılmalıdır. (Bakara 273) O ribayı (malda meydana gelen her türlü haksız artış) yiyenler şeytanın bir dokunuşla çarptığı kişinin kalkışından başka türlü kalkmazlar. Yaptığından vazgeçenin geçmişi kendisine, işi Allah’a kalmıştır. Allah ribadan gelen artışı mahveder, sadakalar karşılığında artışlar getirir. (Bakara 275-276) Eğer borçlu zorluk içinde ise eli genişleyinceye kadar beklenir. Borcunu sadaka olarak ona bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz (Bakara 280) Sevdiğiniz şeylerden başkalarına pay çıkarmadıkça, hayırda erginliğe asla ulaşamazsınız. (Ali İmran 92) Yoluna gücü yetenlerin o evi (Kâbe)ziyaret etmesi, insanlar üzerinde Allah’ın bir hakkıdır. (Ali İmran 97) Kendilerine açık-seçik kanıtlar geldikten sonra, çekişmeye girip fıkralar halinde parçalananlar gibi olmayın! Böyle olanlar için çok büyük bir azap vardır. (Ali İmran 105) Allah tevekkül edenleri sever. (Ali İmran 159) Her kim hıyanet edip kamu malından bir şey aşırırsa, aşırdığını kıyamet günü yüklenip getirir. Allah’ın kabulünü üstlendiği tövbe, bilgisizlikle kötülük işleyip de çok geçmeden tövbe edenler içindir. Allah işte böylelerinin tövbesini kabul eder. Yoksa kötülükleri yapıp yapıp ta ölüm gelip çatınca “işte ben tövbe ettim” diyenler için ve küfre batmış olarak ölenlere tövbe yoktur. (Nisa 17-18) Eğer yasakladığımız büyük günahlardan uzak durursanız, diğer kötülüklerinizi örteriz. (Nisa 31) İyi ve temiz kadınlar saygılıdırlar. Allah’ın kendilerini koruduğu gibi gizliliği gereken şeyi korurlar. (Nisa 34) Gerçek şu ki Allah kendisine şirk koşulmasını affetmez. Bunun dışında kalanı dilediği kişi için affeder. (Nisa 48) Kim güzel bir işe aracı olursa ondan ona bir pay vardı. Kim kötü bir şeye aracı olursa ondan da ona pay vardır. (Nisa 85) Bir mümini kasten öldürenin cezası için de uzun bir süre kalmak üzere cehennemdir. Allah gazap etmiştir böylesine, lanetlemiştir onu, çok büyük bir azap hazırlamıştır ona (Nisa 93) Müminlerden oturanlarla, malları ve canlarıyla Allah yolunda didinip gayret gösterenler bir değildir. Gayret gösterenler derece bakımından üstün kılınmıştır. (Nisa 95) Allah çirkin sözün açıklanmasını sevmez. Zulme uğratılan kişi müstesna. (Nisa 148) Namaza duracağınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın. Başlarınızı mesh edin ve topuklara kadar ayaklarınızı mesh edin/yıkayın. Eğer cünüp iseniz iyice temizlenin. (Maide 6) Kim bir kişiyi bir kişiye karşılık veyahut yeryüzünde bir fesat sebebiyle olmaksızın öldürürse insanları toptan öldürmüş gibidir. Ve kim bir kişiye hayat verirse insanlara toptan hayat vermiş gibidir. (Maide 32) Allah adaletle hükmedenleri sever (Maide 42) Ey iman edenler! Allah’tan sakının, ona varmaya vesile arayın. Onun yolunda gayret gösterin ki kurtuluşa erebilesiniz. (Maide 35) Allah iyiye ve güzele götürmek istediğinin göğsünü İslama açar. Saptırmak dilediğinin de göğsünü öylesine daraltıp tıkar ki o, göğe yükseliyormuş gibi olur. Allah iman etmeyenler üzerine pisliği işte böyle atıverir (En’am 125) İsraf etmeyin, Allah İsraf edenleri sevmez (En’am 141) Dinlerini parça parça edip fıkralara/hiziplere bölünenler var ya senin onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. Onların işi Allah’a kalmıştır(En’am 159) Kim bir güzellikle gelirse ona getirdiğinin on katı var, kötülükle gelene ise yaptığı kadarından fazla ceza verilmez. (En’am 160) Verdiği nimetlerle sizi denemek için kiminizi kiminiz üzerine derecelerle yükseltmiştir. (En’am 165) Rabbinizden size indirilene uyun; O’nun berisinden bir takım velilerin ardına düşmeyin. Siz ne kadar da az öğüt alıyorsunuz. (Araf 3) De ki:  “Rabbim, ancak şunları haram kıldı. İğrençlikleri, açık-gizli günahı, haksız yere saldırmayı, hakkında hiçbir kanıt indirmediği şeyi, Allah’a ortak koşmayı, bir de Allah hakkında bilmediğiniz şeyi söylemeyi (Araf 93) Bu Kur’an dan sonra hangi bir hadise/söze iman ediyorlar (Araf 186) Korunup sakınanlar kendilerine şeytandan bir dürtü gelip dokunduğunda, Kur’an’ın öğüdüne başvururlar. İşte o anda görülmesi gerekeni görürler. (Araf 201)yeryüzünde debelenenlerin Allah katında en kötüsü, akıllarını işletmeyen sağır- dilsizlerdir. (Enfal 22) Ey inananlar! Allah’a ve resulüne hıyanet etmeyin, bilip durduğunuz halde öz emanetlerinize hıyanet mi ediyorsunuz. Bilin ki mallarınız ve çocuklarınız sizin için imtihan aracıdır. Ey iman sahipleri eğer Allah’tan sakınırsanız Allah size iyiyle kötüyü ayırma gücü verir, kötülüklerinizi örter. Allah o büyük lütfun sahibidir.