Vakfıkebir İlçe Müftüsü Hüseyin Köksal, camilerde cemaatin uyması gereken hususlarla ilgili bilgilendirmede bulundu.

Köksal; Allah'ın adının yüceltmeye mahsus ilk özel mekan özelliğiyle Mekke'deki Beytullah, ilahi  din geleneğinde mabetlerin insanlık tarihi kadar eskiye dayandığını göstermektedir. Namaz ibadetinin yerine getirildiği camiler; Beytullah'ın şubeleri ve Müslüman hayatının vazgeçilmez mektepleridir de. Camide bir araya gelen birçok kimsenin, bilinçli bir topluluğa dönüşmesi ve cemaat olması için abdest, camiye giriş ve çıkış, camideki ibadet aşamasıyla ilgili Hz. Peygamber (sav)'in uygulamaları dikkate alınmalıdır.
Evvela camiye sağ ayağıyla, Allah'a sığınarak ve Allah'ın adıyla, tevbe ve istiğfarla ve duayla girilmelidir.  Doğru olan sigara içmemektir. Bununla birlikte camiin avlusuna kadar sigara içerek gelinmemeli, sigara atıldıktan hemen sonra camiye girilmemeli, tabi ki, izmaritler özellikle cami çevresine atılarak çevre kirletilmemeli, cemaati rahatsız etmemeye, odaklanmasını bozmamaya, sessiz olmaya, dünya kelamı konuşmamaya, zorunlu hallerde de sesi yükseltmemeye özen göstermeli, ön saftan başlayarak boş olan yere oturmalı, özel yer belirleme cihetine gidilmemeli, önlerde yer varken arkalarda oturmamalı, ön saflara geçmek için cemaatin üzerinden de atlanmamalı, oturduktan sonra Kur'an tilavetiyle, tesbih tehlil ve zikirle meşgul olmalı, hal hatır sorma saikiyle de olsa yanındakiyle konuşmamalı, dedikodu yapılmamalı, Kur'an okunurken ve vaaz yapılırken selam verilmemeli, belki namaz kılmayan ve dini bir meşguliyeti olmayana sadece onun duyacağı bir ses tonuyla selam verilebilir.
Camiye temiz ve yeni elbiseyle ve çoraplı, erken ve acele etmeden gidilmeli, güzel koku sürülmeli, ezan okunmamış ve kerahet vakti değilse iki rekat namaz kılınmalı, ezanla namaz arasında aile, vatan, millet, mukaddesat ve onun koruyucuları, aziz şehitler, gaziler, güvenlik güçleri ve bütün müminler için dua edilmelidir.
 
"NAMAZI BEKLERKEN"
Namazı beklerken Allah'ın misafiri olma vakar ve terbiyesiyle düzgün oturulmalı, dinlenme vaziyetini ve ciddiyetsizliği andıran, herhangi bir yerdeki oturuştan farksız, ayaklar uzatılarak, her ikisi de dikilerek, bir yanı üzere yaslanarak sıradan bir oturuş tercih edilmemeli, tesbihle tesbihat yapılmalı, dışarıdaki anlamsız tesbih alışkanlığı bırakılmalıdır.
Hz. Peygamber (sas), saf düzenini en önde erkekler, onun arkasına ergenlik çağına gelmeyen erkek çocukları, onların arkasına da kadınlar olacak şekilde düzenlemiştir.  Kadınların kalın perdelerle cemaatten soyutlanması doğru değildir. Ön safta yer varken ikinci saf oluşturulmaz.  Önlerde yer varken arkalarda saf tutmak mekruhtur. Bu bağlamda imamın arkasındaki saflardan bağımsız, müezzinlikten imama uymak sünnete ve adaba aykırıdır.
Vaazlar saygıyla dinlenmeli, tevhide, namaza ve manevi kurtuluşa çağıran ezana sükunetle dinlenmeli ve tekrarlanmalı,  ezan okunurken Kur’an okunmamalı, vaaz edilmemeli, selam verilip alınmamalı, konuşmamalı,
Ayakta dimdik durarak, sağa ve sola yalpalamadan, Rükuda sırt ve baş düz bir satıh oluşturacak şekilde eğilip en az üç defa sübhane Rabbiye’l-azim diyecek kadar bekleyerek, rükudan doğrulup, secdeye varmadan önce sübhane Rabbiye’l-azim diyecek kadar kıyam vaziyetinde kalarak, secdede en az üç defa sübhâne Rabbiye’l-ala diyecek kadar kalarak, iki secde arasında sübhane Rabbiye’l-ala diyecek kadar bekleyerek rükünlerin hakkı verilmelidir.
Ayakta iki ayak arasındaki mesafe çok geniş tutulmamalı kıyamda iken ayakların arası dört parmak en fazla bir karış kadar açık bulundurulması, secdede ayağın kıbleye bakması, ayak parmaklarının üst kısmının yere konmaması, otururken sağ ayağın dikilmesi, sol ayak üzerine oturulması  iki ayak parmağının kıbleye çevrilmesi ve yerle temas hâlinde tutularak yerden kaldırılmaması, yan yana duranların birbirlerini işitecek kadar sesli okumamaları sünnete muvafık namaz biçimidir.
 
"BİR ÖZRÜ ve HASTALIĞI OLANLAR"
Bir hastalığı, bir özrü sebebiyle namazını ayakta kılamayan oturduğu yerde kılar, bu mümkün değilse yatarak ima ile kılar. Ayaklarını kıbleye uzatarak veya istediği bir şekilde oturup namazını kılabiliyorsa tabure veya sandalyede namaz kılamaz. Engeli ve özrü nedeniyle hiçbir şekilde oturması mümkün değilse o zaman sandalyede kılınabilir.
Camiye temiz elbiseyle girilmeli, sarımsak, ter, çorap, sigara gibi kötü kokulardan arınmış olunmalı,   Camiler temiz tutmalı,  camileri sergi salonuna çeviren levhalardan, kıble cihetinin saatlerden, cami huşuu bozan çalar saatlerden arındırılmalıdır.
Namaz huşuunu bozan en tehlikeli aygıt, cep telefonlarının namaz esnasında kapatılmalı yahut sessize alınmalıdır. Unutulur da çalarsa bir tek hareketle kapatılmalı, cemaatin ibadet huzuru bozulmamalıdır. Camiye gelen çocuklar azarlanmamalı, takdir ve teşvik edilmeli, camilerin müdavimi olmaları sağlanmalıdır.
Duağiyle...