Memur musun? Gazeteci misin? Fotoğrafçı mısın? İlçemizde devlet memur olarak görev yapan bir arkadaş gazetecilik ve fotoğrafçılık mesleğine heves salmış durumda… Bu bizim acımızdan kötü bir şey değil. Ancak özellikle yüksekokulların mezuniyet törenlerinde ve festivallerin defile bölümlerinde elinde makine ile onlarca fotoğraf çeken bu arkadaşımızın çektiği fotoğrafları ne için çektiği ve nerede kullandığını da kimse bilmiyor. Tamam, doğa fotoğrafları çek, çiçek böcek çek, hatta bir görevin varsa mezun gençlerin fotoğraflarını, defile yapanların fotoğraflarını da çek. Ama görevin olmadan sade bir devlet memuru olarak yorulmadan, bıkmadan bir gazeteci arkadaşımızın çektiğinin iki misli fotoğraf çekiyorsan insan merak ediyor ister istemez. Ne olacak bu fotoğraflar? Veya orada bulunan kurum amirlerinden hiç mi çekinmiyorsun? Hatta gazetecilik boyutunu daha da ilerleterek kendi adını kullanarak dergi çıkaran bu memur arkadaşımız, adının yayınlanmasından da hiçbir çekince göstermiyor. Memur arkadaşımızın adının yayınlandığı bu dergiler ilçenin idari makamlarında en önemli görevlerde bulunan kişilere bile veriliyor. Acaba memur kanununda bir değişiklik mi oldu da bizim haberimiz yok. Yoksa memurlara gazetecilik serbest mi bırakıldı? Eyyy gidi Mehmet Arslan…. Bu memur arkadaşımız, sürekli şikayet ettiği ve “Giderse Ziyafet Vereceğim” dediği idari amirinin başka bir göreve atanması dolayısıyla mı bağlı olduğu kanunları rahat rahat çiğnemeye başladı? İdari amirinden bu nedenlerle mi rahatsızlık duyuyordu? Mehmet Arslan gitti, meydan boş kaldı… Bu kurumun başka bir yetkilisi yok mu? Tabi sorumlu olan kurum amirlerinin bu durumu görmezden gelmesi oldukça ilginç. Bundan sonra Vakfıkebir’de diğer memur arkadaşlarımızda çıksalar; “Bizlerde mezuniyetlerde, defilelerde en önlerde fotoğraf çekeceğiz, hatta dergi veya gazete çıkartarak bunları satmak sureti ile para kazanacağız. Hatta ve hatta bu dergileri satıp para kazanmak için mesai saatlerinde Ankara’ lara kadar gideceğiz” deseler, kimse, “sen memursun sana yasak” diyemez herhalde. Derse de o zaman adalet bunun neresinde diye sorarlar. Mantıklı olan şu değil mi; Eğer gazetecilik yapacaksan istifa et başla. Memurluk yapacaksan görevinin gereklerini yerine getir. Devlet memurluğu boş iş mi? Bu memur arkadaş bütün vaktini gazetecilik, fotoğrafçılık ve dergi satmakla geçiriyor. Son olarak herkesin kendi işini yapmasını beklemek en doğal hakkımızdır. Yapmayanlar ve bağlı oldukları kanuna aykırı davrananlarla ilgili yasal işlemlere başlanmasını bekliyor, talep ediyoruz. ******************* Geçen hafta 7. Düzenlenen Her Yönüyle Trabzon Etkinliklerine katıldım. Muhteşem bir ilgi vardı… Müthiş bir kalabalık vardı… Ankara’ da yaşayan insanların  ne kadar ilgili olduğunu gözlemledim… Kebir Süt ve İskenderoğlu Süt ürünlerinin Ankara’ da ne kadar değerli olduğunu da gördüm. Çünkü Kebir Süt ve İskenderoğlu Süt ürünlerinin stantlarının önündeki kalabalık hiç dinmek bilmiyordu. Ben bir kez daha Vakfıkebir’ li olduğum için gururlandım. O ürünler bizim Vakfıkebir’ imizde yapılıyor ve Türkiye’ nin dört bir tarafında satışa sunuluyor. Satış yapan elemanlar ürün alacak insanlara cevap vermekte zorlanıyorlardı… Bu etkinlikler boyunca Kebir Süt ve İskenderoğlu stantlarında o kadar kalabalık vardı ki ben elimdeki fotoğraf makinesini bıraktım ve satış yapmaya başladım… Vakfıkebir Belediyesinin bir eksiği var… Vakfıkebir Belediyesi bu ilçede ne kadar büyük firma varsa hepsini kendi stanttında toplayacaktı ve tanıtacaktı. İnsanlar Vakfıkebir’ de hangi firmaların olduğunu da bileceklerdi… Vakfıkebir için daha güzel olmaz mıydı? Vakfıkebir’ i tanıtmak istiyorsak, bütün yönleri ile tanıtmak daha mantıklı… Herkes Vakfıkebir’ de ne kadar büyük firmalar olduğunu görecekti…