(Enfal 27-28-29) Allah yolunda harcadığınız her şey size tam olarak ödenir. Hiçbir haksızlığa uğratılmazsınız. (Enfal 60) Allah dilediğine tövbe nasip eder. Allah alimdir, hakimdir. (Tevbe 15) Ey iman edenler. Babalarız, kardeşleriniz, eğer imana karşı küfrü seviyorlarsa, onları dostlar edinmeyin. Bunu yapanlar zalimlerin ta kendileridir. (Tevbe 23) Ey inananlar müşrikler bir pisliktir. (Tevbe 28) Altını ve gümüşü depolayıp ta onları Allah yolunda harcamayanları korkunç bir azap muştula (Tevbe 34) Sadakalar/ zekât malları Allah’tan bir farz olarak sadece şunlar içindir. Fakirler, düşkünler, sadakaya ilgilenmeye memur edinenler, kalpleri yakınlaştırıp ısındırılacak olanlar, özgürlüğünü yitirmiş olanlar, borçlular, yolda kalmışlar, Allah yolundakiler. (Tevbe 60) Bunların mallarından (günahlarını itiraf eden, iyi işle kötü işi karıştıranlar )bir sadaka al ki; onunla kendilerini iyice temizleyip dürüstleştiresin, benliklerini de arıtasın (Tevbe 103) De ki; iş yapıp değer üretin, yapıp ettiğinizi Allah’ta, resulü de müminler de görecektir. (Tevbe 105) Allah, müminlerin canlarını ve mallarını, karşılığında kendilerine cennet vermek üzere satın almıştır. (Tevbe 111) Tevbe edenler, ibadet edenler, hamt edenler, seyahat ederken oruç tutanlar, rükû edenler, secdeye kapananlar, iyiliğe özendirip kötülükten sakındıranlar, Allah’ın sınırlarını koruyanlar. Müjdele o müminleri (Tevbe 112) Hiç kuşkusuz ki, Allah tövbeleri çok çok kabul eden, rahmeti sınırsız olandır. (Tevbe 118) Ey insanlar! İşte size rabbinizden bir öğüt, gönüller derdine bir şifa, inananlara bir klavuz ve rahmet geldi. (Yunus 57) (Kur’an) Bugün senin bedenini kurtaracağız ki arkandan gelenlere ibret olasın (Firavun-Musa) (Yunus 92) Allah’ın izni olmadıkça hiçbir benlik iman edemez. Allah; pisliği aklını kullanamayanların üzerine bırakır. (Yunus 100) Af dileyin Rabbinizden! Sonra da tövbe ile ona yönelin ki belirlenmiş bir süreye kadar sizi güzel bir nimetle nimetlendirsin ve her farklı derece sahibine hak ettiği ödülü versin (Hud 3) İnsana bizden bir rahmet tattırıp sonra onu ondan çekip alsak insan elbette çok ümitsiz, çok nankör bir hale düşer (Hud 9) Sakın aşırlık edip azmayın. Zulmedenlere eğilim göstermeyin. Gündüzün iki tarafında ve geceye yakın saatlerde namazı/duayı yerine getirin. Güzellikler kötülükleri silip süpürür. İşte bu Allah’ı ananlara öğüttür. Sabret! Allah güzel düşünüp güzel davrananların ödülünü yitirmez (Hud 112-113-114-115) Biz onu sana aklınızı çalıştırasınız diye Arapça bir Kur’an olarak indirdik! (Yusuf 2) Gök gürültüsü O’nu hamt ile tespih eder. yıldırımlar gönderirde onlarla dilediğini çarpar. (Rad 13) Biz hiçbir peygamberi kendi toplumundakinden başka bir dille göndermedik. Böyle yaptık ki onlara açık seçik beyanda bulunabilsin. (İbrahim 4) Hiç kuşkusuz o Kur’an’ı biz indirdik, biz; her hal ve şartta onu muhakkak koruyacak olan da biziz (Hicr 9) Emrolunduğun şeyi, kafalarını çatlatırcasına tebliğ et, şirke bulaşmışlara aldırma. (Hicr 94) Bir güzellik de vardır onlarda sizin için. Sabah saldığınız sırada, akşam topladığınız sırada (hayvanlar) (Nahl 6) Hem binesiniz diye hem de bir süs olarak atları, katırları, eşekleri yarattı. (Nahl 8) Açık delillerle, kitaplarla gönderdik, sana da bu Kuran’ı vahyettik ki kendilerine indirileni insanlara açık seçik bildiresin de derin derin düşünebilsinler(Nahl 44) Eğer Allah, insanları zulümlerine karşı cezalandırsaydı yeryüzünde debelenen bir