Vakfıkebir Büyükliman Aile Sağlığı Merkezi Doktoru Zafer Kamiloğlu, Çocukların bağışıklık sistemleri hakkında açıklamada bulundu.
 
Doktor Zafer Kamiloğlu; Son günlerde yaşanan ağır kış şartlarıyla birlikte gribal ve diğer enfeksiyonlardaki artış aklımıza bağışıklık sistemini getiriyor. Bağışıklık sistemi bizi enfeksiyonlardan koruyan savunma mekanizmamızdır. Bu sistemi güçlendirmek için neler yapmalıyız.
 
“ÇOCUKLARDA BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ”
 
Başta anne sütü ile beslenme olmak üzere, çocukluk çağında geçirilen hastalıklar ve uygulanan aşıların bağışıklık sisteminin gelişimine katkıda bulunmaktadır. Çocukluk çağında enfeksiyon hastalıkları daha sık görülür. Zamanla gelişen bağışıklık sistemi sayesinde enfeksiyon hastalıkları azalır. Yaşlılık ile birlikte bağışıklık sistemi de yaşlandığından tekrar enfeksiyonlarda artış görülür. Bağışıklık sistemi; kötü beslenme, olumsuz çevre şartları, uykusuzluk, aşırı yorgunluk ve stresle beraber zayıflar. Bu nedenle çocuğunuzu enfeksiyonlardan korumak ve bağışıklığını güçlendirmek istiyorsanız;
•           Yeni doğandan itibaren tüm aşılarını yaptırın.
•           Ellerini düzenli ve sık yıkamasını sağlayın. Ellerin sık yıkanması birçok enfeksiyon hastalığından korunmada en önemli koruyucu mekanizmadır. El yıkamasının mümkün olmadığı durumlarda el dezenfektanı kullanın.
•           Düzenli ve dengeli beslenmesini sağlayın. Protein, karbonhidrat ve yağ içeriği dengeli ayrıca vitaminden zengin meyve ve sebze tüketimine dikkat edin.
•           Bol sıvı tüketmesini sağlayın.
•           Yeterli ve düzenli uyumasını sağlayın.
•           Sigara dumanından uzak tutun.
•           Mecbur kalmadıkça kalabalık mekânlara sokmayın.
•           Hasta kişi ve çocuklardan uzak tutun.
•           Mevsimine uygun giydirin.
•           Yaşına uygun ve düzenli spor yapmasını sağlayın.     
Aşırı hijyen çocukların bağışıklık sistemini olumsuz etkiler!
Bağışıklık sisteminin çocukluk döneminde kuvvetlendirilmesi yetişkinlik döneminde sağlıklı bir yaşam sürdürülebilmesi açısından büyük önem taşır. Düzenli beslenmenin yanı sıra, çocukların sağlıklı ortamlarda büyümesi bağışıklık sisteminin gelişmesinde önemli bir rol oynar. Ancak sağlıklı ortam denildiğinde akla aşırı hijyen ortamlar gelmemeli. Çünkü çocuklar bağışıklık sisteminin gelişebilmesi için çevredeki mikrop ve bakterilere de ihtiyaç duyarlar.
Bağışık sisteminin gelişimi anne karnında başlar. İlk aylarda zayıftır ve zamanla geçirilen enfeksiyonlar ile hafıza fonksiyonu gelişerek olgunlaşır ve vücudumuzu korumaya başlar. Annenin gebelikteki beslenmesi, stresi, gebelikte geçirilen enfeksiyonlar ile bağışık sistemi oluşmaya başlar. Bebek doğduktan sonra da çocuğun beslenmesi, yaşadığı ortamın fiziksel durumu, çocukluk döneminde geçirilen enfeksiyonlar, kullanılan ilaçlar ve aşılar ile bağışıklık sistemini etkileyen faktörlerdir. Bir çocuğun her yıl aşağı yukarı 7 – 10 kez üst solunum yolları enfeksiyonu geçirmesi son derece normal ve bağışıklık sistemini güçlendiren bir durumdur.
Anne sütü bağışıklık sisteminin en önemli besin kaynağı!
Beslenme bağışıklık sistemini en çok etkileyen çevresel faktörlerden biridir. Bağışıklık sisteminde en önemli besin kaynağı tabi ki anne sütüdür. Anne sütü içeriğindeki immunglobulinler ve koruyucu diğer faktörleri bebeğe direkt olarak geçmekte ve bireyin ömür boyu onu koruyacak olan bağışıklığının ilk temellerini atmaktadır.
Dengeli ve düzenli beslenme bağışıklık sistemimizi güçlendirir.
