CHP Vakfıkebir İlçe Başkanı Mehmet Kesin, yönetim kurulu adına yaptığı açıklamada, yaylalardaki yıkım kararının alınmasında AK Parti yöneticileri tarafından adil davranılmadığının altını çizdi.

Başkan Keskin, “Alınan yıkım kararı konusunda bütüncül bir yaklaşım içinde değiliz. Hangi kısımları doğrudur hangi kısımları yanlıştır bir birinden ayırmak gerekiyor. Elimizden geldiğince bunu vatandaşlara ve yetkililere anlatmaya çalışıyoruz.”
“YASLANDIĞI SİYASİ GÜÇLE YAYLALARI KENDİNİN KABUL EDENLER VAR”
Başkan Mehmet Keskin sözlerine şöyle devam etti; Son yıllarda yaylalarımız betonlaştı. Yıllarca hiç gir engelle karşılaşmadan paraya ve yaslandığı siyasi güce dayanarak oralara gelip villalar konduranlar var. Biz buna karşıyız. Çünkü onlar gerçek yaylacılar değil. Yaylaların ortak alanlarından yer alan, yaslandığı siyasi güçle oraları kendinin kabul eden, oralara villalar yapmayı hak kabul eden bir kesim var. Bunu yanlış buluyoruz. Bir de yüz yıllardır bu yaylalarda yaylacılık yapan, hayvancılık yapan, oraları bekleyen, koruyan, geliştiren halkımız var. Onların dededen, babadan kalma gelenekleri var. Oraları yurt bilmişler, emek vermişler. Şu an hükümetin yaptığı bunları birbirinden ayırmıyor; adını orayı işgal eden, orayı yağmalayan anlamında bir ifadeyle son bir yıla ait tespit yaptırıyor. Bu yanlıştır! “BU BİR VİCDANSIZLIKTIR”
Adını kaçak yapı koyarsanız ve bunu son bir yılla sınırlandırırsanız burada bir haksızlık vardır. Yani son bir yılda yapılanlar kaçak da, önce yapılanlar değil mi? Bu yapılaşmalar devlet tarafından bir hukuka bağlanmamış ki. Bunu neye göre söylüyorsunuz? Yaylalarda son bir yıl içindeki yapıların adını kaçak yapı koyarsanız bunda bir yanlışlık vardır. Yıllardan beri yapılanların tamamı aynı hukuk düzenine bağlı yapılmış.
Şöyle bir mağduriyetle karşı karşıyayız: Yüz yıllardan beri yaylacı olan vatandaşımızın yaptığı yapı eskimiş ve yenilenmesi gerekiyor. Kendine ait olan alan üzerinde eski evini yıkıyor ve mütevazı bir şekilde yerine yenisini yapıyor. Şimdi bu tür yapılar son bir yıl içersinde yapıldı diye yıkım kararı alınıyor. Bu bir vicdansızlıktır! Bu olmaz! Son bir yıl diyoruz; peki 2016 yılında, 2015 yılında geriye doğru gittiğiniz zaman siyasi gücüne dayanarak, parasının gücüne dayanarak gidip orda villalar yapanlar, çok katlı binalar yapanlar, onlar ne olacak? Onlar neden bu yıkımların içinde yok? Bu olmaz; Bunun kabul edilebilir hiçbir tarafı yoktur.
“YAYLALARIN DÜZENİNİ BOZAN AKAP’NİN TA KENDİSİDİR”
Bizler yaylalarımızın betonlaşmasına karşıyız. Beton yapılar tabii ki yıkılsın ama yıllardan beri orayı bekleyen, orayı koruyan, geçimini sağlamak için oraya ihtiyacı olan insanların mütevazi barınaklarını değil; oraya ticaret için, rant için, keyfi için gelip yerleşenlerin binalarını yıkabiliyor musunuz? Çaykara’ya bağlı Köprübaşı’nın bir yaylasında yıkım başladı. Berat Albayrak’ın yakınının oradaki binası yıkılmayacak. Neden? Yapımına 2016 yılında başlanmış. Ayıptır, günahtır. Yaylaların ortak alanlarının ihlaline elbette karşıyız. Ancak vatandaşların kendilerine ayrılmış arazi üzerinde evini yenilemesinde hiçbir sakınca yoktur. Yaylaların düzeni böyle bozulmaz. Yaylaların düzenini bozan rantçılardır, Yaylaların düzenini bozan AKP’nin ta kendisidir. 2002’de iktidara geldikleri zaman yaylaların fotoğraflarına bakın, şimdiki yaylaların fotoğraflarına bakın. Oraları ranta açan AKP’nin kendisidir. Yıkılacak mı, AKP milletvekillerinin, ilçe başkanlarının, il başkanlarının, yöneticilerinin, zenginlerinin, patronlarının evleri yıkılacak mı? Yıkılmayacak?
AKP FAKİR FUKARANIN EVİNDEN ELİNİ ÇEK!
Biz, yanlışın karşısındayız. Yaylacıların yanında, gerçek işgalcilerin de karşısındayız. Devlet olarak vatandaştan elektrik parası alıyorsun. Yol yapıyorsun. Alt yapı yapıyorsun. Binayı yaparken olmaz demiyorsun. Bu kadar masraf etmiş şimdi de yıkacağım diyorsun. Bu haksızlık. Devletin bu konuyu hukuki bir zemine oturtması gerekiyor. Ruhsatlandırma yapması gerekiyor. Yaylaların dokusuna uygun projelerle vatandaşların karşısına gelmelidir.
Yaylacılar var, rantçılar var. AKP yaylacıyı eziyor. Rantçıyı koruyor.
Uygulamanın özü şudur: Garibanın evini yıkılacak, yandaşa dokunulmayacak.
AKP’ye son sorum şudur; Yıktığınızı neye göre yıkıyorsunuz; yıkmadığınızı neye göre yıkmıyorsunuz? İfadelerine yer verdi.