şey bırakmazdı. Ama öyle yapmıyor, onları belirli bir süreye kadar erteliyor. (Nahl 61) Başkasının eşyası durumunda bir köle ile bizden bir güzel rızıkla rızıklandırdığımız ve ondan gizli-açık dağıtan bir kişi. Bunlar aynı olur mu? (Nahl 75) Şu bir gerçek ki Allah; adaleti, iyi ve güzel davranmayı, akrabaya vermeyi emreder. Tüm pislik ve edepsizliklerden, kötülükten, azgınlık- doymazlık ve kıskançlıktan yasaklar. Düşünüp ibret alırsınız diye size öğüt veriyor. (Nahl 90) Sabredenlere ödüllerini biz, işleyip ürettiklerinin en güzeli ile mutlaka vereceğiz. (Nahl 96) Eğer ceza ile karşılık vereceksiniz, ancak size yapılan kötülüğün türü ve miktarı ile karşılık verin. Eğer sabrederseniz, elbette ki bu sabredenler için daha hayırlıdır. (Nahl 126) Rabbin, bilgisizlik yüzünden kötülük işleyip de bunun ardından tövbe edip hallerini düzeltenler lehinedir. (Nahl 119) Peşin isteyene dünyada peşin veririz. Dilediğimize dilediğimiz kadar. Sonra da ona cehennemi veririz. Yaslanır ona, kınanmış ve kovulmuş olarak. Kim de ahireti ister ve inanmış olarak ona yaraşır bir gayretle çalışırsa, böylelerinin gayretleri teşekkür ile karşılanır. Bak nasıl kimini kimine üstün kıldık. Ama ahiret dereceler bakımından elbette daha büyük, lütuflandırma bakımından daha yücedir. (İsra 18-19-21) Rabbin şöyle hükmetti. Ondan başkasına ibadet etmeyin, anaya babaya çok güzel davranın, onlara öf bile deme, onları azarlama, onlara tatlı- iltifatlı söz söyle. Rahmetten yerlere eğilme kanadını onlar için indir ve de ki: “ Rabbim, merhametli davran onlara, tıpkı küçüklüğümde beni koruyup büyüttükleri gibi” (İsra 24) Kullarıma söyle, en güzel olan neyse onu söylesinler. Çünkü şeytan aralarına yamukluk sokar. (İsra 53) Güneşin kaymasından, gecenin kararmasına kadar namazı yerine getir. Sabah Kur’an’ı da gözet. Çünkü sabah Kur’an’ı tanıklarca izlenmektedir. (İsra 78) İnsan çok cimridir. (İsra 100) Hiçbir şey için, “ Ben bunu yarın kesinlikle yapacağım” deme. “Allah dilerse” şeklinde söyleyebilirsin. Unuttuğunda Rabbini an. Ve de “Umarım ki Rabbim beni bundan daha yakın bir zamanda başarıya ulaştırır. (Kehf 23-24) Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatıldığı halde, onlardan yüz çeviren ve iki elinin hazırlayıp önden gönderdiği şeyleri unutandan daha zalim kim olabilir? (Kehf 57) İçinizden cehenneme uğramayacak hiç kimse yoktur. Bu rabbin üzerine kesinleşmiş bir hükümdür. Sonra biz korunup sakınanları kurtaracağız. Zalimleri de orada dizleri üzerinde çökmüş bırakacağız. (Meryem 71-72) Ben Allah’ım. İlah yoktur benden başka. O halde bana ibadet et ve namazı/duayı benim zikrim için (beni hatırlayıp anmak için ) yerine getir. (Taha 14) Sana dağları soruyorlar. De ki “ Rabbim onları un ufak edecektir.” Yerlerini bomboş dümdüz bırakacaktır. Yerlerinde bir eğrilikte bir yumruluk ta görmeyeceksin. (Taha 105-106-107) Biz onu işte böyle Arapça bir Kur’an olarak indirdik ve onun içinde tehditleri türlü ifadelerle sıraladık ki sakınabilsinler yahut Kur’an onlara yeni bir hatırlatma sunsun. (Taha 113) Her canlı ölümü tadacaktır. Biz bir imtihan olarak sizi şer ile hayır ile de deniyoruz. Sonunda bize döndürüleceksiniz. (Enbiya 35) Onu göreceğiniz gün, her emzikli kadın, emzirdiğinden vazgeçer ve her gebe kadın, taşıdığını düşünür. Sen o gün, insanları sarhoşlar halinde görürsün, oysaki onlar sarhoş değillerdir. Ama Allah’ın azabı çok şiddetlidir. (Hac 2) Şu da bir gerçek ki Rabbin katındaki bir gün, sizin saymakta olduğunuz bin yılı gibidir. (Hac 47) Kim uğratıldığı cezanın aynısıyla eza edipte zulüm ve saldırganlığa uğrarsa, Allah ona mutlaka yardım edecektir. (Hac 60) Ey resuller! Güzel şeylerden iyiye ve hayra yönelik iş yapın, işte sizin bu ümmetiniz bir tek ümmettir. Fakat onlar işlerini aralarında parçalayıp çeşitli zübürlere/ kutsallaştırılmış hizip kitaplarına ayırdılar. Her hizip, yalnız kendi yanındakiyle sevinip övünmektedir. Artık sen onları bir süreye kadar kendi gafletleri içinde bırak. Sanıyorlar