Sebze ve meyveler içerdikleri vitaminler yoluyla özellikle de D ve C vitaminleri ile bağışıklığımızı güçlendiren besinlerden biridir. Sebzelerden brokoli – lahana – kereviz – pazı – turp – ıspanak gibi yeşil yapraklı sebzeler özellikle kış aylarında mutlaka tüketilmesi gereken bağışıklığı güçlendiren sebzelerdir. Çiğ ya da özellikle soğan ve sarımsağın da bağışıklığı güçlendirici ve antimikrobiyal etkileri olduğu için bunlarla birlikte pişirilerek tüketilmeleri önerilir.
Balık içerdiği omega 3 yağları ile bağışıklığı destekler haftada en az 1 öğün balık tüketimi çok önemlidir. Meyvelere geçersek, öz turunçgiller portakal – mandalina ve limon tüketilmelidir. Kışın çocuklarımıza hazırlayacağımız limonata hem çok sevecekleri bir içecek yerine geçecek hem de C vitamini içeriği ile çocuklarımızı enfeksiyonlara karşı koruyacaktır. Günde en az 1 portakal ya da 2 mandalina tüketilmesini çocuğa günlük ihtiyacı olan C vitaminini sağlar.
Mayalı ürünler yoğurt – kefir vb. içerdikleri probiyotikler ve prebiyotikler ile bağışıklık sistemimizi güçlendirirler. Yoğurt – ayran – kefir gibi besinlerde bulunan probiyotik ve prebiyotikler açısından mutlaka tüketilmesi gereken gıdalar içindedir. Unutulmamalıdır ki; çocukların piyasada bulunan vitamin ve bağışıklık sistemi güçlendirici ürünleri almak yerine sağlıklı ve dengeli beslenerek bu vitaminleri doğal yoldan almaları en güzel yoldur.
A vitamini sarı renkli ve koyu yeşil sebze ve meyvelerden elde edilebilmektedir. Karotenler A vitamini öncüsü sayılır. Bu nedenle savunma sisteminin yardımcı elemanlarındandır. Greyfurt, havuç, kuru kayısı, Trabzon hurması, kırmızılahana, pancar, kırmızı turp, yaban mersini ve böğürtlende bol miktarda karoten bulunmaktadır. Tüketilen sebze ve meyvelerin mevsimine uygun olarak alınması, vücudun ihtiyacının doğal yoldan karşılanmasını sağlayacak ve çocuğunuzun savunma sistemini güçlendirecektir. C vitamini hastalıklardan korunmada önemli rol oynar. Bu vitamin en çok çilek, kivi, kavun, portakal, mandalina ve greyfurt gibi meyvelerde bulunmaktadır. Ayrıca zerdeçal ve zencefil C vitamini kaynaklarıdır. Anneannelerimizin ballı zencefil karışımının faydası hepimiz tarafından bilinmektedir. Çocukların günlük ortalama 100 mg kadar C vitaminine ihtiyaçları vardır. C vitamini depolanan bir vitamin değildir. Fazlası vücuttan atılmaktadır. Bağışıklık sisteminin korunması için olmazsa olmazlardan olan E vitamini de; kuruyemiş, zeytin, zeytinyağı ve bazı yeşil sebzelerde bulunmaktadır. Çinko elementinin de güçlü savunma mekanizmasında önemli rolü vardır. Bu nedenle son yıllarda çinko preparatları çok satanlar listesinde yer almaktadır. Oysaki çocuğunuz, her gün tükettiği gıdalardan kendisi için gerekli olan çinkoyu alabilir. Örneğin; 100 gr ette (3 köfte) 9 mg, pişmiş nohutun 100 gramında 1.4 mg çinko bulunmaktadır. 1-3 yaş arasındaki bir çocuğun 3 mg çinkoya ihtiyacı olduğuna göre, sadece 1 köfte tüketen bir çocuk bile çinko ihtiyacını rahatlıkla karşılamış olacaktır. Ülkemizde en yaygın sağlık sorunlarından biri de demir eksikliği anemisidir. Demir eksikliği anemisi hem demir alımının yetersiz kaldığı hem de demir kaybının olduğu durumlarda ortaya çıkabilir. Demir; et, pekmez, ciğer, yumurta, kuru üzüm, bakliyat ve bazı yeşil sebzelerde bulunur.
D vitamini de savunma sistemi için gerekli vitaminlerdendir. Güneşin çok yakıcı olmadığı saatlerde güneşe çıkmak D vitamini seviyesini normalleştirecektir. Gripten korunmak için aşı uygulaması konusunda da uzmanlar çocukların gelişigüzel aşılanmaması gerektiği konusunda birleşmektedir.