mı ki kendilerine verdiğimiz mal ve oğullarla güçlendiriyoruz onları ve iyiliklerine koşuyoruz. Hayır farkında olmuyorlar. (Müminun 51-52-53-54-55-56) Zina eden kadın veyahut erkeği nikâhlamak müminlere haram kılınmıştır. (Nur 3) İffetli birine gerçeğe aykırı olarak zina isnadında bulunmak Allah katında çok büyük bir günahtır. (Nur 15) Allah tüm canlıları sudan yarattı. (Nur 45) Kim tövbe edip, barışa/hayra yönelik iş yaparsa hiç kuşkusuz tövbesi kabul edilmiş olarak Allah’a döner. Allah böylelerinin kötülüklerini güzelliğe dönüştürür. (Furkan 70-71) Biz, ülkeleri/medeniyetleri halkları zulme sapmadıkça helak etmeyiz. (Kasas 59) İşte ahiret yurdu! Biz onu yeryüzünde üstünlük taslamayanlarla bozgunculuk peşinde koşmayanlara veririz. Sonuç takva sahiplerinindir. (Kasas 83) İnsanlar “inandık” demeleriyle kendi hallerine bırakılacaklarını ve hiçbir imtihana çekilmeyeceklerini mi sandılar. Yemin olsun ki biz onlardan öncekileri de fitne yoluyla denemişizdir. Allah özüyle sözü bir olanları elbette bilecektir. (Ankebut 2-3) İman edip barışa/hayra yönelik işler yapanlara gelince, biz onların çirkinliklerini elbette ki örteceğiz. Ve biz onları yapmakta oldukları işlerin en güzeliyle ödüllendireceğiz (Ankebut 7) Şu iğreti hayati bir eğlence ve oyundan başka şey değil. Ahiret yurduna gelince asıl hayat işte odur! Keşke bilselerdi. (Ankebut 64) Onlar ki, dinlerini parçalayıp hizipler/Fıkralar halinde geldiler. Her hizip kendi elindekiyle sevinip övünür. (Rum 32) İnsanlardan öylesi vardır ki, Allah yolundan bilgisizce saptırmak için hadis/laf eğlencesi satın alır ve onu alay konusu edinir. İşte böylelerine rezil edici bir azap vardır. (Lokman 6) O yaman aldatıcı, sakın sizi Allah ile aldatmasın (Lokman 33) Biz dileseydik, her benliğe hidayetini elbette verirdik. Fakat benden şu yolda söz hak olmuştur. “ Yemin olsun cehennemi tamamıyla cinlerden ve insanlardan dolduracağım” (Secde 13) Rabbinin ayetleri kendilerine hatırlatıldıktan sonra onlardan yüz çevirenden daha zalim kim vardır. Suçlulardan mutlaka intikam alacağız biz (Secde 22) Evlatlıklarınız sizin oğullarınız kalmamıştır. Evlatlıklarınızı öz babalarına nispet ederek çağırın! Eğer onların babalarını bilmiyorsanız, o takdirde onlar sizin din kardeşleriniz ve dostlarınızdır. (Ahzap 5-6) O peygamberler, müminlere özbenliklerinden daha dost daha yakındır. Onun eşleri de müminlerin anneleridir. Allah şu kişiler için bir affediş ve büyük bir ödül hazırlamıştır. Müslüman erkekler-müslüman kadınlar, mümin erkekler-mümin kadınlar, itaat eden erkek ve kadınlar, özü-sözü doğru erkek ve kadınlar, sabreden erkek ve kadınlar, Allah korkusuyla ürperen erkek ve kadınlar, sadaka veren erkek ve kadınlar, oruç tutan erkek ve kadınlar, ırz ve iffetlerini koruyan erkek ve kadınlar, Allah’ı çok anan erkekler ve Allah’ı çok anan kadınlar. (Ahzap 35) Biz emaneti göklere, yere, dağlara teklif ettik te onlar onu yüklenmekten kaçındılar, ondan ürktüler. İnsan ise çok cahil ve çok zalim olduğu halde onu yüklendi. (Ahzap 72) Bir şey infak ederseniz Allah onu yerine başka bir şey lütfeder. (Sebe 39) Dirilerle ölüler de eşit olmaz. Allah dilediğine işittirir. Ama sen kabirdekilere işittiremezsin (Fatır 22) Kulları içinde Allah’tan ancak bilginler ürperir. Allah’ın kitabını okuyanlar, namazı yerine getirenler, kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli ve açık infak edenler asla batmayacak bir ticaret umabilirler.  Çünkü Allah onlara ücretlerini tam ödeyecek, lütfundan onlara artırmada yapacaktır. (Fatır 28-29-30) Sonra, kullarımız arasında seçtiklerimizi kitaba kıldık. İçlerinden öz nefsine zulmeden var. Orta yolda gideni var, Allah’ın izniyle hayırlarda öne geçeni var. İşte bu büyük lütfun ta kendisidir. (Fatır 32) Allah sözün en güzelini, birbirine benzer iç içe ikili manalar ifade eden bir kitap halinde indirmiştir. Rablerinden korkanların ondan derileri ürperir. Sonra da hem derileri hem de kalpleri Allah’ın Kur’an’ı karşısında yumuşar. Bu Allah’ın kılavuzudur ki onunla dilediğiniz hidayete erdirir. (Zümer 23) Allah, canları ölümleri sırasında alır, ölmeyenleri de uykuları sırasında. Sonra haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri belirlenen bir süreye kadar salıverir. Bunda iyi düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır. (Zümer 42) De ki “ Şefaat, tümden ve sadece Allah’ındır. (Zümer 44) De ki “Ey öz benlikleri aleyhine sınırı aşan kullarım, Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin, Allah günahları tümden affeder. Çünkü o mutlak Gafur, mutlak Rahim’dir. Azap yakanıza yapışmadan Rabbinize dönüp ona teslim olun! Sonra size yardım edilmez. (Zümer 53-54) Allah’a yalan isnat edenleri, kıyamet günü yüzleri simsiyah halde görürsün. Kibirliler için cehennemde barınak mı yok. (Zümer 60) Yemin olsun, sana da senden öncekilere de şu vahyedilmiştir. Eğer şirke saparsan ibadetin/üretimin kesinlikle boşa çıkar ve mutlaka hüsrana düşenlerden olursun. Başkasına değil, sadece Allah’a ibadet et, şükredenlerden ol. (Zümer 65-66) Rabbiniz şöyle buyurmuştur. Dua edin bana, cevap vereyim size, kibre saparak bana ibadetten uzaklaşanlar, aşağılanmış bir halde cehenneme gireceklerdir. (Mümin 60) İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel bir tavırla sav. O zaman görürsün ki seninle arasında bir düşmanlık bulunan kimse, sımsıcak bir dost gibi oluvermiş. Böyle bir tavra sabredenlerden ve büyük nasip sahiplerinden başkası ulaştırılmaz. (Fussilet 34-35) Eğer şeytandan gelen kötü bir dürtü seni dürtecek olursa hemen Allah’a sığın. Çünkü en iyi işiten o dur, en iyi bilen o. (Fussilet 36) Sizin için, dinden, Nuh’a önerdiğini, sana vahyettiğini, İbrahim’e, Musa’ya, İsa’ya önerdiğimizi şöyle diyerek kanunlaştırdı. “dini dosdoğru tutun, onda bölünüp fırkalara ayrılmayın” onları çağırdığın bu tutum şirke bulaşanlara çok ağır gelmiştir. (Şura 13) Eğer Allah, kulları için rızkı yayıp döşeseydi, yeryüzünde mutlak azarlardı. Ama o dilediğince ölçülü olarak indiriyor. (Şura 27) Bir kötülüğün karşılığı tıpkısı bir kötülüktür. Fakat affedip barışmayı esas alanın ücretini bizzat Allah verir. O zalimleri hiç sevmez. (Şura 40) Zulme uğratılışı ardından kendini savunana gelince böyleleri aleyhine yol aranamaz. Sabredip bağışlayan bilsin ki bu, işlerin en zorlularındandır. (Şura 41-43) O ayan-beyan konuşan kitaba yemin olsun ki, biz onu akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur’an yaptık. (Zühruf 2-3) Onların kimine üstün kıldık ki bazısı bazısını tutup çalıştırsın. (Zühruf 32) İnsanlar bir tek ümmet haline gelmeyecek olsalardı, o Rahman’a nankörlük edenlerin evlerine gümüşten tavanlar çatar, üzerlerine binip yükselecekleri merdivenler/asansörler kurardık. Evlerine kapılar üzerlerine yan yatacakları koltuklar yapardık, her yanda süsler oluştururduk. İşte bunlar şu iğreti dünya hayatının nimetidir. Rabbinin katındaki ahret ise takva sahipleri içindir. (Zühruf 33-34-35) Kim Rahman’ı Kur’an’ını görmezlikten gelip ondan uzaklaşırsa biz ona bir şeytanı musallat ederiz de o ona can yoldaşı olur. Bunlar onlar yoldan tamamen saptırırlar. Onlarsa kendilerinin hala hidayet üzere olduklarını sanırlar. (Zühruf 36-37) Gerçek şu. Bu Kur’an sana ve toplumuna elbette ki bir hatırlatıcı/ bir düşündürücü/ bir şeref/ bir öğüttür. Buradan sorumlu tutulacaksınız (Zühruf 44) O ayan beyan gösteren kitaba yemin olsun ki, biz onu kutlu bir gecede indirdik. Hiç kuşkusuz biz uyarıcılarız, hikmetlerle dolu her iş ve oluş o gecede ayırt edilir. Katımızdan bir emir olarak (Dühan 2-3-4-5) Biz, o Kur’an’ı senin diline kolaylaştırdık ki düşünüp öğüt alabilsinler. (Dühan 58) Biz anne babasına çok iyi davranmasını önerdik, annesi onu zahmetle taşıdı, zahmetle doğurdu. Taşınması ve sütten kesilmesi 30 aydır. Nihayet yiğitlik çağına gelip kırk yaşına geldiğinde şöyle der “ Rabbim, beni bana ve ebeveynime (anne-babama) verdiğin nimete şükretmeye, hoşnut olacağın iyi bir iş yapmaya yönelt. Soyum içinde, benim için barışı gerçekleştir. Sana yöneldim ben, sana teslim olanlardanım ben! (Ankaf 15) Yemin olsun, içinizden gayret gösterip didinenlerle sabredenleri bilinceye kadar, sizi belalarla imtihan edeceğiz. (Muhammed 30) Şu iğreti hayat, sadece bir oyun ve eğlencedir. Eğer iman eder korunursanız, Allah ödüllerinizi verecek ve sizden mallarınızı istemeyecektir. Eğer onları isteyip bunun için sizi zorlasaydı cimrilik ederdiniz. Böylece Allah şiddetli kinlerinizi ortaya çıkardı. İşte sizler Allah yolunda harcamaya çağrılan insanlarsınız. (Muhammet 36-37-38) Doğrusu onlar bundan önce de iyilik ve güzellik sergilemekteydiler. Gecenin pek azında uyumaktaydılar. Seher vakitlerinde af dilemekteydi onlar, onların mallarında ihtiyaç sahibi için, yoksun için bir hak vardı. (Zariyat 16-17-18-19) Göğe gelince, onu biz ellerimizle kurduk. Hiç kuşkusuz biz genişleticileriz. (Zariyat 47) Kur’an’la hatırlat öğüt ver. Çünkü bu şekilde hatırlatıp öğüt vermek müminlere yarar sağlar. (Zariyat 55) Ben cinleri ve insanlar bana ibadet etmeleri/ benim için iş yapıp diğer üretmeleri dışında bir şey için yaratmadım. (Zariyat 56) Gerçek şu ki insan için çalışıp didindiğinden başkası yoktur. (Necim 39) Allah ve resulüne iman edin, sizi üzerinde daha öncekilerin yerine buyruk sahibi yaptığı şeylerden başkalarına pay çıkarın (Hadid 7) Allah’a kim bir güzel borç verecek ki, o onun verdiğini kat kat artırsın. Böyle birisi için onur verici bir ödül de vardır. Şu bir gerçek ki sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, bir de Allah’a güzelce borç verenler için karşılıkları kat kat yapılır. (Hadid 11-18) Yeryüzünde ve kendi benliklerinizde meydana gelen hiçbir musibet yoktur ki biz onu yaratmadan önce bir kitapta belirlenmiş olmasın. Bu Allah için çok kolaydır. Böyle yapılmıştır ki elinizden çıkana üzülüp ümitsizliğe düşmeyesiniz ve Allah’ın size verdiğiyle sevinip şımarmayasınız. Çünkü Allah kendi beğenip övünenlerin hiçbirini sevmez. (Hadid 22-23) Allah’a ve ahret gününe inanan bir topluluğun Allah’a ve resulüne karşı çıkanlarla sevgiye dayalı bir dostluk kurduğunu göremezsin. Bunlar ister onların babaları olsun, ister çocukları olsun, ,ister kardeşleri olsun, ister akrabaları olsun. (Mücadile 22) Nefsinin cimriliğinden/doymazlığından korunanlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. Ey iman edenler! Allah’tan sakının ve her benlik yarın için önden ne gönderdiğine baksın. Allah yapmakta olduklarınızdan haberdardır. Eğer biz bu Kur’an’ı bir dağın üzerine indirseydik, her halde sen onu Allah korkusundan huşu ile boynunu bükmüş, çatlayıp yarılmış görürdün. Biz bu benzetmeleri insanlar için yapıyoruz ki inceden inceye düşünebilsinler. (Haşr 18-21) Kıyamet gününde, ne hısımlarınızın ne de çocuklarınızın size hiçbir yararı olmaz. O sizi birbirinizden ayıracaktır. (Mümtehine 3) Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Allah adaleti ayakta tutanları sever. Allah sizi; ancak din hakkında sizinle savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran, çıkarılmanıza yardım eden kimselerle dost olmaktan/onları işlerinizin başına geçirmekten yasaklar. Onları dost/yönetici edinenler, zalimlerin ta kendileridir. (Mümtehine 8-9) Ey iman sahipleri! Yapmayacağınız/ yapamayacağınız şeyi neden söylüyorsunuz. Bunu söylemeniz Allah katında büyük bir günahtır.(Saff 2-3) Ey iman sahipleri! Dikkatlerinizi, sizi korkunç bir azaptan kurtaracak bir ticarete çekeyim mi: Allah’a ve onun resulüne inanın. Allah yolunda canlarınız ve mallarınızla didinirsiniz. İşte bu sizin için en hayırlısıdır: eğer bilirseniz (Saff 10-11) Münafıkları Allah asla affetmeyecektir. (Münafikun 6) Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah’ı anmaktan alıkoymasın. Böyle bir şey yapanlar, hüsrana uğramışların ta kendileridir. Sizden birine ölüm gelipte “Ey rabbim, yakın bir süreye kadar beni geciktirseydin de içtenliğimi belgelemek için bir şeyler vererek iyilik ve barışsevenler olsaydım” demesinden önce, size rızık olarak verdiklerimizden dağıtın. (Münafikun 9-10) Ey iman edenler! Şu bir gerçek ki eşlerinizin ve evlatlarınızın içinden size bir düşman vardır; onlara karşı dikkatli olun. Eğer affeder, ellerini tutar, hatalarını görmezden gelirseniz kuşkusuz, Allah da affedici merhamet edici olur. Şu bir gerçek ki mallarınız ve çocuklarınız bir imtihan aracıdır. (Tegabün 14-15) Hanginizin daha güzel iş yapacağını belirlemek için sizi imtihana çekmek üzere ölümü ve hayatı yaratan o dur. Aziz’dir o, Gafurdur. (Mülk 2) Şunların hiçbirine eğilme, uyma! Çok yemin eden, bayağı-alçak, alaycı-gammaz, günaha batmış, kaba-obur, bütün bunlardan sonra da soyu bozuk, kötülükle damgalı. (Kalem 13) Bunlar namazlarında/dualarında süreklidirler, bunların mallarında belirli bir hak vardır, yoksul ve yoksun için, bunlar din gününü içtenlikle doğrularlar. Bunlar yalnız rablerinin azabından ürperirler, bunlar ırzlarını titizlikle korurlar, kim bunun ötesini isterse işte böyleleri sınırı aşanların ta kendileridir. Bunlar kendilerindeki emanetlere ve ahretlere sadık kalırlar, bunlar tanıklıklarını tam yaparlar ve bunlar namazlarını korurlar. (Mecric 2334) Şu bir gerçek ki yeni bir oluşa koyulmak üzere geceleyin kalkan, yer tutma bakımından daha güçlü, söz bakımından daha etkilidir. (Müzemmil 6) Rabbin kesinlikle biliyor ki sen, gecenin üçte ikisinden daha azını, yarısını, üçte birini ayakta geçiriyorsun. Seninle beraber onlardan bir grupta öyle Kur’an dan kolay geleni okuyun. (Müzemmil 20) Rabbin yüceliğinden korkup nefsini boş heveslerden yasaklanmış olan içinse, cennet barınağın ta kendisidir. (Naziat 40-41) Şiddetle çarpanın çıkardığı korkunç ses geldiğinde, bir gün ki o kişi öz kardeşinden kaçar, öz annesinden, eşinden, oğullarından o gün onlardan her kişinin kendisine yetecek bir uğraşı vardır. (Abese 33-34-35-36-37) Ve şu kuşkusuz ki, sizin üzerinizde koruyucular-bekçiler var, çok değerli yazıcılar. Bilirler yapmakta olduğunuzu. (İnfitar 10-11-12) Azap kaygı tartıda ve ölçüde hile yapanlara olsun ki onlar insanlardan alırken ölçüyü tam yaparlar, onlara vermek üzere tartıp ölçtükleri zaman, eksiltmeye giderler. Peki, bunlar kendilerinin diriltileceğini sanmıyorlar mı(Mutaffifin 1-2-3-4) Eğer hatırlatmak yarar sağlarsa hatırlat/öğüt ver. İçi ürperen öğüt alacaktır. İçi kararmış bedbaht ise ondan kaçınacaktır. En büyük ateşe girer o. Sonra orada ne ölür ne de hayat bulur. (A’la 913) Artık Kur’an ile uyar/düşündür. (Ğaşiye 21) İnsan böyledir. Rabbi kendisini deneyip te ona cömert davranır, nimet yağdırırsa “ rabbim bana ikramda bulundu” der. Ama rabbi onu sıkıntıya uğratıp rızkını ölçüye bağlarsa “rabbim bana ihanet etti der. Doğrusu şu ki siz yetime ikramda bulunmuyorsunuz. Yoksulun doyurulmasını teşvik etmiyorsunuz, mirası derleyip toplayıp yiyorsunuz, malı devşirip depolatacak bir sevgiyle seviyorsunuz, iş böyle gitmeyecektir. Yer birbirine çarpılıp dümdüz hale geldiğinden, Rabbin gelip melekler saf saf dizildiğinde O gün, cehennemde getirilir. İşte o gün düşünüp anlar insan. Ama düşünüp hatırlamanın ona ne yararı var! Der ki, “ keşke şu hayatın için önden bir şeyler göndermiş olsaydım” (Fecr 1524) Akabeye, sarp yokuşa atılamadı o. Sarp yokuşun ne olduğunu sana bildiren nedir? Özgürlüğü zincirlenenin bağını çözmektir o, yahut açlık ve perişanlık gününde doyurmaktır o, yakınındaki bir yetimi, yahut ezilmiş-boynu bükülmüş bir yoksulu. Sonra da iman eden ve birbirine sabrı öneren, merhameti öneren kişilerden olmaktır o. (Beled1117) Sizin emek ve gayretiniz mutlaka dağınık ve parça parçadır. Kim sahip olduğundan verir ve sakınırsa ve güzeli doğrularsa, biz ona en kolay olanı kolaylaştıracağız. Ama kim cimriliğe sapar ve kendisini tüm ihtiyaçların üstünde görür ve güzelliği yalanlarsa, biz onu, en zor olana sevk edeceğiz. (Zeyl 4-5-6-7-8-9-10) Zorluğun yanında bir kolaylık mutlaka var. O halde, bir iş ve oluştan boşalır boşalmaz yeni bir iş ve oluşa koyulup yorul! Ve yalnız Rabbine yönel (İnşirah 5-6-7) Yaratan Rabbinin adıyla oku/çağır. O dur kalemle öğreten, insana bilmediğini öğretti. (Alak 1-4-5) Biz onu Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin niteliğini sana gösteren nedir? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve ruh Rablerinin izniyle o gecede her iş için iner de iner. Bir esenlik ve huzur vardır sürüp gider o, tan yeri ağarıncaya kadar! (Kadir 1-2-3-4-5) Aldatıp oyaladı o çokluk yarışı sizleri, öyle ki ziyaret edip saydınız kabirleri, yemin olsun o cehennemi mutlaka göreceksiniz, sonra o gün nimetten kesinlikle sorguya çekileceksiniz. (Tekasür 1-2-6-8) İnsan gerçekten tam bir hüsran içindedir. İnanıp barışa/hayra yönelik işler yapanlar, birbirlerine hakkı önerenler, birbirlerine sabrı önerenler müstesnadır. (Asr 2-3) Yazıklar olsun arkadan çekiştirenlerin/kaş göz işareti yapıp alay edenlerin tümüne (Hümese 1) Gördün mü o, dini yalan sayanı? İşte odur yetimi itip kakan, yoksulu doyurmayı özendirmez o. Lanet olsun o namaz kılanlara ki namazlarında gaflet içindedir onlar. Riyaya sapandır onlar/gösteriş yaparlar. Ve onlar kamu hakkını yerine ulaşmasına/ zekâta/ yardıma iyiliğe engel olurlar. (Maun 17)   DUALAR Rabbimiz bizden gelen niyazları kabul buyur. Sen evet sen Semi’sin, her şeyi çok iyi duyarsın, Alimsin her şeyi çok iyi bilirsin. Rabbimiz bizi Allah’a teslim olan kıl. Bizim tövbemizi kabul et. Sen evet sen Tevvabsın. Tövbeleri cömertçe kabul edersin. Rahim’sin. Rahmetini cömertçe yayarsın. Aziz’sin tüm ululuk ve onun sahibisin. Hakim’sin, tüm hikmetlerin kaynağısın. (Bakara 128-129) Ey rabbimiz. Bize dünyada da güzellik ver, ahrette de güzellik ver. Ve bizi ateş azabından koru. Dinledik. Boyun eğdik! Affet bizi ey Rabbimiz. Dönüş yalnız sanadır. (Bakara 285) Ey rabbimiz! Bizi doğruya ve güzele ilettikten sonra kalplerimizi bozup eğriltme ve bize katından bir rahmet bağışla. Sen yalnız sen Vahhab’sın, bol bol bağışta bulunansın. (Ali İmran 8) Ey rabbimiz! Kuşkusuz olarak sana inandık. Bağışla günahlarımızı ateş azabından koru bizi. (Ali İmran 16) Şöyle yakar; ey mülkün sahibi Allah’ım. Sen mülkü dilediğine verirsin, mülkü dilediğinden çekip alırsın. Dilediğini yüceltip aziz edersin, dilediğini alçaltıp zelil kılarsın. İmkân, mal ve nimet senin elindedir. Sen her şeye Kadir’sin. Geceyi gündüzün içine sokarsın, gündüzü de gecenin içine sokarsın. Diriyi ölüden çıkarırsın, ölüyü diriden çıkarırsın! Dilediğini hesapsızca rızıklandırırsın. (Ali İmran 26-27) Ey rabbimiz sen kâinatı boşuna yaratmadın. Şanın yücedir senin. Ateş azabından koru bizi. Ey rabbimiz sen birini ateşe soktun mu onu tam rezil etmişsindir. Ey rabbimiz iman ettik, günahlarımızı bağışla bizim. Kötülüklerimizin üzerini ört ve bize iyilerle birlikte ölmek nasip et! Ey rabbimiz! Resullerin aracılığıyla bize vaat etmiş olduğunu da bize ver, kıyamet günü bizi rezil etme, sen vaadine asla ters düşmezsin. (Ali İmran 191, 192, 193, 194) Tespih ederiz seni ey Allah’ımız, bütün övgüler âlemlerin rabbi Allah’adır.  (Yunus 10) Rabbim! Beni gireceğim yere doğruluk – dürüstlükle sok, çıkacağım yerden de doğruluk- dürüstlükle çıkar. Katından bana yardımcı bir güç ver. (İsra 80) “hamt o Allah’a özgüdür ki, çocuk edinmemiştir, mülk ve yönetiminde ortağı yoktur, acizlik yüzünden dost edinmemiştir” ve tekbir edip yücelt onu (İsra 111) Rabbim şeytanların dürtüklemelerinden sana sığınırım, onların başıma üşüşmelerinden sana sığınırım. (Müminun 97-98) Rabbim! Affet, merhamet et. Sen merhametlilerin en hayırlısısın. (Müminun 118) Rabbimiz cehennem azabını bizden uzak tut, doğrusu onun azabı inatçı yapışkandır. (Furkan 65) Rabbimiz eşlerimizden ve çocuklarımızdan bize göz aydınlığı bağışla. Bizi takvaya sarılanlara önder kıl. (Furkan 74) Ey rabbimiz! Yalnız sana güveniyoruz, yalnız sana yöneliyoruz. Dönüş yalnız sanadır. Ey rabbimiz bizi küfre sapanlar için bir fitne/imtihan aracı yapma. Bağışla bizi ey Rabbimiz. Sen yalnız sen sonsuz kudretin, sonsuz hikmetin sahibisin. (Mümtehine 4-5)